Güneş Tutulması Üzerine
Güneş Tutulması, Küsûf Namazı ve Bizim Payımıza Düşen
Geçtiğimiz günlerde dünyanın bir yerinde güneş tutulması oldu. Haberlerde gördük, sosyal medyada fotoğraflarını izledik. İnsan ister istemez merak ediyor: “Bizim göremediğimiz bir tutulma için küsûf namazı kılmalı mıyız?”
Fıkıh kitapları bu soruya açık bir cevap veriyor: Hayır. Çünkü küsûf namazı, tutulmayı gören ya da o hadisenin yaşandığı bölgede bulunanlar için sünnettir. Görülmeyen, hissedilmeyen yerde bu ibadetin sebebi ortadan kalkar. Yani İstanbul’da gökyüzü berrakken, Meksika’da yaşanan tutulma için buradaki müminler namaza davet edilmez.
Peygamber Efendimiz (asm), Medine’de güneş tutulduğunda sahabeyi mescide toplamış, cemaatle namaz kıldırmış ve sonra da bu olayın Allah’ın kudretini hatırlatan büyük bir ibret olduğunu söylemiştir. Yani mesele sadece astronomik bir hadise değildir; asıl gaye kalplerde uyanış meydana getirmektir.
Bizim için de işin özü burada gizli. Güneş tutulmasını görsek de görmesek de, bu haber bize bir mesaj getiriyor: “Bakın, koca güneş bile zaman zaman perdeleniyor. Siz faniler ne kadar acizsiniz!” İşte bu hakikati idrak eden insanın kalbi ister istemez secdeye kapanıyor.
O halde biz göremesek bile, her tutulma haberi bize bir dua fırsatı, bir tefekkür vesilesi sunuyor. Namazı belki kılmayız ama kalbimizle bir istiğfar eder, bir “Ya Rabbi, bu kâinattaki kudretini bize unutturma!” deriz. Çünkü asıl mesele, göklerdeki ayetleri okuyabilmekte.
Tutulmalar gökyüzünün değil, kalplerimizin uyanışına işaret eder.
Selâm ve duâ ile..
- Muhammed Numan Özel
www.NurNet.org