Üçüncü Bir Cinsel Kimlik Geni Yok

İslam düşmanları boş durmuyor, stratejik hedefleri var, bu hedeflere ulaşmak için ortam oluşturmak için fikirler yetiştiriyorlar ve ardından operasyon yapılıyorlar, tıpkı Irak’ta olduğu gibi kimyasal silah var deyip operasyon yapıldı, kimyasal silah falanda çıkmadı ama oyunlarını ortaya koyup Ortadoğu’yu perişan ettiler. Şimdide İslam coğrafyasına İslam geleneğine kadın üzerinden operasyon planları var, neden kadın? İslam geleneğinde kadın yumuşak karın o yüzden.

Kadın konusunda aslında İslam’dan kaynaklanmayan gelenekten kaynaklanan birçok yanlış var, yanlışları düzeltmek gerek, geleneksel yaklaşımda ata erkil kültürü var, ata erkil kültür aslında Mezapotamya kültürü, bu İslam geleneği zannediliyor. İslam geleneğini oluşturan Hazreti Peygamber’in hayatıdır. Hazreti Peygamber’in hayatında üç kadın tipi vardır, birinci kadın tipi kızı Hazreti Fatıma, Hazreti Fatıma erkeğin gölgesinde kalan evin hanımı, çocuklarının annesi olan bir kadın tipi, bizde ağırlıklı olarak bu kadın tipi seçilmiş, kadın kimliği bunun üzerinden tanımlanmış.

İkincisi Hazreti Hatice annemiz, daha bir anaç Hazreti Peygamber’den on beş yaş büyük, vahiy dönemlerinde destek olucu rahatlatıcı bir rolü var.

Üçüncüsü hazreti Aişe annemiz, Hazreti Aişe müthiş zeki alleme bir kadın, ilim sahibi bir kişi, İslam’da böyle bir kadın tipleri de var bunlar göz ardı edilmiş, bunların ön plana çıkması gerekir. Ayrıca, kadın erkek eşitliği altında, cinsiyet eşitliği altında bir fırtına geliyor. Kadın üzerinden operasyon çekiliyor. Kadın ve erkek psikolojisindeki farklılıkları benzerlikleri bilmek lazım. Kadın erkek biyolojik olarak eşit değil ama hak ve fırsatlarda eşit olmalı.

Kadın beyni, erkek beyni farklı çalışır, mesela sağ beyin sol beyin farklıdır, sağ beyin duygularla ilgilidir, müzik, sanat, estetik duygular, daha çok bunlarla ilgilidir, sol beyin mantık, muhakeme, analiz hesaplamayla ilgilidir. Sol beyin sözcük üretme, sağ beyin sözcüğe anlam katmayla ilgilidir, bu özellikleriyle kişiler farklılaşır. Genetik olarak kadınlar sağ beyin baskın olarak doğarlar, erkekler ise sol beyin öncelikli olarak doğarlar.

Sol beyinde mantıksal keskinlik vardır, sol beyin sonuç odaklı çalışır sağ beyin daha çok süreç odaklı çalışır, erkek beyni stres altında sonucu düşünür zihinsel sığınağına çekilir sonucu üretir, zihinsel sığınağımdan çıkar, kadın beyni böyle durumlarda süreç odaklı çalışır, konuşarak rahatlamaya çalışır sonucu düşünmez, sadece gerginliğini gidermek için konuşup rahatlamaya çalışır, böyle durumlarda müthiş çatışma çıkar. Eğer kişi erkek ya da kadın fark etmez, ön beynini geliştirmişse, olgunsa olayı stres yapmadan yönetebilir, eşi panik yapsa bile o hem süreci hem sonucu aynı anda düşünür. Bunu öğrenmek sonradan oluyor ön beyinlerimizi eğiterek olgunlaştırıyoruz.

Erkek beyni kendini eğitmemişse ben merkezli çalışır, böyle bir erkekle evli olan kadın onu çocuk görüp olgunlaştıracak şekilde yaklaşmalı. Empati yönünden kadın beyni daha gelişmiştir, düşen birine erkeklerden önce yardıma kadınlar koşar. Korkuya dirençleri daha azdır çünkü çocuklarını korumaları gerekir. Konuşma yeteneği daha gelişmiştir çünkü çocuğuna konuşma öğretecektir. Ana rahminde kız bebeklerin dudak hareketlerinin erkek çocuklara oranla iki misli fazla olduğu gözlenmiştir, bunlar genetik farklılıkladır.

Cinsiyet eşitliği adı altında bir akım var, bu akım cinsel kimlik konusunda özellikle Kuzey Avrupa ülkelerinde çok fazla, ana okullarında kızlara pembe erkeklere mavi giydirme geleneği ortadan kaldırılmıştır, gerek yok diyorlar, çocuk kendisi seçsin diyorlar, halbuki bunlar on sekiz yaşından önce öğrenilmesi gereken şeylerdir, çünkü bunlar genetik değil sosyal öğrenmeyle ilgili şeyler, bunları anne baba öğretmezse, toplum öğretmezse çocukta cinsel sapmalar gözlenebilir, hatta çok daha kötü sonuçlar doğurabilir.

Erkeklik ve kadınlık geni var ama üçüncü bir cinsel kimlik geni yok. Feminizmi kadın erkek savaşlarına dönüştürdüler, hâlbuki aile içi ilişkilerde rekabetçi ilişki olamaz. Sosyal Darvenizm’den etkilenen sistem hayat bir mücadeledir dedi, tesadüfü var oluş dedi. Oysa Yüce yaratıcımız Allah, hayatı yardımlaşma üzerine kurmuştur. Kâinattaki bu mükemmel düzen ve intizam, teavün, tesanüd, tecavüb, musahhariyet ve şefkatkârâne yardımlaşmanın bir neticesidir. Eğer bu görünen düzen ve intizam, tevhid nazarıyla ve iman dürbünüyle değil de, felsefe nazarıyla bakanların dediği gibi bir hayat mücadelesi olsaydı, zaten bir düzenden söz ediyor olamazdık. Çünkü mücadele bir savaştır ve savaşta karşı tarafa yardım diye bir şey söz konusu olamaz. Herkes kendi hayatını devam ettirebilmek ve hâkim güç olmak için başkasını yok etmek zorundadır.

Hâlbuki kâinattaki her şey beşerin bulaşık eli karışmamak şartıyla bir fabrikanın çarkları gibi birbirine güç veriyorlar. El ele ve omuz omuza çalışarak birbirlerine yardım ediyorlar. Bazı ülkeler, kadın erkek kimliği olmasın tek cinsiyet olsun eşit olsun diyor, o zaman evlilik kavramı aile kavramı kalkar, aile kutsal olmaktan çıkar birey kutsal olur, bireyin kutsal olmasıyla ben merkezli bir durum ortaya çıkar. Kadın erkek ilişkisi rekabetçi ilişki olur güç savaşı başlar, erkek kadını kadın erkeği domine etmeye çalışır.

Bizim kültürümüzde kadın içerde evin lideri, erkek dışarıda evin lideridir, yani aileyi eş başkanlık sistemi gibi yönetiyoruz, bu kültür bizim için çok iyi bir kazanım, bunu değiştirmek bize zara verir, burada kadın çalışmak zorunda kalıyorsa böyle durumlarda kadın çok yıpranıyor, bu bir adaletsizlik, o halde erkek evdeki bazı işleri yapmak zorunda, o zaman çatışma daha az çıkar. ABD’de kadının konforu nerededir? Diye yapılan çalışmanın sonucu olarak, Beti Fretman “Bir eşle sadakate dayalı bir ilişkidedir” açıklamasını yapmıştır.

Kadının konforu tek eşli ailede, çocukların konforu ise annenin çalışmamasında. Tabi bu imkânla sınırlı, ideal olanı kadının çalışmak zorunda kalmaması. Onun için ev anneliğini meslek olarak tanımlamamız gerekir, çocuk büyütmek iş kadını olmaktan daha önemsiz değildir. Bu zamanda kadınların erkekler karşısında bilgeliği öğrenmeleri gerekiyor, çünkü eskiden fiziksel kuvvet baskındı insan ilişkilerini yönetmek güç odaklıydı, şimdi bunu yerini bilgi aldı. Kadın ve erkek fiziksel olarak eşit değildir, ama insan olarak eşittir, bilgelik olarak eşittir, kişilik olarak eşittir. Modernizm kadını sömürü unsuru olarak kullanmaya çalıştı, böyle yapmakla kadına en büyük saygısızlığı o yaptı, en büyük ayrımcılığı en büyük kötülüğü o yaptı. Kadın ve erkek eşitliği adalet üzerine olmalı.

Çetin KILIÇ

Kaynak; Nevzat TARHAN sohbetleri. Sorularla İslamiyet.

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: