Peygamberimizin Sağlık Konusunda Gösterdiği Hedefler
A — Pislikden Kaçınma ve Genel Temizlik:
İslâmiyetten önce insanlarda düzenli temizlik kavramı yoktu. Tuvalet el yıkama, elbise, yatak ve evini kirlerden arıtma gibi şeyler bilinmiyordu. Bu yüzden salgın hastalıklar dünyanın her yerinde kol geziyor, milyonlar ölümün pençesinde kıvranıyordu.
Alkolün vahşi tahriatı genç nesillerde hasta cılız insanlar sergiliyordu. İslâm dinin gelmesi ve insanlara temizliği öğretmesiyle bu durum değişti. Salgınlar islâm ülkelerinde son buldu. Alkolden kurtulan toplum, dev yapılı sportmen gençlerle doldu. Selçuk ve Osmanlı ordularının askerlerindeki fizikî yapı tüm insanların idealindeki heykeller gibi dünyaya nam saldı.
İslâmiyetin temizlik konusundaki temel prensiplerini özetlersek;
a) Necasetten Arınma: İslâm’da çok önemli bir ibadet olan namaz, ancak temiz olarak edâ edilir. Namaz kılan bir müslümanın vücûdu, elbisesi ve namaz kılacağı yer temiz olmalıdır. Aksi takdirde kendine farz olan günlük beş vakitte namazlarını kılamaz. Bazıları abdest almakla tam temizlik olamayacağını iddia etmek isterler. Dinin temel yasası abdest almadan önce necasetten arınmayı şart koşmuşdur. Yani önce tüm maddî pislikler temizlenecek, sonra abdest alınacaktır.
İslâmiyetin necaset kavramı ise tamamen ilmîdir. İnsanlardan ve hayvanlardan çıkan başta dışkı olmak üzere tüm salgılardır. Mahiyeti bilinmeyen canlı artıkları ve leşler de necis sayılmışdır. Hemen hemen mikrob kaynağı olan her-şey islâm ilmihalinde necis sayılmaktadır.
Bilindiği gibi Efendimizin yaşayış tarzı, tüm insanlar için örnek, dolayısıyla uygulanması şart olan önemli bir dinî kuralıdır; bunlara topluca sünnet deriz. İşte İslâm Dinini, Peygamberimizin yeryüzüne getirdiği temizlik anlayışı bu yönüyle-de büyük bir nimettir.
b) Ağız ve diş temizliği: Tüm insanların 100 yıldan bu yana öğrenmeye çalıştığı tüm ilkeleri Peygamberimiz 14 asır önce getirmiştir. Yazık «devamlı ağız temizliği ve diş fırçalamanın 14 asır önce Peygamberimizin getirdiği tıbbi bir mucize, dini emirlerden biri olduğu», pek çok kişi tarafından bilinmiyor.
Efendimiz, her yemekten sonra ağzım yıkar ve dişlerini mîsvakle temizlerdi; Ayrıca yemek vakitleri dışında bir şey yediklerinde yine mübarek dişlerine misvak sürerlerdi. Her Müslüman bu kaideye uymalıdır.
Diş fırçalanması misvak denilen bir ağaçla yapılırdı. Bu ağaç kaim bir kalem kalınlığındadır. Ve içi fırça kılı kalınlığındaki liflerden oluşur. Islatınca tam orta sertlikde fırça gibi görev yapar.
Misvak kullanan dedelerimiz 90 yaşında inci gibi dişlerini hatırlarsanız efendimizin ağız sağlığına verdiği önemi daha iyi kavrarsınız.
c) Peygamberimizin Beslenme Konusundaki Önemli Mesajları: Yüce Peygamberimizin beslenmede hedef gösterdiği önemli besin maddeleri günümüzde de değerini korumaktadır. Bunların başında süt, daha sonra bal, hurma veya kuru üzüm ve zeytin sayılabilir. Beslenmede yıllardır değişen reçetelere rağmen bilim, dönüp dolaşıp temelde bu besinlerin kıymeti etrafında perçinlenmişdir.
Daha önemlisi mahiyeti belli olmayan yiyecekleri, kesiliş şekli bilinmeyen etlerin yenme-sindeki yasakdır; Eskimiş, bayatlamış, kokmuş, tüm yiyeceklerin yasaklanması da Peygamber Efendimizin sağlığımıza getirdiği baha biçilmez örneklerdir.
Hz. Peygamber yiyeceklerin taze olması, aşırı sıcak, aşırı soğuk yiyeceklerden kaçınılması, yavaş ve çok çiğnenmesini tavsiye etmesi de önemli sağlık prensipleridir. Yine Peygamber Efendimizin yazın hafif yemekleri, yorulduğunuzda tatlı yenmesini tavsiyesi, Türk-îslâm gelenekleri haline gelmiştir.
Şimdi size Peygamberimizin tıb konusunda emirlerini aktaracağım.
Peygamberimizin Tıp Konusundaki Emirleri:
1 —13 asır önce yaşayan Tavaslı Musa İbn-i Ebu Hayyan’ın El Bahis isimli kitabında Efendimizin göz hastalıklarına yaptığı şu tavsiye yazılıdır; «Mantarları alın, rutubetli yerde küflendirin, sonra demir bir şişi ateşde kızdırınız demir soğuduktan sonra demiri küfe sürerek gözlere çekiniz, hatta boğaz ağrısında boğaza sürünüz.» 1250 sene önce Ebu Hayyanın el-Bahis kitabında yazılı olan bu hadis, mikrobun antibiyotiğin bilindiği günümüzde gerçekden akıl almaz bir mucizedir.
2— Aynı kitabda Efendimizin veremliler için tavsiyesi; Medine dışna gönderir açık hava ve süt uygulaması yapardı. Böylece toplumdan tecrit de sağlanırdı.
3— Efendimizin getirdiği bir emir de karantinanın tatbikidir. Bu emri İbni Sina «Kânunname-i Tıp» isimli eserinde aynen almışdır. «Bir yerde veba ve kolera» çıkarsa oraya girmeyin siz orada iseniz sağlıklı olsanız dahi sağlıklı kentlere çıkmayın».
Bu özet kitabımızda Peygamberimizin tıpla İlgili emirlerinden çok önemli bir genel netice çıkmaktadır.
14 asır hiristiyan toplum dâhil tüm toplumlarda hastaların büyücülerin insafına bırakıldığı bir devirde ilk defa Peygamberimiz, bu tıp ilminin yolunu açmış, hastalıklarla ancak tıp yoluyla mücadele ve tedavi sağlanacağını vurgulamışdır.
İşte bu yüzden modern tıp, Peygamber Efendimizden İbni Sinaya, oradan Batı’ya yansıyarak kurulmuşdur.
Nitekim Birleşmiş Milletlerin yaptığı bir araştırmada, büyücü ve muskacılığa sağlık sebebiyle en az ilgi gösteren toplumların, İslâm topluluğu olduğu tesbit edilmiştir.
• Bu yazı Onkolog Dr. Haluk Nurbaki, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, İslam Dininin İnsan Sağlığına Verdiği Önem (Ankara, 1985) kitabından alınmıştır.