Risale-i Nur nifak ve şikakı, tefrikayı, fitne ve fesadı kaldırıp; kardeşliği, uhuvvet-i diniyeyi, tesanüd ve teavünü yerleştirir. Risale-i Nur mesleğinin bir esası da budur. Risale-i Nur gurur ve kibir ve hodfüruşluk ve zillet gibi ahlâk-ı seyyieden kurtararak, tevazu’ ve mahviyet ve izzet ve vakar gibi güzel ahlâklara sahib kılar.
Devamını oku ›Etiket: "sosyal medya"
Sosyal Medya ve Nazar
“İnsanı çıldırtan her bir gözden Allah’ın tam kelimeleriyle Allah’a sığınırım.” (İbnMâce) diyerek nazar edebilecek zararlı bakışlardan Allah’a sığınan bir peygamber'(SAV)in ümmeti olarak nazar edilebilecek neyimiz varsa itinayla fotoğraflayıp sosyal medyaya servis eden bir ümmet haline geldik…
(Çetin KILIÇ)
BİLGİ KİRLİLİĞİ
Eskiden, tanıdıklarımızdan ayda yılda bir haber alırdık. Görüşemediğimiz süre zarfında hayatında geçen önemli olayları öğrenir, üzülür/sevinir, sonra kendi hayatımıza dönerdik. Şimdi ise pek çok tanıdığımızın her akşam ne yemek yediğini, o yemeği kiminle ve nerede yediğini biliyoruz…
(Muhiddin Yenigün )
“Elde var sonsuz” diyebilmek için…
Modern zaman insanının dünyasını henüz elde edemediği şey doldurmuşken, elinde olan o kadar şeye karşı şükürsüz ve kör bir ‘elde var sıfır’ psikolojisi içerisine girer. Oysa ki sahip olduklarının farkına varabilse ‘ne var ki elimde?’ gibisinden bir soruyu asla soramaz insan. Bilakis, ‘elde var sonsuz’ idrakiyle ve buna mukabil sonsuz şükürler ederek yaşamaktır her insana yakışan… (Metin Karabaşoğlu’nun yazısı..)
Devamını oku ›Asr-ı Saadet’in Medya Gücü!
“Resulullahın şöyle dediğini işittim: Hassan, müşrikleri hicvetti. Böylece hem şifa verdi. Hem de şifa buldu.” (Müslim/Fezailussahabe, 157) Günümüzde medyanın gördüğü bu toplumsal işlevi, saadet asrında şair ve hatipler görürdü. Öyle ki, şairlerin bir şiiriyle, hatiplerin bir hitabetiyle toplumlar bazan çatışmanın eşiğine gelirdi. Bazen de gerçekleşmez sanılan barışlar gerçekleşir; düşmanlıklar son bulurdu. Hatip ve şairlerin fonksiyonu böylesine güçlüydü.
Devamını oku ›