Bediüzzaman’ın Şefkat ve Merhameti (Şiir)
Büyük Üstad hakikati ta çocukken bulmuştu
Ruhunun münacatını mağarada duymuştu
İbadetin lezzetini o günlerde tatmıştı
Tefekkürden feyz almanın zevkine de varmıştı
Lakin küfür dalgaları etrafını sarıyor
O tehlikeli günlerde aslan gibi kükrüyor
Yanardağları andıran bir kükreyiş sergiler
Huzurunu bu mukaddes davaya feda eder
İşte o günlerden beri her fikri ateş olmuş
Sarf ettiği bütün sözler birer dilim lav olmuş
Bu alevlerin düştüğü gönülleri yakıyor
Hisleri ve fikirleri hep alevlendiriyor
Üstad inzivadan sonra irşadına başlıyor
Bu önemli hareketi Gazaliye benziyor
Üstad en sonunda cihad meydanına dönmüştür
O’nu bu yola sevk eden merhameti olmuştur
Üstad Bediüzzaman’a gelip de soruyorlar
“Sen şuna buna ne için sataşırsın?” diyorlar
“Farkında olmadığımı belirtmek istiyorum
Bu soruyu soranlara cevaben de diyorum
Karşımda müthiş bir yangın alevler yükseliyor
Evladım ve de imanım tutuşmuş da yanıyor
O yangını söndürmeye koşarak gidiyorum
İmanımı kurtarmaya çaba sarf ediyorum
Birisi kösteklemiş de ayağım ona çarpmış
Ne ehemmiyeti var ki zira yangın çok müthiş
Büyük yangın karşısında bu küçük bir hadise
Bir kıymet ifade etmez dar görüşler bu ise”
Ahmet Tanyeri – DİYARBAKIR