Vazifeyi Nuriye
MAK Danışmanlık’ın ‘Türkiye’de Dine ve Dini Değerlere Bakışı Araştırması’nda, 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren FETÖ’nün dini yaşantı açısından toplumda oluşturduğu algıya ilişkin dikkat çekici sonuçlar yer aldı.
Katılımcıların yüzde 35’i, 15 Temmuz darbe girişiminin cemaatlere olumsuz bakmasına neden olduğunu belirtirken, yüzde 50’si ise ‘Dini grup, cemaat ya da tarikatların denetlenmesi gerektiğini düşündüğünü’ ifade etti.
Anket sonuçlarına göre, “Kuran-ı Kerim’i okuyabiliyor musunuz” sorusuna yüzde 33 oranında “Evet yanıtı verilirken, yüzde 54 ise “Hayır, dedi.
Öte yandan, katılımcıların yüzde 23’ü Hz. Muhammed (sav)’in hayat öyküsünü okuduğunu söylerken, yüzde 65’i “Hayır okumadım” yanıtı verdi.
Ankete göre, 5 vakit namaz kılanların oranı yüzde 22. “Arada vakit namazı kıldığım da olur ama bayram ve cuma namazlarını kaçırmam” diyenlerin oranı yüzde 26. “Arada cuma ve bayram namazlarını, bazen de teravihleri kılıyorum” diyenlerin oranı yüzde 24, hiç namaz kılmayanların oranı ise yüzde 22.
Risalei nur talebesi yukarıdaki anketi nasıl okumalı?
“Bir kişi için cehennemde yanmaya hazırım” diyen Bediuzzaman’ın talebesinin bu tablo karşısında tutumu ne olmalı?
İyiliği emredip kötülükten men etmenin bu asırda farz ötesi farz olduğuna inanan Müslüman say ve gayretini arttırmak için çareler aramalımı?
Bu tablo, Müslüman kardeşlerimizi ve bilhassa Risalei Nur talebelerini yeise düşürmemeli ,bilakis Risalei nurları, Kur-an hakikatlerini ulaştırmamız gereken çok insanımızın olduğu akıldan çıkarılmadan günlük mesai tanzimimizi buna göre yapmalıyız.
Sosyal yönümüzü arttırılmalıyız ,daha çok insana nasıl ulaşırımın derdiyle dertlenmeli, medreselerimizdeki vazifelerimizi ihmal etmemeli,mahalle camilerine daha sık gitmeli, insanların yoğun olduğu müsbet mekanlara daha fazla uğramalıyız. Orada risalei nurlardan bir parçada olsa okumaya ,anlatmaya gayret göstermeliyiz.
Bizler temsiliyet vazifemizi iyi yapabilirsek sair milletlerin fevc fevc islamiyete gireceğini söyleyen Üstadımız Bediüzzaman’ın sözünü aklımızdan çıkarmamalıyız.
Takva sahibi hüsnü misal insanlara ihtiyaç var olduğu bir gerçek.
Şahsi okumalarımızı arttırılmalı, okumayı çevremizdeki insanlarada tavsiye etmeliyiz.
Araba ve iş yerlerimizde kitap olmalı, müsait kardeşlerimize hediye vermeliyiz.
Medreselere haftanın belirli günleri gidip ders dinlemekten daha fazlasını yapmalı.
Komşumuzu,kardeşimizi,
Küçük guruplar halinde mütaalalı dersler yapmalı zihnimizi daima risalei nurla meşgul etmeli.
Müsbet netice alınmış metodları kendimize örnek almalıyız.
Cemaat olarak ikamet ettiğimiz mahalle sakinlerinin güvenini kazanmalıyız.
Olumsuz hiç bir davranışta bulunmamalı, böyle bir davranışın cemaatimize hatta dinimize mal edilebileceği akıldan çıkarılmamalı.
Kur’ân-ı Kerîm’de yer alan İslâmî ölçüleri
yalan söylememek,giybet etmemek,adil olmak ,hak ve hukuka riayet etmek ,şahsi ve çevre temizliğe önem vermek ,hasta ziyaretleri, akraba ziyaretlerini,taziye ziyaretlerini önemsemek, trafikte toplu taşıma araçlarında ,teknolojiyi kullanma hususunda Müslümana yakışır şekilde hareket etmeliyiz.
İlim öğrenme gayretimiz, egitime önem verdigimizle örnek olmalı.
Aile fertlerimizle, eş ve çocuklarımızla, cemaatimizle kusursuz bir müslüman olma gayreti içerisinde olmalıyız.
Kuran hakikatlerinin girmedigi bir kıl çadır dahi kalmamalı ki Peygamberimiz (sav)’in “Onlar benim kardeşlerimdir” hadisi şerifine mazhar olan ümmet olabilelim.
Allah say ve gayretimizi arttırsın.Amin
Gelecek günler çok daha güzel olacak inşaAllah.
Ümitvarız.
Çetin Kılıç
Kaynak;mak araştirma