İnanmış insanlar Azrail’i neden sevgi ile karşılarlar? (1)

Soru: Son anımızda ruhumuzu teslim alacak olan Azrail’den hemen herkes korkuyor, hayallerimizde korkulacak bir melek olarak tasavvur ediliyor. Mezardaki sorgu melekleri Münker -Nekir’den de aynı şekilde korku ile söz ediliyor. Gerçek durum da böyle mi? Ölüm anında ruhumuzu korkudan titreyeceğimiz bir Azrail’e mi teslim edeceğiz?

Mezarımızda gelen sorgu melekleri de aynı şekilde bizlere korku mu salacaklar? Bilgi verebilir misiniz, bizi korkutan bu konularda?

Cevap: Gerçekten de böyle titrenecek bir Azrail tasavvuru var çoklarımızda. Ancak maneviyat büyükleri, bu meleklerin isimlerini duyunca korku ve ürperti duyma yerine huzur ve emniyet hissettiklerini de ifade ediyorlar kitaplarında. Sadece Azrail’e karşı değil, bizlere sorgu soracak olan Münker-Nekir adındaki iki mübarek melaike ile Kiramen Kâtibin’e karşı da hep itimat ve sevgi hislerini ifade ediyorlar büyüklerimiz. Sözü daha fazla uzatmadan birlikte okuyalım Bediüzzaman Hazretleri’nin Azrail, Münker-Nekir ve Kiramen Kâtibin gibi melekler hakkındaki sevgi saygı yüklü yorumlarını:

******

– Bir gün bir duamda, “Ya Rabbi! Cebrail, Mikail, İsrafil, Azrail hürmetlerine ve şefaatlerine, beni cin ve insin şerlerinden muhafaza eyle!” dediğimde, herkesi titreten ve dehşet veren Azrail namını zikrettiğim vakit, gayet tatlı, tesellidar ve sevimli bir halet hissettim, elhamdülillah, dedim, Azrail’i cidden sevmeye başladım!. Ruhumu böylesine emin bir ele teslim edeceğimden dolayı huzur duydum.. Bu huzurun sebebi ne?

– Bilindiği üzere insanlar öteden beri kıymetli varlıklarını emin ellere teslim ederek korumaya almak isterler. Son anını yaşayan insanın en kıymetli varlığı ise hayatı boyunca üzerine titrediği ruhudur. Ruhunu zayi olmaktan kurtaran emin bir ele teslim etmenin derin bir sevinç verdiğini ben de kat’i hissettim. Çünkü Hazret-i Azrail’den daha koruyucu ve muhafaza edici başka emin bir el yoktur…”

Demek ki insanın en kıymetli varlığı olan ruhunu emin bir şekilde teslim edeceği en emin bir eldir Hazreti Azrail.. Onun insanları korkutan hiddet ve şiddeti inkârcılar, isyancılar, itaatsizler için söz konusudur. İman ve amel sahibi müminlere karşı tavrı, bir annenin yavrusuna karşı duyduğu şefkatli tavırdan başkası değildir..

Bediüzzaman Hazretleri, kabrine sorgu sual için gelecek olan Münker ve Nekir meleklerine de aynı sevgi ve emniyeti hissettiğini ifade ederken şöyle der:

-“Herkes gibi ben de gelecekte muhakkak gireceğim mezarıma hayalen girdim, korku ve endişe içinde yalnız halde beklemeye başladığım sırada birden Münker ve Nekir taifesinden iki mübarek arkadaş çıkıp geldiler, benimle sohbete başladılar.. Kalbim ve kabrim genişledi, nurlandı, ruhlar âlemine kabrimden pencereler açıldı.. Ben de, şimdi hayalen gördüğüm, istikbalde ise hakikaten göreceğim o güzel vaziyete bütün ruh-u canımla sevindim ve şükrettim..”

Ayrıca, insanın amelini yazan Kiramen Kâtibin meleklerine de aynı itimat ve sevgi ile bakarız. Çünkü melekler olmasa bizim yaptığımız bunca ibadet ve iyiliklerimiz kayda geçirilmez. Meleklerin yazmasıdır ki, yaptığımız tüm iyilik ve ibadetlerimizin zerresi zayi olmadan mahşerde önümüze konuluyor, imdadımıza yetişiyor. Bu inanç bizim, iyilik yapma ve kötülüklerden de uzak durma duygumuzu da kuvvetlendiriyor, hep iyilikler yazdırma arzusu telkin ediyor bizlere..

Risale-i Nur külliyatı bu türlü ümit ve şevk veren bilgilerle çağımızın insanını streslerden koruyor, moral gücü sağlıyor, ölüm anında bile geleceğine ümitle bakmayı temin ediyor. Yeter ki, insan bu iman ve amelle hayatını İslamî ölçülere uygun şekilde yaşasın ve böyle bir bilgi ve şuurla karşılasın en sonunda Azrail, Münker-Nekir ve Kiramen Kâtibin meleklerini..

Bu önemli konuyu tatmin edici genişlikte eksiksiz okumak isteyenler 11. Şua’daki ‘Meleklere imanın faydaları’ kısmına bakmalılar..

Ahmed Şahin / Zaman

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: