Takvim yaprakları 18 Mart 1960 Cumayı göstermekte…Bedîüzzaman Said Nursî, Emirdağ’da şiddetli hastadır. Dr. Tahir Barçin gelerek serum verir, iğne yapar. Doktorun ifadesine göre, ağır zatürredir. Serum ve iğneden sonra biraz dalar
Devamını oku ›Etiket: "Nursi"
Said Nursî’nin Defnedildiği yer: HALİLÜRRAHMAN DERGÂHI
Bir rivayet ve bir hatıra Bediüzzaman Said Nursi’nin tabutu, Şanlıurfa Ulu Camiinden Halilürrahman Dergahına kadar eller üstünde, parmaklar üstünde, başlar üstünde Dergâha getirilip oradaki iki kubbeli lâhde defnedildi. Bu iki kubbeli türbe hakkında Urfa’da dolaşan rivayetlere göre Şeyh Müslim isimli bir zat 1954 yılında Dergâhı tamir ettirdiği sırada, ayrıca kendisi için de bu iki kubbeli yeri yaptırıyor. Sonra rüya âleminde […]
Devamını oku ›Bediüzzaman Said Nursi’nin Cenaze Namazı ve Defni
Cenazenin kaldırılışı (24 Mart 1960 Perşembe) Cenaze, Cuma günü kaldırılacakken bilâhare fazla tehacüm olmaması ve emniyet mülahazasıyla Perşembe günü ikindiden sonra kaldırılmasına karar verildi. Urfa Valisi Şerafeddin Atak, Halilürrahman Camiinde kabrini hazırlattı. Cenaze namazı, Vali, Belediye Reisi ve onbinlerce insanın iştirakiyle Ulu Camide kılındı. Okullar tatil gibi, dükkânlar kapalı. Sokaklarda kimse yoktu. Herkes cenazeye iştirak etmişti. Ulu Camiden Dergâha kadar […]
Devamını oku ›Üstadı Dergâhta Yıkayacağız ve Oraya Defnedeceğiz
Ve ebedî hayata yolculuk (23 Mart 1960 Çarşamba) Sabahleyin Nur talebeleri Vâiz Ömer Efendiyi çağırdılar. Ömer Efendi gelip vaziyete bakmış, nabzını tutunca yaşlı gözlerle ancak “inna lillâh ve inna ileyhi raciûn” diyebilmişti. Az sonra otel sahibi Mehmet Efendi gelmiş, kapıdan şöyle bir bakınca o da durumu anlamış “Eyvah!” diye dizlerine vurarak feryat etmeye başlamıştı. Dışarıda otelci ile emniyet müdürü karşılaşırlar. […]
Devamını oku ›Said Nursi’nin Fani Dünyadaki Son Günü
Son dakikalar.. (22 Mart 1960 Salı) Nur talebeleri otelde sıra ile nöbet tutuyorlar. Otele gelen polisler Bediüzzaman’ın arabasının anahtarını alıyorlar. Emniyet amiri otele bizzat gelerek Bediüzzaman’la görüşmek istiyor. Durum Bediüzzaman’a bildiriliyor. “Gelsinler” diyor. Emniyet amiri geliyor. Emrin kat’i olduğunu, mutlaka Isparta’ya dönmesi icabettiğini tebliğ ediyor. Bediüzzaman: “Ben şimdi hayatımın son dakikalarını geçiriyorum. Ben gideceğim. Belki de burada öleceğim. Siz benim […]
Devamını oku ›