Kadına Yapılan Kötülüklere Verilecek Ceza
Evvela kadınlar gününü tebrikle, onlara yapılan baskı zulüm ve tecavüzleri tel in eder, yüce Peygamberimiz(sav)”in, buyurduğu gibi Cennetin anaların ayağı altında , Cennetin kazanılmasının annelerin duasını almaya bağlı olduğunu ifade ederim.
Bütün Peygamberleri , evliyayı , salih kulları doğuranların kadınlar , yani anneler olduğunu unutmamakla birlikte, her şeyin istisnaları olduğu gibi , elbette şeytanın baştan çıkardığı bir takım hanımlar da , kötü erkekler gibi yanlış hareketlerle , bazı şerlere alet oldukları açıktır.
Meydana gelen fecaatleri , meydana geldikten sonra , kampanyalar halinde kınamak, aradan biraz geçince de unutup , yeni bir hadisede yeniden aynı konularda fikir yürütmek çare değildir. Kadına karşı cinayetlerin sebeplerini araştırmak gereklidir. Bu kötülükleri yapanların inanışları, karakterleri, fikir ve anlayışları, vicdani durumları iyice analiz edilmeli , onları bu duruma iten sebebler üzerinde durulmalıdır.
Her bahane ile yapılan müstehcen yayınlar, filmler, boş bırakılan vicdanlar, tahrik edici görüntüler, kötülerin tamaını tahrik ve celbeden davranışlar, ihanetler, gayrı meşru ilişkiler, bu suçları işleme konusunda faillere haklılık vermeseler de sebebler ve bahaneler arasında bulunduğu akıldan uzak tutulmamalıdır.
Ayrıca cinayet işleyenin yakalanmama ümidi, güçlü savunmayla veya maddi imkan kullanarak kurtulma ihtimali veya en kötü ihtimal müebbet hapisle kurtulma hesabı , af ve indirim düşüncesi , caydırıcılığı büyük ölçüde ortadan kaldırmaktadır.
Taammüden tecavüz ve öldürmeyi yüzde yüz olmasa da çaydıracak çare , bu şenaati işleyenlere idam cezası verilmesidir. Hiç kimsenin şefkati ve adalet anlayışı , Allah’ın merhamet ve adaletinden üstün değildir. Kurda merhamet , kuzuya zulüm olmamalıdır. Taammüden öldürenin karşısında dağ gibi bir ölüm riski olmalıdır.
Abdülhamit Oruç