Kategori: Yazılar

Kaldırımda Bir Hüzün ve Umut İzi

Kaldırımda Bir Hüzün ve Umut İzi

Elbette bu kaldırımlarda birçok izler bırakıyorlar her seferinde. Ama en silinmezlerinden biridir belki bu kare. Siyah renkli bir çift erkek ayakkabısı. Ve bir çift çorap. Sonra bir çorap paketiyle aynı yerde duran ambalajı.

Devamını oku ›
Simit Parasına Cennet!

Simit Parasına Cennet!

Hiçbir para ona bu kadar kıymetli gelmemişti. Sanki elinde dünyanın en kıymetli incilerini, yakutlarını, elmaslarını tutuyordu. Hatta bu paralar onlardan bile kıymetliydi. Bu paralar, bu bozuk SİMİT paraları, Cenneti satın alabilecek paralardı. Sanki hiç bırakmak istemeyen bir duygu ile sımsıkı kavradı bu bozuk simit paralarını. (Bu güzel hikayeyi okuyabilmek için başlığa/resme tıklayınız..)

Devamını oku ›
Ey Felaket ve Helaket Asrının Adamı (Şiir)

Ey Felaket ve Helaket Asrının Adamı (Şiir)

Kalplerimize imanı nakşettin hece hece, Var kuvvetinle çalıştın durmadın gündüz gece.
Önüne setler çekilip zindanlara attılar, İman ve vicdanlarını beş paraya sattılar.
Memleketten memlekete insafsızca sürdüler, Defalarca zehirleyip öldürmek istediler.
Ama bütün bu zorluklar Sen’i engellemedi, Yapılan tüm haksızlıklar Sen’i etkilemedi.

Devamını oku ›
Besmele Ve Nefis

Besmele Ve Nefis

Besmele sadece başlarken hayır değil, bu şuurla başladıktan sonra, hayır kendisi gelir ve sonuca meyletmez bile akıl. Ayinelik ve sığınmışlığın huzuru Besmeleyle gelir. Allah deriz, başlarız bir isme ayine olmaya, sonra anlarız ki o isimle birlikte Rahmân gelir, Rahîm gelir. Niyet hayır olur, akıbet hayır olur. Çünkü; Bismillah ile başlayan, Allah’a ulaşır. Rahman ve Rahîm olan ve tüm isimleri “Allah” lafzında gizli olan Zât’a, isim sahiplerinin en güzeline. Kişi kul olur böylece. O’nun ismiyle isimlenmiş şerefli bir köle…

Devamını oku ›
Ulvi Davalara Çıkamayan İnsan!

Ulvi Davalara Çıkamayan İnsan!

Ben yirmi yıl askerlik yaptım. Dindar olduğum için her an askerlikten atılabilirdim. Bir gün kumandan sordu: “Seni askerlikten atarlarsa ne yapacaksın?” “Sirkeci’de hamallık yapacağım.” dedim. Gerçekten hamallığa razı olup, dinî bir hayat yaşamaya karar vermiştim. Bir komünist batıl davası için ölürken, ben de hak davam için mümkün olsa ölürdüm. Bir tek gayem vardı: Her şartta İslam’ı öğrenmek, anlamak ve yaşamak.. (Hekimoğlu İsmail’in güzel yazısı için başlığa tıklayınız..)

Devamını oku ›