Şimdi sevdamız; hayalimizsin dünkü;
Geldik mazide, seni rumistan bulduk.
Bilsinler ebediyen bizimsin çünkü,
Biz on dört asır önceden İstanbul’duk!
Kategori: Yazılar
İstanbul Şiiri: Belde-i Tayyibe
Hutbe-i Şamiye (Şiir)
En büyük düşmanımız, Ümitsizlik ve cehalet seline kapılmamız. Bu sebeple hak yolunda her an birleşmeliyiz,
Birbirimizi sevmeli ve kucaklaşmalıyız. Yoksa tarafgirlik edip düşmanlık yapmayalım, Menfaatimiz uğruna kalpleri kırmayalım. Dünyanın fani olduğu herkesçe bilinmeli, Ve imâni esaslara sımsıkı sarılmalı.
Esma Okumaları
Onuncu Söz’de isimlerin okunması, onlardan hareketle ahiretin varlığını ispat üzerine kurulmuştur. On iki ismi ahirete açılan kapılarından yorumlar Bediüzzaman. Orada isimlerin muktezaları ile ahiretin varlığı arasındaki akli, mantıki, ilmi, dini, kalbi bağları kurar. Ahirete dönük esma okumalarıdır.. (Yazının devamı için başlığa tıklayınız)
Devamını oku ›Yine Gitsem O Diyara (Şiir)
Medine’den uzak kaldım, Döndüm deli divaneye. Hasret ateşiyle yandım, Kor girdi bizim haneye.
Yandı yürek oldu kebap, Nebiye kavuşamadım. Su yok iken gördüm serap, O’na doğru koşamadım.
Bediüzzaman Ve Meşrutiyet (Şiir)
Tutuklu olduğu zaman İstanbul kaynıyordu, Hürriyet ve Meşrutiyet hep tartışılıyordu.
Nihayet cezaevinden serbest bırakılıyor, Ve ikinci Meşrutiyet ilan da ediliyor.
Sultanahmet Meydanında bir miting düzenlenir, Üstad hürriyeti öven güzel bir nutuk verir.
Sonra Selanik’e gidip orda da konuşuyor, “Hürriyete Hitap” adlı nutku beğeniliyor.