Kader Risalesi Üzerine
26. Söz’ün Zeyli ve Kader Bahsi Dışında Kalmasının Hikmeti
1. Temel Konunun Farklı Olması:
26. Söz, özellikle tevhid, nübüvvet ve haşir gibi imanın temel rükünlerini ele alır. Zeyl ise, bu ana konulara destek mahiyetinde farklı bir perspektif sunar. Kader meselesi, imanın diğer rükünleri kadar bu bağlamda ön planda değildir.
2. Kaderin Diğer Risalelerde İşlenmesi:
Kader bahsi, Bediüzzaman tarafından başka risalelerde (23. Söz, 24. Söz ve özellikle “Kader Risalesi) detaylıca açıklanmıştır. 26. Söz’ün zeylinde tekrar ele alınmasına gerek duyulmamış olabilir. K
3. Zeylin Özel Amacı:
26. Söz’ün zeyli, insanın mahiyeti, kâinattaki konumu ve Allah’a karşı kulluk vazifeleri gibi hususlara odaklanır. Burada asıl vurgu, insanın acz ve fakrını idrak edip Rabbine teslimiyetidir. Kader ise daha çok irade, kaza ve kudret tecellileriyle alakalı olduğundan, zeylin ana temasıyla doğrudan örtüşmeyebilir.
4. İmanî Meselelerde Tertip ve Tenasüb:
Risale-i Nur’da her bir söz/suret, kendine has bir düzen ve uyum içinde yazılmıştır. 26. Söz’ün zeylinde kaderin dahil edilmemesi, eserin genel kompozisyonu ve muhatabın ihtiyacı gözetilerek tercih edilmiş olabilir.
5. Kaderin Derinliği ve İhtilaflı Yapısı:
Kader meselesi, tarih boyunca çeşitli ihtilaflara sebep olmuş derin bir konudur. Belki de Üstad, bu bahsi daha sade ve tartışmasız iman hakikatlerine odaklanan bir zeylde tartışmaya açmamayı tercih etmiştir.
26. Söz’ün zeylinde kaderin yer almaması, eserin bütünlüğüne ve müellifin maksadına uygun bir tercihtir. Kader, zaten Risale-i Nur’un diğer bölümlerinde etraflıca izah edilmiştir. Bu durum, eserler arasındaki taksim-i vazife ve tenasüb-ü manevî ile de uyumludur.
26. Söz’ün Zeyli olarak bilinen metin, aslında “kader” konusunu işler ve doğrudan 26. Söz’ün esas konusuyla (yani sabır, şükür ve musibetlerin mahiyetiyle) doğrudan bağ kurmak ilk bakışta zor görünebilir. Bu durumun hikmeti birkaç noktada değerlendirilebilir:
1. Musibet–Kader İlişkisi
26. Söz, sabır ve musibetleri konu alır. Zeyl’de ise kaderin hikmetli tecellileri anlatılır. Burada Bediüzzaman, musibetlere karşı sabrın en önemli destekleyicilerinden birinin kader inancı olduğunu gösterir. İnsan başına gelen musibetlerde kaderin rolünü anlarsa, isyan etmez, sabır ve teslimiyet gösterir. Yani Zeyl, 26. Söz’ün ruhunu tamamlar ama farklı bir boyuttan: “Kaderi anlayan sabredebilir.”
2. Kader Konusu İçin Uygun Zemin
Bediüzzaman, kader gibi çok derin ve yanlış anlaşılmaya müsait bir konuyu, doğrudan “kader risalesi” gibi bir başlıkla vermek yerine, onu bir zeyl olarak sunarak hem dikkatleri daha yumuşak bir şekilde oraya çeker hem de konuyu daha hikmetli ve pedagojik bir yaklaşımla işler. Bu, Risale-i Nur’da sık görülen bir usuldür: Zor meseleler tali bir başlık altında verilir ki okuyucu yadırgamadan içine girsin.
3. Zeyl’in Lisanı ve Üslubu
Zeyl kısmı daha çok akli ve mantıki delillerle kaderi açıklar. Yani “felsefi kader” tartışmalarına karşı Kur’anî bakışı sergiler. 26. Söz ise daha çok hissî, moral ve psikolojik bir çerçevededir. Zeyl, bu hissî yapının akli temelini sağlar.
4. Zeyl’in Misyonu
Zeyl’de kaderin cüz’î fiillerle ilişkisi, insanın sorumluluğu, ilim-kader ilişkisi gibi meseleler detaylı işlenir. Bunlar doğrudan sabırla ilgili olmasa da, musibet karşısında insanın kadere isnatla kendini suçlamaması veya başkalarını itham etmemesi gibi sonuçlar doğurur. Bu da 26. Söz’ün pratiğe dönük boyutunu tamamlar.
Detaylı kader bahsi için şu risalelere bakılabilir:
23. Söz (Özellikle 1. Mebhas)
24. Söz’ün 3. Dalı
Kader Risalesi
Selam ve dua ile..
Muhammed Numan Özel
www NurNet.org