Hanımların  Erkeklere Vurduğu Açık Saçıklık Darbesi

         “Kadınlar yuvalarında çıkıp beşeri yoldan çıkarmış; yuvalarına dönmeli…

         Mimssiz medeniyet  taife-i nisayı yuvalarından uçurmuş, hürmetleri de kırmış, mebzul meta (bol mal) yapmış. İslam onları rahmeten davet eder eski yuvalarına. Hürmetleri orada, rahmetleri evlerde, hayat-ı ȃilede. Temizlik zinetleri haşmetleri (heybetleri)hüsnü hulk; lutf-u cemali ismet (günahsızlık) hüsnü kemali şefkat; eğlencesi evladı. Bunca esbabı ifsat demir-sebat kararı lazımdır ta dayansın. Bir meclisi ihvanda ( erkek topluluğuna) güzel karı girdikçe riya ile rekabet, haset ile hodgamlık depretir damarları! Yatmış olan hevesat,(kötü hisler) birden bire uyanır. Taife-i nisada (hanımlarda) serbesti inkişafı sebep olmuş beşerde ahlakı seyyienin birden bire inkişafı,(kötü ahlakın uyanması) şu medeni beşerin hırçinlaşmış ruhunda, şu suretler denilen (hanımları resimleri) küçük cenazelerin mütebessim meyyitelerin (gülümseye ölü hanıların) rolleri pek azimdir; hem müthiştir tesiri.Nasıl meyyite bir karıya (ölü hanıma) nefsani nazarla bakmak, nefsin dehşetle alçaklığını gösterir. Öylede rahmete muhtaç bir biçare meyyitenin güzel tasvirine müştehiyane (güzel ölü hanımlara) bir nazarla bakmak ruhun hissiyat-i ulviyesini söndürür. Memnu’  heykel suretler: Ya zumlu mütehaccir, ( ya taşlaşmış zülüm) ya mütecessid riya, ya müncemid (a vücut bulmuş gösteriş) hevestir. (donuk hisler) Ya tılsımdır celbeder o habis ervahları.”(Sözler:727)

         “Madem her güzel güzelliğini sever ve elinden geldiği kadar  muhafaza etmek ister ve bozulmasını istemez.Ve madem güzellik bir nimettir. Nimete şükredilirse manen ziyadeleşir şükredilezse değişir çirkinleşir. Elbette  (hanımın) aklı varsa hüsün ve cemalini günahları kazanmak ve (erkeklere) kazandırmak ve çirkin ve zehirli yapmak ve o nimeti küfran ile   medar-ı azab bir surete çevirmekten (güzellik nimetini cehennemde yanma aleti olmamaktan)  bütün kuvvetiyle kaçacak. Ve o fani beş-on senelik cemali (güzelliğini) bakileştirmek için meşru’ bir tarzda istimal ile, o nimete şükredecek. Yoksa ihtiyarlıkta uzun zaman istiskale maruz kalıp me’yusane  ağlayacak.(ihtiyarlığında uzun zaman ağlayacak) Eğer terbiye-i İslamiye dairesinde,  ădab-ı Kur’niye zînetiyle o güzellik güzelliştirilse, o fani hüsün, manen baki kalacağı ve cennet’te hûrilerin cemalinden daha şirin ve daha parlak bir tarzda kendine verileceği hadiste katiyen sabittir (hanım dünyada çıplağını örterse ahirette cennet kızları olan hurilerden daha güzel olacak eğer o güzelin zerre miktar aklı varsa bu güzel ve parlak netice-i elinden kaçırmayacak…”(Gençlik rehberi:24)

         “Daire-i meşruada ki  keyfe iktifa ediniz ve kanaat getiriniz. ( dünyada helan olanı yeterli bulun)Sizin hanenizdeki masum evlatlarınızla masumane sohbet, yüzer sinemadan daha ziyade zevklidir. Hem katiyen biliniz ki; bu hayati dünyeviyede hakiki lezzet, İman dairesindedir ve imandadır.Ve amal-i salihanın (sevaplı işlerin) her birisinde bir manevi lezzet var. Ve dalalet ve sefahette,(sapıklık ve günahlarda) bu dünyada dahi gayet acı e çirkin elemler bulunduğunu Risale-i Nur yüzer kat’î delillerle ispat etmiştir. Ȃdeta imanda bir cennet çekirdeği ve dalalette ve sefahette bir cehennem çekirdeği bulunduğunu, ben kendim çok tecrübelerle ve hădiselerle aynelyakîn görmüşüm.”(Lem’alar: 203)

         “Kadınlar aile hayatında müdürü dahil olmak haysiyeti ile (hanım içişleri bakanı olduğu için) kocasının bütün malına evladına ve her şeyine muhafaza memuru olduğundan (hanımın)en esaslı hasleti sadakattır, emniyettir. Açık- saçıklık ise bu sadakatı kırar, kocası nazarında emniyeti kaybeder, ona vicdan azabı çektirir. Hatta erkeklerde iki güzel haslet olan cesaret ve sehavet (cömertlik) kadınlarda bulunsa bu emniyete ve sadakata (dürüstlüğe) zarar olduğu için, ahlakı seyyiedendir, kötü haslet sayılır.” (Lem’alar:198)

         “Kadınların saadeti uhreviyesi gibi, saadet-i dünyeviyeleri de ve fıtratlarındaki ulvi seciyeleri de bozulmaktan kurtulmanın çare-i yeganesi, daire-i İslamiyedeki terbiye-i diniyeden başka yoktur!.. Rusyada biçare taifenin (hanımların) ne hale geldiğini işitiyorsunuz Risale-i nurun bir parçasında denilmiş ki: aklı başında olan bir adam; refikasına muhabbetini ve sevgisini beş on senelik fani ve zahirî hüsnü cemaline ( erkek hanımın beş on senelik güzelliğine göz dikmez)bina etmez. Belki kadınların hüsn-ü cemalinin en güzeli ve daimisi, onun şefkatine ve kadınlığa mahsus hüsn-ü sîretine sevgisini bina etmeli.” ( erkek hanımın güzel ahlakını hedef almalı)  (Lem’alar:201)

         “Tesettür kadınlar için fıtridır ve fıtratları iktiza ediyor. Çünkü kadınlar hilkaten zayif ve nazik olduklarından, kendilerini ve hayatından ziyade sevdiği yavrularını himaye edecek bir erkeğin himayesine muhtaç bulunduğundan, kendini sevdirmek ve nefret ettirmemek ve istiskale (bıkkınlığa) maruz kalmamak için fıtri bir meyli var. Hem kadınların on adedinden altı-yedisi ya ihtiyardır, ya çirkindir ki; ihtiyarlığını ve çirkinliğine herkese göstermek istemezler. Ya kıskançtır, kendinden daha güzellere nispeten çirkin düşmemek veya tecavüzden ve ittihamdan.(iftiradan ) korkar; taarruza maruz kalmamak ve kocası nazarında hıyanetle müttehem olmamak için fıtraten tesettür isterler.Hatta dikkat edilse en ziyade kendini saklayan İhtiyarlardır ve on adetten ancak iki-üç tanesi bulunabilir ki; hem genç olsun ,hem güzel olsun, hem kendini göstermekten maddeten sıkılmasın. Malumdur ki insan sevmediği ve istiskal (nefret) ettiği adamların nazarından sıkılır, müteessir olur . Elbette açık saçıklık kıyafetine giren güzel bir kadın bakmasına hoşlandığı namahrem erkeklerden onda iki-üç varsa, yedi sekizinden istiskal eder. Hem tefahhuş ve tefessuh etmeyen (fahişe olmayan)bir güzel kadın nazik ve seri-üt teesür olduğundan, maddeten tesiri tecrübe edilen, belki semlendiren (zehirleyen) pis nazarlardan elbette sıkılır. Hatta işitiyoruz açık saçıklık yeri olan avrupada çok kadılar bu dikkati nazardan sıkılarak,” “Bu alçaklar bizi göz hapsine alıp sıkıyorlar. Kur’anın tesettür emri fıtrî olmakla beraber, o maden-i şefkat ve kıymettar birer refika-i ebediye olabilen kadınları tesettür ile sukuttan, zilletten ve manevi esaretten ve sefaletten kurtarıyor.” (Lem’alar. 195)

         Risale-i Nurların bu güzel yazılarından paylaşmaya kardeşleri da’vet eden Abdülkadir HAKTANIR

Sende yorum yazabilirsin