Ramazan Orucu Hâsılat Toplama Zamanıdır!

Bediüzzaman, Ramazan-i şerifin uhrevi kazanç için verimli bir zemin olduğunu şöyle açıklar:

İşte, Ramazan-ı Şerif adeta bir âhiret ticareti için gayet kârlı bir meşher, bir pazardır. Ve uhrevî hasılat için gayet mümbit bir zemindir. Ve neşvünemâ-i a’mâl için, bahardaki mâ-i Nisandır. Saltanat-ı rububiyet-i İlâhiyeye karşı ubudiyet-i beşeriyenin resmigeçit yapmasına en parlak, kudsî bir bayram hükmündedir.

Ve öyle olduğundan, yemek içmek gibi nefsin gafletle hayvanî hâcâtına ve mâlâyâni ve hevâperestâne müştehiyâta girmemek için, oruçla mükellef olmuş. Güya muvakkaten hayvaniyetten çıkıp melekiyet vaziyetine veyahut âhiret ticaretine girdiği için, dünyevî hâcâtını muvakkaten bırakmakla, uhrevî bir adam ve tecessüden tezahür etmiş bir ruh vaziyetine girerek, savmı ile Samediyete bir nevi aynadarlık etmektir.

Evet, Ramazan-ı Şerif, bu fâni dünyada, fâni ömür içinde ve kısa bir hayatta, bâki bir ömür ve uzun bir hayat-ı bâkiyeyi tazammun eder, kazandırır. Evet, birtek Ramazan, seksen sene bir ömür semerâtını kazandırabilir. Leyle-i Kadir ise, nass-ı Kur’ân ile, bin aydan daha hayırlı olduğu, bu sırra bir hüccet-i kâtıadır.(29.mek.7.nükte)

Ramazan ayı seksen sene bir ömür meyvesini kazandıran ve Leyle-i Kadir ise bin aydan daha hayırlı olduğu Kur’an-ı Kerim’in kesin hükmü ile beyan edilmiştir. Milyonlarla bakiye meyveleri Ramazan-ı Şerifte mü’minlere kazandırır. İşte böyle kârlı bir ticareti bize kazandıran Cenab-ı Allah, “KURTULUŞ” için bu mübarek ayı bir vasıta yapmıştır.

Nasıl ki bir padişah saltanatında, senede bir tahta çıkışı adına ve görüntü sağlamak için bazı günleri bayram yapar, riayetini o günde genel bir şekilde perdesiz iltifatına mazhar eder, Öylede on sekiz bin âlemin padişah-ı Zülcelal, o on sekiz bin âleme bakan, ferman-ı alışan olan Kur’an-ı Hâkimi, Ramazan-ı Şerifte nazil etmiştir. Onun için Ramazan bir bayram-ı ilahi ve bir İlahi sergi meydanıdır.

Madem Ramazan böyle bir bayramdır. Bayağı adi ve hayvani meşguliyetten insanları çekmek için, oruçla emredilmiştir. Orucun ekmeli mide gibi bütün duyguları, gözü, kulağı, kalbi, hayali, fikri gibi insanın organları bir nevi oruç tutturmaktır. Her cihazı ubudiyete sevk etmektir. Örneğin, dilini yalandan, gıybetten uzak tutarak ona oruç tutturmaktır. Lisanını Kur’an ve zikir gibi şeylerle meşgul etmek, gözünü namahreme bakmaktan ve kulağını fena şeyleri işitmekten men edip, gözünü ibrete ve kulağını hak söz ve Kur’an’ı dinlemeye yönlendirir, zaten mide bir fabrika benzeri olduğu için oruçla ona ara verilmesi halinde, fabrikanın tezgâhları hükmünde olan organlar da ona tabi olurlar. İnsandaki kuvve-i şeheviye ve kuvve-i gadabiye gibi ifrat derecesine çıkabilen zararlı kuvveler sakinleşir ve haramdan insanı muhafaza eder.

Orucun insan sağlığı üzerinde de birçok faydaları vardır. Evvela midenin dinlenmesiyle bütün organlar da dinlemeye geçer ve mideyle beraber yenilenirler. Dinlenen ve yenilenen bir vücut ruhsal olarak ta kişide bir sakinlik hali gösterir, işte oruç tutmanın maddî manevî önemi ile ilgili peygamberimiz: “Oruç tutunuz ki, sıhhat bulasınız” buyurmaktadır. (Aclûnî)

Netice itibariyle Ramazan ayı ibadet, rahmet ve mağfiret ayıdır. Bereketi bol, hayrı çok yardım, bağış ve ihsan ayıdır. Ramazan ayı, bir yıllık maddî ve manevî kirlerden temizleneceğimiz, insanî duyguların coştuğu, tövbe edip hakka yönelme şuurunun geliştiği bir kurtuluş ayıdır. Her zaman bu fırsat ele geçmez, “Ömür sermayesi pek azdır. Lüzumlu işler pek çoktur“ malayani şeylerle vakit kayıp etmemek lazımdır.

“Allahım! Efendimiz Muhammed’e ve Âl ve ashabına Senin razı olacağın ve onun lâyık ve müstahak olduğu bir rahmetle, Ramazan ayında okunan Kur’ân’ın harfleri adedince salât ve selâm et.”

Bütün enbiya ve evliyaların ser zakiri, şanı ve makamı âlâ olan peygamberimizin hürmetine bizi onun şefaatine mazhar, sünnettin itibaına muvaffak et. Âmin…

Rüstem Garzanlı/Diyarbakır

www.NurNet.org

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: