Zihin Sağlığınız Nasıl?

Zihin Sağlığınız Nasıl?

Zihin, beynin düşünme, algılama, hatırlama, hissetme ve anlama gibi soyut süreçlerini kapsayan bir kavramdır. Fiziksel bir varlık olmaktan ziyade, beynin karmaşık işlevlerinin ve etkileşimlerinin bir ürünüdür.

Zihin, bilinci, inançları, arzuları, duyguları, bilgiyi ve hayal gücünü barındırır.

Kısacası, zihin, dünyayı yorumlamamızı, kararlar almamızı ve çevremizle etkileşim kurmamızı sağlayan karmaşık bir içsel deneyimler ve süreçler bütünüdür.

Zihnimiz ne kadar sağlıklı çalışırsa hem fiziksel hem de ruhsal dengemiz o kadar yerinde olur.

Zihin fesadı, düşünce süreçlerinin, algılarının ya da muhakeme yeteneğinin bozulması, çarpıtılması veya sağlıklı bir şekilde işlev görmemesi durumunu ifade eder.

Türkçe’de “fesat” kelimesi genellikle kötülük, bozgunculuk veya olumsuz niyetle ilişkilendirilse de, zihin fesadı bağlamında daha çok zihinsel süreçlerin sağlıksız bir şekilde yönlendirilmesi ya da manipüle edilmesi anlaşılır. Düşünce bozukluğu olan anksiyete olarak da ifade edebiliriz.

Bu durum, insanın kendi düşüncelerinden, çevresinden ya da dış etkenlerden kaynaklanabilir ve genellikle ahlâkî, sosyal veya psikolojik boyutları içerir.

Zihin Fesadının Nedenleri

Zihin fesadının ortaya çıkmasında çeşitli faktörler rol oynamaktadır.

Dış Etkenler ve Manipülasyon: Medya, propaganda, siyaset, yanlış bilgi (dezenformasyon) veya yönlendirici söylemler, gerçekliğin algılanma biçimini bozabilir. İnsan âlemini manipüle edebilir. Özellikle sosyal medya çağında, bilgi kirliliği zihin fesadını tetiklemekle kalmayıp adeta zihnin tetikçisi olmuştur. Sanal medyada doğru bilginin önemi gerçekten çok önemli bu cihetle.

Psikolojik Faktörler: Önyargılar, takıntılar, korkular veya travmalar, insanın sosyal çevresi, doğup büyüdüğü çevre, insanın sağlıklı düşünme yetisini gölgeleyebilir. Mesela, sürekli olumsuz düşünce döngüleri (rumination) zihinsel berraklığı engelleyebilir. İnsan izlediği ve dinlediği şeylerden etkilenir en azından onların jargoyuyla konuşmaya başlar.

Toplumsal ve Kültürel Etkiler: Toplumun dayattığı normlar, kalıplaşmış yargılar veya grup düşüncesi (groupthink), insanın bağımsız düşünme yetisini kısıtlayabilir.

Eğitim ve Bilgi Eksikliği: Eleştirel düşünme becerilerinin gelişmemiş olması, ferdi yanlış bilgilere veya manipülasyona daha açık hale getirebilir. Adeta bir yaprak gibi olur. Bu sebeple insan düşünceleri geliştirmeli ve muhakeme yeteneğini ön plana çıkartmalı.

Zihin Fesadının Belirtileri

Zihin fesadı, ferdin düşünce ve davranışlarında çeşitli şekillerde kendini gösterebilir:

  1. Önyargılı Düşünce: Gerçeklere dayanmadan, yalnızca önyargılarla hareket etmektir. Bu da genellikle öğretilmiş, dayatılmış ve doğruluğu kesinleşmemiş fikirlerdir.
  2. Gerçeklikten Kopuş: Objektif gerçekleri reddetme veya çarpıtılmış bir gerçeklik algısı geliştirme. Kendisince muteber insanlardan nakledilen şeylere inanarak gerçekleri çarpıtma durumudur. Cerbeze, demogojinin sonucu olarak tanımlayabiliriz.
  3. Fanatizm: Bir fikre, ideolojiye veya gruba körü körüne bağlılık. Taassup ve bağnazlık durumudur.
  • Empati Eksikliği: Başkalarının bakış açılarını anlamada zorluk çekme halidir. Bu durumda insan bencilleşmesi ve apolitik, narsist, hedonist olması kaçınılmazdır.
  1. Kutuplaşma: Her şeyi siyah-beyaz olarak görme eğilimi, gri alanları reddetme durumudur. Psikolojinin mükemmeliyetçi insan tabiri tam da bunu ifade etmektedir.

Zihin Fesadının Toplumsal Etkileri

Zihin fesadı, ferdî seviyede olduğu kadar toplumsal düzeyde de yıkıcı sonuçlar doğurabilir. Toplumda kutuplaşma, ayrışma ve çatışma gibi sorunlar, genellikle fertlerin zihinsel süreçlerindeki bozulmalardan beslenir. Mesela, yanlış bilgilendirme kampanyaları, manipülasyon, demogoji, cerbeze, karapropaganda toplumu manipüle ederek sosyal uyumu zedeleyebilir.

Ayrıca, zihin fesadı bireylerin eleştirel düşünme yeteneğini zayıflatarak demokratik süreçleri ve sağlıklı iletişimi baltalayabilir. Yapılan algı operasyonlarıyla. Mesela bir hırsız adeta hürriyet şövalyesi olarak veya bebek katillerinin kendi haklarını korumaya çalışan bir mazlum gibi takdim edilebilir yapılan propagandalarla insanlar tüm delillere rağmen bunları savunabilir.

Zihin Fesadından Korunma Yolları

Zihin fesadından korunmak ve zihinsel berraklığı korumak için şu adımlar atılabilir:

  1. Eleştirel Düşünme: Bilgiyi sorgulamak, farklı kaynaklardan doğrulamak ve mantıksal analiz yapmak. Bir bilgiyi farklı kaynaklarla mukayese etmek insanın muhakeme kabiliyetini geliştirecektir. Ama muhakeme edebilmek için önce insanın doğru bilgiyi bilmesi gerekir. Doğruyu bilmeden neye göre insan muhakeme edecek? Hadi etti diyelim bulduğu şeyin doğru ve sağlıklı bir netice olduğunu nasıl anlayacak değil mi?

Farkındalık ve Öz-Refleksiyon: Kendi önyargılarını ve düşünce kalıplarını düzenli olarak gözden geçirmek insanı hatalardan koruyup insanın tekemmül sürecine katkı sağlayacaktır. Çeşitli zamanlarda insan durduğu ve olduğu yere bakması gerekir. Böylece ya terakki ya savrulduğu noktayı görebilir.

Çeşitli Perspektiflere Açıklık: Farklı görüşleri dinlemek ve empati geliştirmek insanda muhakeme ve analitik düşünme kabiliyetine katkı sağlayacaktır.

Bilgi Okuryazarlığı: Güvenilir kaynaklardan bilgi edinmek ve medya okuryazarlığını artırmak, insanın sosyal statüsüne de katkı sağlayacaktır.

Psikolojik Sağlığa Özen: Stres, kaygı veya travma ve anksiyete gibi zihinsel sağlığı etkileyen durumlara karşı muteber ve zihinsel sağlığı yerinde olan insanlarla beraber olması insana olumlu katkılar sağlayacaktır.

Zihin fesadı, modern dünyada giderek daha sık karşılaşılan bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Ferdin ve toplumun sağlıklı düşünme yeteneğini koruması, hem kişisel hem de toplumsal refah için kritik öneme sahiptir. Kamu düzeni için de çok önemlidir. Toplumun değer yargıları, bozulmaları, tekâmülü neticesinde insanların zihinlerinde olumlu/olumsuz kaçınılmaz sonuçları bulunmaktadır.

Eleştirel düşünce, empati ve bilgi okuryazarlığı gibi araçlarla zihin fesadına karşı durabilir, daha berrak ve sağlıklı bir zihinsel dünyaya adım atabiliriz. Unutmayalım ki, zihnimizi özgür ve berrak tutmak, kendimize ve çevremize verebileceğimiz en büyük hediyelerden biridir. Evham ve vesveselere sebep olan dizi filmler, madde bağımlılıklarından da uzak durmak gerekmektedir

Bunlar düşünceler başta olmak üzere insan hayatının zehirlenmesine sebep olmaktadır.

Bir insanın gözlerini bağlasanız, nereye gittiğini göremez. Ama ya aklını bağlasanız nolur?

İşte zihin fesadı tam olarak budur: Aklın, kalbin, idrakin ipotek altına alınması, devre dışı kalmasıdır.

Bugün dünyada en yaygın fakat en az fark edilen tehlikelerden biri; zihinlerin çarpıtılması, düşüncenin ifsat edilmesidir. Bunu sadece “yanlış düşünmek” gibi basit bir seviye indirgememek gerekir. Bu, insanın hakikati göremez hâle gelmesi, muhakemeyle değil hatta duygularıyla da değil önyargılarıyla yaşaması, düşünmeyi bırakıp sadece tepkilerle hareket etmesi demektir.

Zihin fesadı; bazen bir ekranın başında, bazen bir ideolojinin gölgesinde, bazen de ferdin kendi içindeki karanlıklarda başlar. Her şeyin aşırısı gibi, düşüncenin de bozulmuşu vardır. Buna anksiyete denilmektedir. Anksiyete üzerine daha önce yazdığım yazıya bakmasını da tavsiye ederim.

İnsan ahirzamanda her yerden madden manenen saldırıya her an maruz kalmaktadır. Hedefte kalp, ruh, zihin, hayal.. bulunmaktadır.

Düşünce Nasıl Bozulur?

Bu bozulma bazen dışarıdan olur: Medyanın, sosyal medyanın, sloganik siyasetin etkisiyle. Bilginin manipüle edilmesiyle. Günümüzde “gerçek” dediğimiz şey bile algoritmaların elinde şekilleniyor.

Bazen de içeriden olur: Önyargılarla, korkularla, geçmişteki kırıklıklarla.. İnsan zihni, kendi içinde kurduğu cümlelerle zehirlenebilir. Bir travma ya da bir ezber; düşünceyi yavaş yavaş çürütmeye başlar.

Toplumlar da bundan azade değildir. Kutuplaşmalar, “biz ve onlar” dili, düşmanlaştırma kültürü… Hepsi, zihin fesadının kolektif versiyonlarıdır.

Fesadın Belirtileri

Zihin fesadı olan birini tanımak zor değildir. Hep haklıdır, hiç dinlemez. Her şeyi siyah-beyaz görür. Empatiden yoksundur. Tek bir görüşe körü körüne bağlanmıştır. Farklı bir düşünceyle karşılaştığında refleksi hemen ya inkâr olur ya da saldırı. Ben merkezli bir yaşantı sürdürmektedir. Herkese akıl verir kimseden akıl almaz. İstişareye kapalıdır. Kör kütük bir yolda at gözlüğü takarak ilerler. Adeta dünyada sadece kendisi vardır. Ve kendinden başka herkes kendisine hizmet etmek için yaşamaktadır.

Oysa düşünen bir zihin; kendini de sorgular, başkasını da dinler. Anlamaya çalışır. Fikirle mücadele ederken insanlığı elden bırakmaz. Karşısındaki insanın şahsını değil fikirlerini eleştirir.

Çare Var mı?

Elbette var. Ama kolay değil. Çünkü bu, bir mücadele değil; bir murakabe işidir. Kendini kontrol etmek, zihnini sürekli temizlemek gerekir. Bu da lüzumsuz şeyleri terk etmek, ibadet etmek, dua etmek, doğru kitaplar okumakla mümkündür.

Her şeyden önce eleştirel düşünmeyi öğrenmek gerekir. Her duyduğumuza inanmak yerine, “Bu doğru mu?” diye sormak.

Farklı bakış açılarına açık olmak, zihin için bir vitamin gibidir. Sürekli aynı şeyi duymak, insanı konfor alanında tutar ama zihni köreltir.

Ve en önemlisi: Zihinsel ve ruhsal hijyen… Yorgun bir ruh, zihin fesadına daha kolay yenilir. Ruh dinginse, akıl berrak olur.

Aklı Kaybetmek, Yönü Kaybetmektir

İnsan aklıyla insandır. Zihni ne kadar berraksa, kalbi de o kadar huzurludur. İnsan zihni “tahayyül, tasavvur, taakkul, tasdik, iz’an, iltizam ve itikad” [1]olmak üzere kendi içinde kısımlara ayrılır. Herbirisinin farklı özellikleri var.

Zihin fesadı; sadece bir düşünce problemi değil, bir kişilik erozyonudur. Bu yüzden kendimizi korumak, önce zihnimizi korumakla başlar. Dimağdaki ilk iki birim adeta çöplük gibi her şey bulunmaktadır burada. Bu birim insana mesuliyet getirmez.

Zihnini kaybeden, yönünü de kaybeder. Yönünü kaybeden, her yalana inanır, her yanlışa savrulur. Unutulmamalı ki. Zihin temizlenmedikçe ilimle dolmaz, berraklaşmadıkça hikmeti taşıyamaz. Böyle olursa kalp ölür, ruh söner, akıl çöker. İnsan da başa bela olup müfsit olur.

Zihnimizi berrak, düşüncemizi sahih, yüreğimizi adil tutmak… İşte hakikate açılan en doğru kapı budur. Zihne uydurma şeyler değil doğru bilgi vererek istikamette tutmak gerekir. Önüne gelen her şeyi izleyen, okuyan, dinleyen bir insan çığ gibi zihin İfsâdına gitmektedir.

Ahir zamanın bozuk cemiyet düzeninde de herkesle görüşmemek ve samimiyet kurmamak gerekmektedir. İfrat ve tefritten kurtulmanın bir çözümü de budur.

Zihin fesadı, düşünce zehirlenmesi, hakikatten sapma, sorgulama zayıflığı ve fikrî bozulma üzerine..

1. “Bir insanın aklı fikriyle değil, fikirlerini sorgulama biçimiyle ölçülür.”

— Socrates

2. “Hakikate ulaşmanın en tehlikeli engeli; zannedilen sahte bilgidir.”

— Bernard Shaw

3. “Zihinleri esir alan, toplumu da esir alır.”

— Malcolm X

4. “Her şeyin zehri vardır; cehaletin zehri ise düşünceyi bozmaktır.”

— İmam Gazâlî

5. “İnsan düşüncelerini değil, düşünceler insanı yönetmeye başladığında felaket başlar.”

— Friedrich Nietzsche

6. Deha dimağda işler, kalbi de karıştırır.”[2]

“Zihin, yanlışla uzun süre birlikte kalırsa, doğruyu düşman bellemeye başlar.”

— Hz. Ali (r.a.)

7. “İnsanlar düşünmekten çok, düşünmekle meşgul görünmeyi tercih eder.”

— Blaise Pascal

8. “İnandığı şeyler sorgulanamayan birinin zihni değil, sadece belleği vardır.”

— İbn Rüşd

9. “Görüşünü kutsayan, hakikati kurban eder.”

— Mevlânâ Celâleddîn Rûmî

10. “Fikr ile dimağ, bekçi-i iman.”[3]

11. “insan yalnız cesedden ibaret değil.

Cesedi beslemek için; kalb, dil, akıl, dimağ koparılıp o cesede yedirilmez, onlar imha edilmez.”[4]

12. “Dimağ ta’til-i eşgal etse de, vicdan edemez.”[5]

Selam ve dua ile..

Muhammed Numan ÖZEL

[1] Sözler (706)

[2] Sözler (714)

[3] Sözler (732)

[4] Lemalar (173)

[5] Muhakemat (119)

Kaynak:RisaleHaber

Sende yorum yazabilirsin