Evlerinizi Nur Medreselerine çeviriniz!
Eğitimde, edinilen bir bilginin pratik hayatta yaşanması önemli bir düsturdur. Günlük hayatımızda, evimizde pratiğe dökülmemiş bir ilim, bir değer, zamanla hayatımızdaki etkinliğini de kaybedecektir. Özellikle dini vazifelerde bu daha önemlidir.
İslamda ilim-amel ikilisi ayrılmaz bir bütündür. Ailede ise ilim ve amel beraber olduğu sürece eğitim adını alır. Evde amel edilmeyen ilim eksiktir. Ve insanın birincil amel yeri kendi hanesidir. Bunun içindir ki ; Peygamber efendimiz (sav) ” Evlerinizi mezarlığa çevirmeyin, orda da namaz kılın” buyurur. Özellikle Peygamber Efendimizin “çoban” diye nitelendirdiği aile reisi olan babaların bu hususa çok daha fazla dikkat etmeleri gerekir.
Çocuklarının dünyevi istikbalinden ziyade uhrevi istikbalini düşünmekle sorumlu olan ebeveynlerin, ev içindeki hareketlerine ve dini vecibelerine çok daha ehemmiyet vermeleri gerekir. Tadil-i erkana riayet etmeden namazını kılan bir anne-baba, istediği kadar çocuğa namaz ile ilgili ilmihal okusun yahut bu husus için mekteplere göndersin tesiri olmayacaktır.
İnsanların imanını kurtarmayı kendine vazife edinmiş biri, öncelikle hanımından, çocuğundan başlamalıdır. Kendi ailesinden hizmeti bilmeyen birisi, daha sonra hizmet hayatında bir engel olarak karşısına çıkabilir. Bunun içindir ki Bediüzzaman Said Nursi Emirdağ Lahikasında talebelerine;
“Herbir adam eğer hanesinde dört beş çoluk çocuğu bulunsa kendi hanesini bir küçük medrese-i Nuriyeye çevirsin. Eğer yoksa, yalnız ise, çok alâkadar komşularından üç-dört zat birleşsin ve bu heyet bulundukları haneyi küçük bir medrese-i Nuriye ittihaz etsin. Hiç olmazsa işleri ve vazifeleri olmadığı vakitlerde, beş on dakika dahi olsa Risale-i Nur’u okumak veya dinlemek veya yazmak cihetiyle bir miktar meşgul olsalar, hakikî talebe-i ulûmun sevaplarına ve şereflerine mazhar oldukları gibi, ıhlâs Risâlesinde yazılan beş nevî ibadete de mazhar olurlar. (Beş nevî ibadet aşağıya alınmıştır.) Hakikî ilim talebeleri gibi, onların maişetlerini temin hususundaki âdi muameleleri de bir nevî ibadet hükmüne geçebilir” diye kalbe ihtar edildi. Ben de kardeşlerime beyan ediyorum. ” demiştir.
Kendi hanesini Nur Dershanesine çevirmiş biri, ev halkıyla aynı dili konuşmanın verdiği haz ile o ailedeki muhabbet seviyeside daha ileri olacaktır. 5-10 dakika dahi olsa bunun tesiri çok büyüktür. Hanım ve çocukların, evde ailece yapılan dersten aldıkları feyiz, dışarıda yapılan bir dersten daha tesirli ve bereketli olacaktır. Dışarıda, tek başına güzel bir yemeği bile istemeyip “akşam ailemle, hanımımla beraber yerim” diyen fedakar bir eşin, aynı şekilde tek başına derslere katılıp, evde ailesini bu manevi ziyafetten mahrum bırakması elbette muhaldir.
Evet, küçük medrese-i nuriyelerdeki dersler, büyük medrese-i nuriyelerin, medresetüz-zehraların , büyük imani hizmetlerin çekirdeğidir.