İnsan ve İlim
Kâinattaki varlıkların her biri kendisinin bir ilimle, bir irade ve şuur tarafından tanzim ve teşkil edildiğini göstermektedir. Eşyadaki bu ilmin varlığının keşif edilmesi ancak akıl gözüyle olabilmektedir. Tıpkı eşyanın görülmesi için ışığın gerekli olduğu gibi. Eşyanın bu kadar sanatlı ve hikmetli yaratılması ancak sonsuz bir ilimle mümkündür.
Etrafımıza dikkatle baktığımız zaman görürüz ki, her şey ilimle yapılmıştır. Atom altı parçacıklardan galaksilere kadar her şeyde yaygın bir ilim vardır ve bu ilimleri keşfetmekle uğraşan “parçacık fiziği”nden “astronomi”ye kadar sayısız bilim dallarının varlığı, yüksek ve derin bir ilmin varlığıyla mümkündür. Varlıkların her birinin tam bir nizam ve intizam içinde en hassas ölçülerle yapılmış olmaları, bir ilmi gösterir. Çünkü intizam ile, ölçü ile, tartı ile iş görmek, kuvvetli bir ilim ile olur.
Varlıkların meydana gelmesindeki harika kolaylık mükemmel bir ilme işaret eder. Çünkü bir işin kolayca yapılması, ilim ve irfan ile olur.
Meselâ bir kişi tavukların yediği ot, hububat, vs gibi şeylerden bir yumurta yapmayı keşfetse, herhalde kendisi takdir ve hayranlıkla anılır ve günlerce iftiharla ilmin ulaştığı yüksek seviyeden ve insan aklının harikalığından bahsedilirdi – bunu yapmak için kocaman ve pahalı bir fabrika kurmak gerekse bile. Ama nedense akıl ve ilim konusunda hiç bir iddiası olmayan tavukların, sanat ve ilim harikası olan yumurtayı küçücük vücutlarında ışıksız bir ortamda, hem de el değmeden ve de hijyen olarak yapıyor olmaları, nedense kimsenin dikkatini çekmiyor. Çünkü o kadar kolay yapılıyor ki, âdeta aniden hiç yoktan var oluveriyor.
Hele belli sıcaklıkta tutulan yumurtanın karanlık kabuk içinde hiç el değmeden cisimleşmiş bir sanat ve ilim şaheseri olan bir civcive dönüvermesi, yine akılları aciz bırakan derin bir ilme işaret eder. Keza toprağa ekilen bir çekirdeğin, sonsuz bir kolaylık içinde, bir ağaç olması ve toprak ham maddesinden yapraklar dokunup meyveler yapılması – meselâ nar tanelerinin hiç de hijyen olmayan şartlarda, inci taneleri gibi pak ve temiz olarak tam bir nizam içinde yerlerine dizilmeleri ve beyaz tüllerle ayrılmış kümelerin biyolojik olarak parçalanabilen bir malzemeyle ambalajlanıp dallarda teşhir edilmeleri – hayalinden bile aciz olduğumuz sonsuz bir ilim, irade, ve kudretin varlığı konusunda şüphe bırakmaz.
…
Prof. Dr. Yunus Çengel