Salih Amelleri Öğreniyorum!
Hazret-i Kur’an’da imandan sonra üzerinde en çok durulan konu, salih amellerdir. Kur’an, insanları öncelikle iman etmeye çağırmakta, imandan sonra da salih ameller işlemeye davet etmektedir.
İlahiyatçı yazar Mehmet Dikmen Hoca, Kur’an’ın ısrarla emrettiği bu salih amelleri, 375 sayfalık bir kitapta toplamış, salih amelleri anlatan hadislerle okuyucuya bilgiler verirken, önemli konulara dikkat çekmeyi de ihmal etmemiştir. Nitekim hayatta iken istediğimiz seviyede hizmetlerini yapamadığımız anne-babamızın haklarını vefatlarından sonra ödememizin mümkün olduğu konusunda bilgiler verirken, önemli uyarılarda bulunmuş, konunun ümit veren müjdeli tarafına dikkatimizi çekmiştir.
Zaten anne-baba hakkı konusunda hepimiz gönlümüzde bir acı hissederiz. Vefat etmiş olan anne-babamıza keşke hayatta iken daha iyi hizmette bulunabilseydik, kalbini gönlünü daha iyi kazanabilseydik, ama vefattan sonra artık fırsat kaçtı diye hep pişmanlık duyar, vicdan azabı çekeriz. “Salih Amelleri Öğreniyorum” kitabında bu konudaki uyarıdan öğreniyoruz ki vefat etmiş anne-baba arkasından ümitsizliğe düşmeye hiç gerek yoktur. Anne-babaya hayatlarında istediğimiz ölçüde hizmette bulunamamışsak vefatlarından sonra hizmette bulunup haklarını helal ettirmemiz yine mümkündür. Çünkü arkalarından yapacağımız iyilikler, hayatta iken yaptığımız hizmetlerden aşağı bir iyilik değildir. Hatta onların kul hakları, Allah hakları, komşu hakları.. gibi borçlarını ödeyip yapamadıkları iyilik ve hayırlarını onlar adına yaparak memnun etmek pek mümkündür. Yeter ki onlar için yapacağımız tüm iyilikleri sanki hayatta iken yapıyormuşuz gibi bir şevkle yapalım. Hatta onlar adına hac yapmamızın dahi mümkün olduğunu hatırlayalım. İşte Salih Ameller kitabında bu önemli konudaki hatırlatmalardan bazıları:
***
“Zeyd bin Erkam (ra) anlatıyor: Peygamberimiz (aleyhissalat-ü vesselam) Efendimiz buyurdu ki:
– Kim vefat etmiş anne-babasından birinin yerine hacca giderse, bu haccıyla onun hac borcunu ödemiş olur! Evladın bu hizmeti vefat etmiş anne-babanın ruhuna müjdeli bir haber olarak ulaştırılır. Hatta evlat anne-babasına karşı isyankâr bile olsa yaptığı bu gibi iyilikler sebebiyle anne-babasına hizmet etmiş hayırlı evlatlardan sayılır.
Demek ki, bir evlat, üzerinde hac borcu olarak vefat eden anne-babanın yerine hacca gider veya birini onların adına hacca gönderirse, bununla anne-babasının hac borcunu ödemiş olur. Anne-babaya, evlatlarının yaptığı bu gibi iyilikler, müjdeli haberler olarak verilir, onların ruhları bundan son derece sevinip memnun olurlar.
Hatta, anne-baba vefat ederken evlatlarına dargın bile olsalar evlatların arkalarından yapacakları iyilikler, bağışlayacakları sevaplar anne-babayı memnun eder, razı olmalarını sağlar.
Görülüyor ki, ebeveynini dünya hayatında memnun edemeyen, onların haklarını tam olarak yerine getiremediğinden dolayı pişmanlık duyup üzüntü hisseden evlatlar, her şey bitti, yapabilecek hiçbir şey kalmadı şeklinde bir ümitsizlik içine girmemeliler. Hayatlarında iken onlara tam hizmet yapamayan bir evlat, ahirete intikal etmiş olsalar bile anne-babası adına yapabileceği iyilik ve hayırlarla kendini affettirebilir. Bu da anne-baba adına iyilikler yapmak, onların üzerlerindeki (zekât, adak, hac, kurban..) gibi Allah haklarını ve kul borçlarını ödemekle, hayatta olan dostlarını ziyaret edip gönüllerini kazanmakla mümkün olur!..”
“Salih Amelleri Öğreniyorum!” kitabının yaptığı bu önemli uyarılardan sonra anne-babasına hayatta iken tam hizmet yapamadığının üzüntüsünü duyan evlatlar harekete geçmeli, onlar adına yapabilecekleri tüm iyilik ve hayırları ihmal etmeden yapmalı, Yasinler, Fatihalar, İhlaslar okumalı, amel defterini açık tutarak devamlı sevaplar yazılmasını sağlamalı, böylece hiç olmazsa son fırsatı kaçırmamalılar, diye düşünmekteyim. Bilmem evlatlar ne düşünürler bu son fırsatı kaçırmama konusunda?..
Ahmed Şahin / Zaman