Abdullah Yeğin Ağabeyden İslam Alemi için Dua Çağrısı

Abdullah YeğinBediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin talebelerinden Abdullah Yeğin ağabey, Mısır ve Suriye ile birlikte İslam alemi üzerindeki musibetlerin giderilmesi için dua çağrısında bulundu. Şahsi ve toplumsal bazda yapılması gerekenlere dikkat çeken Yeğin ağabey, en başta Kur’an-ı Kerim olmak üzere çeşitli eserlerin ve duaların okunmasını tavsiye etti.

Abdullah Yeğin ağabeyin açıklaması şöyle:

Bismillahirrahmanirrahim
Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berakatuhu.

Sadakatli, fedakâr, ciddi, samimi, ihlâslı kardeşlerimiz! Çok ehemmiyetli, hayati bir mesele olan birlik ve beraberliğimiz için, Hz. Üstadımızın çok mühim vasiyetlerine ve tembihlerine dikkat ederek yazıyoruz.

Ecnebi düşmanların, yalancı münafıkların, menfaatleri uğruna, milletimize ve âlem-i islama verdikleri zararları düşünerek Cenab-ı Hakkın vaadlerine, şefkat ve merhametine sığınarak âlem-i islamın düşman şerrinden kurtulmasını Rabbimizden niyaz ediyoruz.

1-İhlâs ile Cenab-ı Hakka yalvarmalıyız ve O’nun razı olmadığı her şeyden tövbe etmeliyiz. Milletimiz helâlı da bilir, haramı da bilir. Sapıklardan başkası haramlarla meşgul olmaz. Yalancı dinsizlerin ifsadlarına, bozgunculuk yapmalarına Rabbimiz isterse meydan vermez. Yeter ki bizler; birlik olalım, sadece Allah’a güvenelim, istikametten ayrılmayalım. Sadece Allah’tan medet bekleyelim. Mü’min, mü’minin derdiyle dertlenmelidir. Kardeş kardeşe yardımcıdır, muavindir, düsturuyla hareket edelim. İnsan canavarlarının şerrinden Allah’a sığınıyoruz.

2-Tarih şahittir ki: Daima yalancılar rezil olmuştur. Haktan ve dürüstlükten ayrılmayanlar zaferler kazanmıştır. Cenab-ı Hak doğruların yardımcısıdır; yalancıların düşmanıdır. Peygamberimiz bir, rabbimiz bir, dinimiz birdir. Bizi yaşatan ancak Bir’dir.

3- Biz dünyanın fani, yalancı ve şöhreti için değil; sırf Rabbimizin rızası için konuşacağız ve dualar edeceğiz. Aklımızı kullanalım. Madem dünya fanidir, bir daha bu âleme gelmeyeceğiz, fırsat bu fırsattır. Allah’ın rızası dairesinde iyiliklere taraftar olacağız. Evvela iyilikleri yapanlara dua edeceğiz. Anarşist, imansız bozgunculara taraftarlık, onlardan olmak demektir.

4-Eski zamanda değiliz. Eskiden hâkim bir şahs-ı vahid idi. O hâkimin müftüsü de, onun gibi münferit bir şahıs olabilirdi. Onun fikrini tashih ve ta’dil ederdi. Şimdi ise, zaman cemaat zamanıdır. Hâkim, ruhu cemaatten çıkmış az mütehassis, sağırca, metin bir şahsı manevidir ki, şuralar o ruhu temsil eder. (Sünuhat -37)

5-Vehham olmamalıyız. Korkmakla din rüşvet verilmez. Dinin za’fiyeti bahanesine olan müzahref medeniyete lanet. Havf ve za’f, tesirat-ı hariciyeyi teşci’ eder. Muvakkat maslahat, mevhum mazarrata feda edilmez. (Ve minallahi Tevfik)( Sünuhat- 39)

6-Şark husumeti, İslam inkişafını boğuyor idi; zail oldu ve olmalı. Garb husumeti, İslam’ın ittihadına, uhuvvetin inkişafına  en müessir sebeptir, baki kalmalı. Evet, ümitvar olunuz, şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sada, İslamın sadası olacaktır! ( Sünuhat)

7-Za’f gururun madenidir. Merak ilmin hocasıdır. Bize işkence edenler bilmeyerek, kader-i ilahinin sırlarına, kaderin tecellilerine akıl erdiremeyerek bizim davamıza, hakaik-ı imaniyenin inkişafına hizmet ettiler. Bizim vazifemiz, onlar için yalnız hidayet temennisinden ibarettir. (İhlâs Risalesi)

8- Ey kardeşlerim! Kur’an-ı Hakim’in hizmetindeki mesleğimiz hakikat ve uhuvvet olduğu ve uhuvvetin sırrı; şahsiyetini kardeşler içinde fani edip, onların nefislerini kendi nefsine tercih etmek olduğundan, mabeynimizde bu nevi hubb-u cahtan gelen rekabet tesir etmemek gerektir. Çünkü mesleğimize bütün bütün münafidir. (İhlâs Risalesi)

9-Madem kardeşlerin şerefi umumiyetle her ferde ait olabilir; o büyük şeref-i maneviyi, şahsi, hodfuruşane, rekabetkarene, cüz’i bir şerefe ve şöhrete feda etmek; Risale-i Nur şakirdlerinden yüz derece uzak olduğu ümidindeyim. (İhlâs Risalesi)

10-Cenab-ı Hak cümlemizi, en büyük silahımız olan ihlâslı duada muvaffak eylesin! Herkes Kuran-ı Kerim’den istediği bir veya birkaç duayı seçebilir, Hz. Üstadımızın dualarından Hizbü’l Hakaık ve Cevşen-i Kebir gibi duaları muntazaman her gün okuyabilir. (Cenab-ı Hak Kuran-ı Kerim’inde: ‘Duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var.’ diye buyuruyor.)

11-Bu duaları bilmeyenler: mesela Yasin-i Şerif’i, Ayete’l Kürsi’yi, Amenerrasülü ve Lev Enzelna gibi sureleri beş defadan az olmamak üzere herkes istediği kadar okuyabilir.  Mesela Sekine duası ve Tahmidiye de çok makbul bir duadır.(Hizbü’l Hakaık’ta vardır). Hizbü’l Hakaık’ta 4444 defa okunan Salât-ı Tefriciye de grup halinde veya şahsi okunabilir.

12-Zulüm görenlerin kurtulması, âlem-i İslamın sükûn ve selamete çıkması ve İlahi adaletin yerini bulması için istediğimiz tarzda duaya devam edelim. İsteyen her zaman şöyle bir dua yapabilir: “Ya Erhamerrahimin! Ferdün, hayyün, kayyumün, hâkemün, adlün, kuddusün! Ya bediü’s semavat-ı ve’lard ya ze’lcelal-i ve’likram! Sıkıntılarımızı, kederlerimizi, üzüntülerimizi, şikâyetlerimizi arz ediyoruz, âlem-i İslamın başındaki musibetleri sana şikâyet ediyoruz: İslam’ı ve Müslümanları bu zalimlerin şerrinden kurtar, Ya Rabbi!

Allahümme ya muhavvilel havli vel ahval havvil halena ila ahsenil hal! Bi Keremike.
Allhümme bi hakkı sûreti’l ihlâs ic’alna min ibadikel mühlisine muhlesin âmin âmin. Tekabbel bihürmeti ismike’l azam ve Kur’an-il Azim ve Rasûl-i kel Kerim (A.S.M) Amin.

Abdurrahman Iraz / Risale Haber

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: