Ben yanmayacağım, sen yanmayacaksın, o yanmayacak. Peki kim aydınlatacak?

Bir Nur Talebesi manen cemiyetin üstüne, yani cemiyetin geleneklerinin ve örfünün üstüne çıkacak. Bu ancak idealist bir düşünce ile mümkün olur. Dava ruhu, ruha ruh olacak. Sokağa zevk ve sefa prensibi ile baksan helak olursun. Şehvet nazarıyla baksan erirsin. Nur Talebesi dava ruhu ve idealist dünya gözü ile bakacak. İşte o zaman bütün dünya nazarında zibil gibi olur. La itibareleh.

Bir Nur Talebesi kasden bizzat cemaatin ruhu olan tesanüdü bozsa, melekût aleminden manen tard edilir. Onun cürmü dünyaya sığmaz, seyyiesini ancak mizan-ı kübra tartar. Bir Nur Talebesinin şahsi kusuru olabilir, bu onun şahsını ilgilendirir ve affa mazhar olabilir. Bundan daha dehşetlisi şahs-ı maneviye karşı olanıdır ki, bu ise cinayet-i azimedir. Cenabı Hak bu tür kusurlardan bizleri muhafaza etsin. Amin.

Nur Talebesinin; çapası şefkat, makası hikmet, gıdası hakaik, güneşi ise hilm ve mülayemet olacak. Nur Talebesi çerağ-ı hakaik olacak, hakikat meş’alesi… Bir Nur Talebesi nefsini kabza-i kahrına almadıkça, tebliğatta müessir olamaz. Tenvir edenin nurani olması lazımdır. Nur, zulmeti mekan ittihaz etmez.

Avam-ı nasın imanını kurtarma vazifesini şefkatkarane yükleneceğiz. Risale-i Nurla ilgili herşeye (eserlere, dershanelere ve kardeşlere) sahip çıkacağız. Nur Talebesinin bu zamanda şefkatinin hikmetinden fazla olması lazım gelir.

Ben yanmayacağım, sen yanmayacaksın, o yanmayacak. Peki kim aydınlatacak?

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: