Uhuvvet Ezanında Kastamonu Mevlidi

Uhuvvet Ezanında Kastamonu Mevlidi

Aziz, Sıddık, Kardeşlerim! Sizin tesanüdünüze benim ziyade ehemmiyet verdiğimin sebebi yalnız bize ve Risale-i Nur’a menfaati için değil, belki tahkikî imanın dairesinde olmayan ve nokta-i istinada ve sarsılmayan bir cemaatin kat’î buldukları bir hakikata dayanmağa pek çok muhtaç bulunan avam-ı ehl-i iman için dalalet cereyanlarına karşı yılmaz, çekilmez, bozulmaz, aldatmaz bir merci’, bir mürşid, bir hüccet olmak cihetiyle sizin kuvvetli tesanüdünüzü gören kanaat eder ki; bir hakikat var, hiç bir şeye feda edilmez, ehl-i dalalete başını eğmez, mağlub olmaz diye kuvve-i maneviyesi ve imanı kuvvet bulur, ehl-i dünyaya ve sefahete iltihaktan kurtulur.”[1]

Aziz, Sıddık, Kardeşlerim! Madem âhiret için, hayır için, ibadet ve sevab için, iman ve Kur’an için Risale-i Nur ile bağlanmışsınız; elbette bu ağır şerait altında herbir saati yirmi saat ibadet hükmünde ve o yirmi saat ise Kur’an ve iman hizmetindeki mücahede-i maneviye haysiyetiyle yüz saat kadar kıymetdar ve yüz saat ise böyle herbiri yüz adam kadar ehemmiyetli olan hakikî mücahid kardeşler ile görüşmek ve akd-i uhuvvet etmek, kuvvet vermek ve almak ve teselli etmek ve müteselli olmak ve hakikî bir tesanüdle kudsî hizmete sebatkârane devam etmek ve güzel seciyelerinden istifade etmek ve Medreset-üz Zehra’nın şakirdliğine liyakat kazanmak için açılan bu imtihan meclisi olan şu Medrese-i Yusufiyede tayinini ve kaderce takdir edilen kısmetini almak ve mukadder rızkını yemek ve o yemekte sevab kazanmak için buraya gelmenize şükretmek lâzımdır. Bütün sıkıntılara karşı mezkûr faideleri düşünüp, sabır ve tahammülle mukabele etmek gerektir.”[2]

a1.jpg

Üstad Bediüzzaman hazretleri Kur’an Şakirdleri olan Nur Talebelerinin uhuvvet, muhabbet, ittihad ve tesanüdüne çok önem vermektedir. Bu sebeple Nurun hizmet tarzlarını ders veren lahikalarda bu manalara dikkatleri çektiğini çok rahat görmekteyiz. Yaklaşık yirmi sene önce bu dikkatimi çekti dedim acaba uhuvvet, muhabbet, ittihad ve tesanüte dair yerleri derleme yapsam nasıl olur. O niyetle külliyatı bir defa daha okudum bu manaya bakan yerleri tesbit edip bir araya getirdim. Karşıma 700 sayfa kadar bir çalışma çıktı. Kendi imkânlarımla az sayıda yaptırıp dağıttım. Ve bu kadar hacimli bir çalışmayı görünce, hakikaten üstadım neredeyse külliyatın onda birini bu meseleye ayırmış dedim. Buna dair ilerde bir yazı nasip olur inşallah.

Risale-i Nur Talebeleri ve hizmetleri artık çoğalmış ve dal budak salmış haldedir. Senenin çeşitli tarihlerinde mevlitler vesilesiyle bir araya gelip tanışmak, kaynaşmak mümkün oluyor. Herkes aynı tarihte aynı yerde olunca adet insan zaman içinde bir seyahate çıkıyor jetlak yaşıyor.

Bu görüşmeler kâh okul zamanında beraber kaldığı arkadaşları kâh görüştüğü kimseler olunca insan bir tuhaf oluyor hakikaten.

İşte böyle mesrur zaman dilimlerinden birisi de Kastamonu Mevlidi. Ülkenin çeşitli yerlerinden Risale-i Nur Talebeleri manen akitleşerek Kastamonu’da buluştu. Okunan uhuvvet ezanına icabet ederek. Ama üzülerek ifade etmek isterim ki saf-ı evvel ağabeylerimizin vefatı sonrasında programlara icabet azaldı. Bu programlar birer uhuvvet buluşmasıdır. Şükürler olsun gelen gidenlerde trafik kazası duymadım. Eskilerde vefaatlı trafik kazaları da olmuştu.

Erken gelenlere kahvaltı ve sonrasında çay ikramı üstadımın Kastamonu’daki evinin yanındaki medresemizde oldu. Gelenler üstadımın odasını ziyaret etti. Saat 11.00 de mevlit programı başladı Nasrullah camiinde.[3]

Program NurSöz Youtube kanalında canlı olarak yayınlandı gelemeyen ve tekrar gelmek izlemek isteyenler: https://www.youtube.com/watch?v=PTQb6Xx0d7g

Kur’an-ı Kerim tilaveti, mevlit okuması ve Risale-i Nurdan müteferrik yerler okunması şeklinde program icra edildi. Mevlit sonrası ve öncesinde muhtelif illerden gelen Nur Talebeleri görüşüp kaynaştılar. Eski zamanları yâd ettiler. Uzun zamandır görüşmeyen kimselerin görüştüklerinde birbirine sarılmalarına şahit olmak da insana sürur veriyordu. Bizler de Yozgat’tan iştirak ettik programa. Üstadımın evinin yanında yemek ikramı sonrasında sohbet muhabbet ortamı devam ederken ayrılmak isteyenler ayrıldı.

Mevlitte; Envar Neşriyat, Risale-i Nur standı açmış, Mehmet Feyzi Ağabeyle alakalı Hasan Erdoğan’a ait bir kitap çalışması ve Reşha Vakfı’nın katılımcılara; Uhuvvet Risalesi, kalem, anahtarlık ve helva içeren hediyelerden oluşan ikram paketleri dağılımı da gerçekleşti.

Mehmet Feyzi Efendinin kabrine uğramayı da ihmal etmediler tabiki. Kastamonu’yu kaleden seyretmeyi de.

a2.jpg

Kabristana giden yolda Kastamonu Kalesi altında medfun bulunan Şeyh Şabanı Veli Hazretleri de Nur Talebelerinin duraklarından birisiydi.

a3.jpg

Tabiki Kastamonu’da birçok ziyaretgâh bulunmaktadır türbe olarak. Hepsini ziyaret için erken saatlerde orada olmak ve Kastamonu’yu iyi bilen birisinin mihmandarlığı gerekmektedir. Klasik Konak tarzı evlerinden oluşan eski Kastamonu ve dar sokaklarından dolaşmak insana huzur veriyor. Sarımsak satan yerler ve hediyelik eşya dükkanları ve benim sevdiği köy ekmeği kokan fırınlar arasında.

a4.jpg

Başta Efendimiz iki cihan serveri Hz. Muhammed (asv) ve tüm Peygamber Efendilerimizin ve üstadımız Bediüzzaman Said Nursi ve üstadımızın üstadlarının ve bu islam davasındabizden önce hizmet etmiş kimselerin de ruhuna el fatiha.

Selam ve dua ile..

Muhammed Numan ÖZEL

[1] Şualar ( 320 )

[2] Şualar ( 311 )

[3] Osmanlı İmparatorluğu’nun Kastamonu’da inşa ettiği ilk anıtsal eserlerden biri olan Nasrullah Camii, Kastamonu’nun en önemli sembollerinden biridir. Kent merkezinde yer alan cami; meydanı, şadırvanı, köprüsü ve sonradan eklenen medresesi ile bir külliyedir. II. Bayezid döneminde 1506 yılında Nasrullah Kadı tarafından köprü ve şadırvan içindeki su havuzları ile birlikte yaptırılan cami, Kastamonu’nun Osmanlı döneminden kalma en büyük camisidir. Milli Şairimiz Akif de bu camide vaazlar vermiştir.

a5.pnga6.pnga7.pnga8.pnga9.pnga10.pnga12.jpga13.jpg

Kaynak: RisaleHaber

Sende yorum yazabilirsin