Başını Bataklıktan Çıkar
Biz yeri bir beşik, dağları da (yeri dengede tutan) birer kazık yapmadık mı? Hem sizi de çift çift yarattık. Nebe6.8
Allah’ın rahmetinin eserlerine bir bak: Arzı, ölümünün ardından nasıl diriltiyor! Şüphesiz O, ölüleri de mutlaka diriltecektir. O, her şeye kadirdir.Rum50
Küre-i arzın yüz bin ağzı her ağızda yüz bin dili vardır. Her lisanında Vacibi Vücudun vahdetine, sıfatlarına, kudsiyetine, esma-i hüsnasına yüz bin delil vardır.
Arzımızın evveli mayi idi, taş ve toprak haline geldi, mayi kalsaydı üzerinde oturulamazdı, demir gibi sert olsaydı istifade edilmezdi, elbette buna vaziyet veren bir Sani Hakim var.
Sonra toprağın üzerine dağlar konulmuş, ta zelzeleler teneffüs etsin zemine zarar vermesin. Hem denizin istilasından toprağı korusun. Hem hayat sahiplerinin hayat levazımatına hazine olsun. Hem havayı tarasın zararlı gazları tasfiye etsin taki rahat nefes alalım. Hem suları biriktirsin. Hem lazım olan madenlere yataklık yapsın.
İşte bu vaziyet bir Kadîr-i Mutlak ve bir Hakîm-i Rahîm’in vücub-u vücuduna ve vahdetine gayet kat’î ve kuvvetli şehadet eder. Ey coğrafyacı efendi! Bunu ne ile izah edersin? Hangi tesadüfe verirsin? Süratle çevirip onun yüzünde dizilmiş eşyadan hiçbir şeyi düşürmesin?
Hem zeminin yüzündeki acib sanatlara bak! Elementler, ne derece hikmetle vazifelendirilmiş. Rahman’ın misafirlerine nasıl güzel bakıyorlar, hizmetlerine koşuyorlar. Nehirler ve çayları, deniz ve ırmakları, dağ ve tepeleri,mahluklarına ve ibadına lâyık birer mesken ve nakliye vasıtası yapmış. Sonra yüz binler nebatat çeşitlerini ve hayvanat nevilerini kemal-i hikmet ve intizam ile doldurup hayat vererek yeryüzünü şenlendirmiş, muntazaman mevt ile terhis ederek boşaltıp yine muntazaman bir şekilde dolduruyor.
Elhasıl: Yüzü, acayib sanata bir sergi yeri ve garaip mahlukata bir toplanma yeri ve mevcut kafileye bir geçit yeri kulluk görevini yerine getirenlere bir mescid olan zemin, bütün kâinatın kalbi hükmünde olduğundan kâinat kadar nur-u vahdaniyeti gösterir.
İşte ey coğrafyacı efendi! Bu zemin kafası yüz bin ağız, her birinde yüz bin lisan ile Allah’ı tanıttırsa ve sen onu tanımazsan, başını tabiat bataklığına soksan derece-i kabahatini düşün. Ne derece dehşetli bir cezaya seni müstahak eder, bil, ayıl ve başını bataklıktan çıkar.
Çetin KILIÇ
Kaynak: Yirmiikinci Pencere