Dualar

Bediüzzaman’ın Diliyle Şeyh Abdülkadir Geylani’nin Duası

1- İlâhî! Günahlar beni dilsiz kıldı, lâl etti. İsyanın çokluğu beni mahcup bıraktı. Gafletin şiddeti sesimi kıstı. Bu sebeple Senin rahmet kapına geldim çalıyorum. Seyyidim olan efendim, senedim olan dayanağım, Şeyh Abdülkadir Geylânî’nin kapıcıya aşina sesiyle Senin mağfiret dergâhının kapısında nida edip yalvarıyorum:

2- Ey rahmeti her şeyi ihata eden ve ey her şeyin iç yüzü melekût elinde bulunan Zât,

3- Ey hiçbir şey kendisine zarar veya fayda veremeyen, Kendisine hiçbir şey galebe edemeyen, Kendisinden hiçbir şey kaçıp gizlenemeyen, Kendisine hiçbir şey ağır gelemeyen ve hiçbir şeyin yardımına muhtaç olmayan, hiçbir şey Kendisini bir başka işten alıkoyamayan, hiçbir şey Kendisine benzemeyen ve hiçbir şey Kendisini âciz bırakamayan Zât,

4- Beni hiçbir şeyden hesaba çekmemek üzere her şeyimi bağışla.

5- Ey her şeyin idare, dizgin ve mukadderatını tutup zabteden, her şeyin anahtarları, kilitleri elinde bulunan! Ey her şeyden önce olan Evvel! Ey her şeyden sonra kalan Âhir! Ey her görünenden daha beri Zahir! Ey her görünmeyen den daha öte Bâtın! Ey her şeye üstün gelen, bütün eşyayı emri altında tutan Kahir!

6-Benim her şeyimi bağışla.. Senin her şeye gücün yeter.

7-Ey her şeyi bilen, her şeyi ihata eden, her şeyi en iyi gören, her şeye en iyi şahit olan, her şeyi en iyi gözetleyen, her şeye en güzel şekilde lütufta bulunan, her şeyden en iyi haberdar olan Zât!

8-Beni hiçbir şeyden hesaba çekmemek üzere bütün günah ve kusurlarımı bağışla. Senin her şeye gücün yeter.

9- Allah’ım! Büyüklüğünün izzeti, izzetinin büyüklüğü, saltanatının kudreti, kudretinin hâkimiyeti hürmetine, ben haktan kopmaktan, alçak arzu, kötü isteklerden Sana sığınıyorum.

10- Ey dergâhına dönüp, Kendisine sığınanların kurtarıcısı! Beni şeytanî şehvetlerden halâs eyle, beşerî pisliklerden temiz kıl. Peygamberin Muhammed’in (a.s.m.) candan muhabbetiyle beni gaflet paslarından, cehalet vehimlerinden kurtar da benlik bitsin, enâniyet gitsin, her şey Allah için.. Allah adına.. Allah’a gidiyor.. Allah’tan geliyor olsun ki, Allah’ın nimetlerine gark olalım.. Allah’ın ihsan denizine dalalım.. Allah’ın kılıcıyla muzaffer olalım.. Allah’ın inayetiyle şan bulalım.. Bizi Allah’tan uzak ve meşgul eden her şeyden Allah’ın hıfz ve himayesiyle korunalım..

11- Ey nurların nuru! Ey sırları bilen! Ey gece ve gündüzün müdebbiri, Ey her şeyin sahibi, maliki olan Melik, Ey her şeye galip gelen her bir mevcuda haddini bildiren, sonsuz izzet sahibi Azîz, Ey her istediğini yapmaya gücü yeten, herkesi ve bütün mevcudatı dize getiren, hükmünde mutlak galip olan Kahhâr, Ey hususi rahmet gösteren, sevgili ibadına mağfiret edip Cennet bahşeden Rahîm, Ey çok seven ve sevdiren, sevilmeye ve dostluğu kazanılmaya en çok lâyık olan Vedûd, Ey çok mağfiret eden, bağışlamayı seven Gaffar, Ey gaybleri ve gizlilikleri bihakkın bilen, Ey kalpleri ve gözleri çeviren, halden hale sokup değiştiren, Ey ayıpları bihakkın örten, kusurları her cihetle gizleyen, Ey bol mağfiret eden her günahı bağışlayan, günahlarımı bağışla, darda kalıp, çaresizliğe düşen, yüzüne kapılar kapanan, doğruların gittiği yolda gitmekte zorlanan, nefsi gaflet ve isyanda yüzerek, boş kazançlarla meşgul iken ömrünün günleri faydasız yere tükenen kuluna merhamet et!

Ey dua edilip çağrıldığı zaman cevap veren ve ey sonsuz sürat içinde hesaba çeken! Ey bol kerem sahibi, umulmadık yerden ihsan eden Kerîm, Ey çeşit çeşit hediyeleri, nimetleri, şifaları karşılıksız bol bol ihsan eden Vehhâb! Hastalığı artan, şifası zorlaşan, çaresi tükenen, musibeti ziyadeleşen, sığınağı ve ümidi ancak Sen olan kuluna merhamet et!

12- İlahi! Halimi, üzüntümü, şikâyetimi Sana arz ediyorum.

İlahi! Hüccet ve delilim ihtiyaç ve yoksunluğumdur. Hazırlığım fakır ve çaresizliğimdir.

İlahi! Cûd ve sehavetinin denizinden bir katre, bana yeter, bütün ihtiyaçlarımı giderir. Affının dalgalarından bir zerre, bana kâfi gelir. Ey Vedûd.. Ey Vedûd.. Ey Vedûd.. Ey yüce makam olan arş-ı azamın sahibi, Ey bütün mevcudatı maddesiz, mayesiz, örneksiz, meşietiyle yoktan var edip başlatan Mübdi’, Ey ilk yarattığı ve her zaman yenilediği, ölmüş çürümüş dağılmış mevcudatı tekrar dirilten iade eden Muîd, Ey dilediğini yapan!

13- Arşının her tarafını dolduran zatının nuruyla, bütün mahlûkatına galip gelen kudretinle ve her şeyi ihata eden rahmetinle Sana yalvarıyoruz, Senden başka ilâh yoktur, ey kullarına imdad eden Allah’ım, bize imdad et! Ömrüm boyunca işlediğim bütün günahlarımı ve dilimin yanlışlarını ve sürçmelerini bağışla. Ey merhametlilerin merhametlisi, rahmetinle duamızı kabul eyle! Âmin. Hamd olsun Âlemlerin Rabbine ki hamd ancak Kendisine mahsustur.

Bismillâhirrahmânirrahîm

1- Sen Sübhan’sın, bütün noksan sıfatlardan münezzehsin! Senin medh ü senânını saymakla bitiremem. Sen, hakkı batıldan ayıran Kur’an’ında kendini medh ve tavsif ettiğin gibisin. Habibin Muhammed’ini (a.s.m.) izninle ve bütün sanatlarını kendilerine mahsus dilleriyle konuşturarak Kendini medih ve tavsif ediyorsun.

2- Sen Sübhan’sın, bütün noksan sıfatlardan münezzehsin! Seni hakkıyla tanıyamadık, ey bütün sanatlarının mucize olmalarıyla..

Bütün mahlûkatının tavsifleriyle ve bütün mevcudatının tarifleriyle maruf olan, tanınan Allah’ım!

3- Sen Sübhan’sın, bütün noksan sıfatlardan münezzehsin! Seni hakkıyla zikredemedik, ey bütün mahlukatının dilleriyle..

Kâinat kitabının bütün canlı kelimeleriyle.. Bütün hayat sahibi mahlukatının ibâdet ve tahiyâtıyla.. Bütün ağaç ve bitkilerin titreşerek zikr ve cezbeye gelen bütün ölçülü yapraklarıyla zikredilen Allah’ım!

4- Sen Sübhan’sın, bütün noksan sıfatlardan münezzehsin! Sana hakkıyla şükredemedik, ey herkesin gözü önünde ihsan ve iyilik ettiğini gösteren, bütün ihsanlarının medih ve senâsıyla..

Nimet ettiğini gösteren, kâinat çarşısındaki bütün nimetlerinin ilanlarıyla..

Mahlûkatın gözü önündeki rahmetinin ve nimetinin bütün ahenkli meyveleriyle..

Ağaç ve bitkilerin saplarına dizilmiş bütün ölçülü çiçek ve salkımlarının hamdleriyle şükredilen Allah’ım!

5- Sen Sübhan’sın, bütün noksan sıfatlardan münezzehsin! Senin şanın ne kadar da büyük, delil ve burhanların ne kadar da zahir ve parlaktır.

6- Sen Sübhan’sın, bütün noksan sıfatlardan münezzehsin! Sana hakkıyla ibadet edemedik, ey bütün meleklerin, bütün canlıların, bütün unsurların ve mahlûkatın; mükemmel bir itaat, imtisal, intizam, ittifak ve iştiyak ile ibâdet ettiği Allah’ım!

7- Sen Sübhan’sın, bütün noksan sıfatlardan münezzehsin! Seni hakkıyla teşbih edemedik, ey yedi kat semâ ve yerin ve içindekilerin ve her şeyin Kendisini hamd ederek teşbih ettiği Zât.

Seni gök ve yer bütün sanat eserlerinin tesbihleri ile mahlûkatın bütün hamdleriyle, hamd ederek tesbih ve tenzih ediyorlar.

8- Sen Sübhan’sın, bütün noksan sıfatlardan münezzehsin! Yer ve semâ; Bütün enbiyâ, evliya ve melâikelerin (Rahmetin ve selâmın üzerlerine olsun) tesbihatlarıyla, hamd ederek Seni teşbih ve tenzih ediyorlar.

9- Sen Sübhan’sın, bütün noksan sıfatlardan münezzehsin! Kâinat; Habibi Ekreminin (a.s.m.) bütün tesbihatıyla ve Resûl-ü Âzaminin bütün hamdleriyle Seni hamd ederek teşbih ve tenzih ediyor. Senin en faziletli salavatın ve en mükemmel selamların onun üzerine olsun!

10- Sen Sübhan’sın, bütün noksan sıfatlardan münezzehsin! Ey yüce Allah’ım, Seni bu kâinat Muhammed’in (a.s.m.) yaptığı tesbihat sadalarıyla hamd ederek tesbih ve tenzih ediyor. Zira onun tesbihat sadaları asırlar dalgaları üstünde nesiller silsilesi boyunca dalgalandıkça dalgalanıyor.

11- Allah’ım! Muhammed’in (a.s.m.) tesbihat sadalarını, kâinat sahifeleri, bütün zamanlar yaprakları üstünde kıyamete kadar daim eyle.

12- Sen Sübhan’sın, bütün noksan sıfatlardan münezzehsin Allah’ım! Dünya Muhammed’in (a.s.m.) şeriatının eser ve tesirleriyle Sana hamd ederek teşbih ediyor!

13- Allah’ım! Dünyayı Muhammed’in dininin eser ve tesirleriyle kıyamete kadar güzelleştir!

14- Sen Sübhan’sın, bütün noksan sıfatlardan münezzehsin! Yer sinesinde sakladığı Muhammed’in (a.s.m.) lisanıyla, Senin kudretinin azametini gösteren Arşın altında secde ederek, Sana hamd ve teşbih eder.

15-Allah’ım! Yerin her tarafını, dünyanın her beldesini Muhammed (a.s.m.) lisanıyla kıyametin kopacağı, ölülerin dirileceği güne kadar konuştur.

16- Sen Sübhan’sın, bütün noksan sıfatlardan münezzehsin! Ey Allah’ım! Seni, bütün mü’min erkekler ve mü’min kadınlar, bütün zaman ve mekânlarda, efendileri olan Muhammed’in (a.s.m.) lisanıyla hamd ve tesbih ederler.

17- Allah’ım! Erkek kadın bütün mü’minleri kıyamet gününe kadar Muhammed’in (a.s.m.) tesbihat sadalarıyla konuştur.

Bismillâhirrahmânirrahîm

1- Yâ Allah, Yâ Rahman, Yâ Rahîm, Yâ Ferd, Yâ Hayy, Yâ Kayyûm, Yâ Hakem, Yâ Adl, Yâ Kuddûs!

2- İsm-i Azâmının hak ve hürmetine, güzel isimler olan Esma-i Hüsnânın hak ve hürmetine, hakkı batıldan ayıran hikmetli Furkan-ı Hâkiminin kendisi ve sureleri, ayetleri, sırları, nurları, kelimeleri ve harflerinin hak ve hürmetine, Resûl-ü Ekreminin kendisi ve mû’cizeleri, kemâlâtı, Şeriatı ve sünnetinin hak ve hürmetine, onun Ehl-i Beyti, Sahabileri ve kendisine destek çıkıp din uğrunda mücâhede gösterenlerin hak ve hürmetine (Allah onlardan razı olsun),

3- Yâ Rab, Arşını taşıyanların ve melâike-i Kirâmının kendileri ve tesbihatları ve ibadetlerinin hak ve hürmetine,

4- Yâ Rab, Cebrail ve emanettarlığı, Mikâil ve vekilliği, İsrafil ve Sûr’u, Azrail ve ruhları kabzedip muhafaza etmesi hak ve hürmetine,

5- Yâ Rab, Âdem ve kelimeleri, Havva ve şefkati, Şit ve nübüvveti, İdris ve göğe yükselişi, Nuh ve gemisi ve dualarının hak ve hürmetine,

6- Yâ Rab, İbrahim ve dostluğu, halilliği, Lût ve gayreti, İshak ve zürriyetinin peygamberleri, İsmail ve şerefli neslinin hak ve hürmetine,

7- Yâ Rab, Yâkub ve münacatı, Yusuf ve sıddıkıyeti, Yunus ve duası, Eyyûb ve sabrının hak ve hürmetine,

8- Yâ Rab, Cercis ve metaneti, Üzeyr ve hayatı, Hızır ve seyahati, İlyas ve risaleti hak ve hürmetine,

9- Yâ Rab, Mûsa ve münâcât ve Tevrâtı, Harun ve fesahati, Şuayb ve hitabeti, Yûşa ve Musa’ya (a.s.) arkadaşlığı hak ve hürmetine,

10- Yâ Rab, Salih ve devesi, Hud ve heybeti, Zülkarneyn ve hükümdarlığı, Daniyal ve hikmeti, Lokman ve hekimliği hak ve hürmetine,

11- Yâ Rab, Dâvud ve hilâfeti ve Zebûru, Süleyman ve mû’cizeleri, Zekeriyâ ve ibâdetleri, Yahya ve seyyidliği, İsâ ve zühdü ve İncil’i hak ve hürmetine,

12- Yâ Rab, Habib-i Ekremin (a.s.m.) kendisinin, Mi’rac ve Kur’ânının hak ve hürmetine,

13- Yâ Rab, bütün enbiyâ ve resullerin (salât ve selâm olsun onlara) ve kitaplarının ve suhuflarının hak ve hürmetine,

14- Yâ Rab, Şeriat-i Muhammediye hakikatleri ve hükümleri (Allah kıyamete kadar daim kılsın) hak ve hürmetine,

15. Yâ Rab, Din-i İslâm ve rükünleri hak ve hürmetine, iman ve nurları hak ve hürmetine, Kûr’ân ve sırları hak ve hürmetine, Tevrat ve suhufları hak ve hürmetine, Zebur ve neyleri hak ve hürmetine, Kûr’ân ve müjdeleri hak ve hürmetine,

16- Yâ Rab, Cennet ve letaifi, bekçileri, hurileri ve güzellikleri hak ve hürmetine,

17- Yâ Rab, gök ve güzellikleri, melâikeleri, ruhanîleri, yıldızları ve alâmetleri hak ve hürmetine,

18- Yâ Rab, yer ve hazineleri, hayvanları, ağaçları, bitkileri ve hakka delil olan görünen ayetleri hak ve hürmetine,

19- Yâ Rab, Ebû Bekir ve sıddıkıyeti, Ömer ve farukiyeti, Osman ve nûrânîyeti, Ali ve evliyalığı, Hasan ve neslinden gelen kutuplar, Hüseyin ve evlâdından gelen imamlar hak ve hürmetine,

20- Yâ Rab, Bedir Sahabileri, Uhud şehitleri ve din uğrunda cihadları hak ve hürmetine, evliya ve keşfiyatları, asfiya ve tahkikatları hak ve hürmetine, şehidler ve cihadları hak ve hürmetine, Kâbe ve ziyaretçileri hak ve hürmetine, Ravza-i Mutahhara ve içindekiler hak ve hürmetine, Risâle-i Nur ve Üstadımız Said Nursî (r.a) hak ve hürmetine,

21- Yâ Rab, Bu zikri geçenlerin hak ve hürmetine; abdin, Nebîin, Resulün Muhammed’e (a.s.m.) ve ashabına, Risale-i Nur’un yazılan ve okunan, hava ve hafızalarda temessül eden harfleri adedince, gece ve gündüz devam ettikçe, salât ve selâm eyle.

Kalplerimizi ve Risale-i Nurun sadık talebelerinin kalplerini ve bu nüshayı yazanın kalbini İman ve İslâmla genişlet, huzura kavuştur, bize ve onlara dünyadan çıkarken, hüsn-ü hatime ihsan eyle, her birimize ve her birlerine, tam ve mükemmel, sarsılmaz, sabit, daim ve ebedî bir iman nasip eyle, bize ve arkadaşlarımıza güzel bir sabır, mükemmel bir tevekkül, tam bir ihlâs, şanlı bir fetih, acil bir zafer ve aziz bir yardım lütfeyle,

Bizi ve o kardeşlerimizi mükemmel bir şekilde Kur’an ve iman hizmetinde ve Risale-i Nur’u İslâm âleminde, neşretmekle muvaffak eyle; bizi ve onları afetlerden, belâlardan, dalâlet ve tuğyan ehlinin şerrinden, nefis ve şeytanın şerrinden muhafaza eyle, bizi ve onları kabir ve Cehennem ateşlerinden kurtar; bizi ve onları Muhammed’in (a.s.m.) hayırlı, seçkin Âl ve Ashabıyla beraber Cennet’e idhal eyle O’na ve bütün Âl ve Ashabına, ümmetinin hasenatı adedince salât ve selâm olsun. Hamd olsun Âlemlerin Rabb’ine ki; hamd ancak kendisine mahsustur.

Allah’ım! İsm-i Azamının ve Furkan-ı Ahkeminin ve Resûl-ü Ekreminin (a.s.m.) hak ve hürmetine, bu okuduğum duaları, en çok sevdiğin evliyalarında kabul ettiğin gibi benden de, en iyi bir şekilde kabul eyle. Âmin..

Hamd olsun Âlemlerin Rabb’ine ki; hamd ancak kendisi ne mahsustur.

Hz. Ali (r.a) Efendimizin Münâcâtı

Allah’ım! Her şeyi kuşatan Rahmetin (hakkı) için, kendisiyle her şeye hâkim olduğun, her şeyin kendisine boyun eğdiği ve her şeyin önünde diz çöktüğü Kuvvetin (hakkı) için, kendisiyle her şeye galip ve üstün olduğun Ceberût’un (hakkı) için, karşısında hiçbir şeyin duramadığı İzzet’in (hakkı) için, her şeyi kuşatan Azamet’in (hakkı) için, her şeyin üstündeki Saltanat’ın (hakkı) için, her şey yok olduktan sonra bakî kalan Vech’in (hakkı) için, her şeyi kaplamış İsimler’in (hakkı) için, her şeyi kuşatan İlm’in (hakkı) için, Sen’den diliyor ve dileniyorum, Ey Nûr, ey Kuddûs, ey ilklerin ilki, ey Sonların Sonu!

Allah’ım, (İsmet) perdelerini yırtan günahlarımı bağışla! Allah’ım acı ve musibetlerin gelmesine sebep olan günahlarımı bağışla!

Allah’ım nimetleri başkalaştıran günahlarımı bağışla! Allah’ım duaları hapseden günahlarımı bağışla! Allah’ım, belâların inmesine sebep olan günahlarımı bağışla! İşlediğim her günahı ve yaptığım her hatayı bağışla!

Allah’ım! Zikrinle Sana yaklaştır, Seninle Sen’den şefaat dilerim. Bitmez tükenmez cömertliğin (hakkı) için, Sen’den beni Kendine yaklaştırmanı, şükrüne beni muvaffak kılmanı ve bana zikrini ilham etmeni diliyor ve dileniyorum.

Allah’ım! (Karşında) huzû, zillet ve huşu içindeki birinin dilemesiyle Sen’den bana müsamaha göstermeni, bana merhamet etmeni, bana verdiğine rıza ve kanâata ve her halimde tevazuya beni muvaffak kılmanı diliyorum.

Allah’ım Mahrumiyeti şiddetlenen zorluklar karşısında hacetini Sana arz eden yanındakine rağbeti arttıkça artan birinin dilemesiyle Sen’den diliyor ve dileniyorum.

Allah’ım! Saltanatın yücedir, makamın uludur, mekânın gizlidir, emrin ortadadır, hâkimiyetin her şeyin üstündedir, kudretin her şeyde carîdir ve hükmünü icrandan kaçmak mümkün değildir.

Allah’ım Günahlarımı affedecek, kabahatlerimi örtecek ve amelimden çirkin olanları güzele tebdîl edecek Sen’den başkasını bulamıyorum. Sen’den başka ilah yoktur. Sen (her türlü noksandan ve Sana yakışmayan her türlü yanlış atıftan) münezzehsin ve bütün hamd Sana’dır. Ben nefsime zulmettim, cehaletimle bir cürette bulundum ve geçmişte beni anmana ve bana olan nimetine itimat ettim.

Allah’ım, Mevlâm Benim! Ne çirkinlikler işledimse Sen hepsini örttün; üzerime ne belâları çektimse, Sen hepsini geri aldın, düşmeme her ramak kaldığı anda beni tuttun, korudun; ne kötülükleri benden savdın; hiçbir övgüye ve güzelliğe lâyık olmadığım halde Sen onları bana verdikçe verdin.

Allah’ım giriftar olduğum belâlar çok büyüktür; hallerimdeki kötülük hiçbir sınır tanımıyor; amellerim pek yetersizdir; zincirlerim beni yere mıhlamakta, tûl-i emellerim faydalı her şeyden beni alıkoymakta; dünya aldatıcı cazibesiyle, nefsim de cinayetleriyle beni baştan çıkarmaktadır. Efendim! Sen’den diliyor ve dileniyorum: Amellerimin, işlerimin kötülüğü duamın Sana ulaşmasına mâni olmasın: gizli hallerimden haberdar oluşun perdemi yırtmasın! Kötü hallerimden, günahlarımdan, aşırılıklara devamımdan, cehaletimden, şehvetimin çokluğu ve gafletimin büyüklüğünden dolayı bana ceza ile muamelede bulunma!

Allah’ım İzzetin (hakkı) için, her halimde bana karşı Rauf ol, bütün işlerimde Atûf ol!

İlâhî Ya Rabbi! Sen’den başka kimim var ki, ondan sıkıntlarımı gidermesini ve işlerime nezaret etmesini isteyeyim!?.. İlâhî kusurlarımdan ve nefsime karşı aşırılıklarımdan sonra Sana özür dileyerek, pişman olarak, kırık kalple, istiğfar ve inâbe ile ve günahlarımı itirafla geldim. Senin özrümü kabulünün ve beni rahmetinin olanca genişliğine alıp kabul etmenin dışında kaçacak ve yönelecek bir yerim yok!

Allah’ım! Özrümü kabul et, perişaniyetime merhamet et ve beni bağlarımdan kurtar!

Rabbim! Bedenimin za’fiyetine, cildimin inceliğine, kemiklerimin incelmesine merhamet et! Ya Rab! Senin birliğini itiraf etmeme rağmen ve kalbimde ma’rifetin, dilimde zikrin ve içimde muhabbetin varken, itiraf ve duamda sâdıkken ve Rububiyetine boyun eğip dururken beni ateşle azaba terk eder misin? Heyhat! Sen öylesine Kerimsin ki, Rubûbiyetin altındakini zâyî etmez, bir defa yaklaştırdığını uzaklaştırmaz, sığınağına aldığını kovmaz ve koruyup, merhamet ettiğini belâya atmazsın. İlâhî, ey Mevlâm Azametine secde ile yere kapanmış yüzleri, sıdk ile birliğin ve sena ile şükrünü ifade eden dilleri, Ulûhiyetini inanarak itiraf eden gönülleri, senin bilginden edindiği ile haşyet duyan kalpleri, itaatle Sana ibadete koyulan ve iz’anla istiğfara yönelen vücut azalarını ateşe salar mısın? Hayır, hakkındaki zannımız bu değildir. Fazlından bize bildirilen bu değildir. Ya Kerim, Ya Rab! Dünyanın en küçük sıkıntı ve belâlarına bile tahammül edemediğimi biliyorsun. Hâlbuki dünyanın belâları, kötülükleri azdır, süresi kısadır. Böyleyken ahiretin süresi uzun, eksilmez ve azalmaz ve senin gazabından ve öfkenden kaynaklanan belâlarına ben nasıl tahammül edebilirim?..

Ya Rabbi! Beni düşmanlarınla birlikte azaba duçar edecek, beni belâna maruz olanlarla birleştirip, sevdiklerin ve dostlarından ayıracak olursan, haydi azabına sabretsem bile, senin ayrılığına nasıl sabredebilirim!? Ateşinin sıcaklığına sabretsem bile, senin kerem ve ikramına yönelmemeye nasıl sabrederim? Recam affın iken, ateşte kalmaya nasıl sabrederim? İzzetin (hakkı) için, ey Efendim, Mevlâm! Yemin ederim ki, eğer bana konuşma imkânı verirsen, bir ümitle feryat edecek, yalvarıp yakaracak, ağlayıp sızlayacak ve nida edip sesleneceğim ki, neredesin ey Mü’minlerin koruyup Gözeteni, ey Ariflerin Nihâî Emeli, ey Yardım Dilenenlerin Yardımcısı, ey Sadıkların Kalplerinin Sevgilisi, ey Âlemlerin İlâhı? Seni (her türlü noksandan, her türlü Sana yakışmayan atıftan) tenzih ederim, bütün hamd Sana’dır. Görür işitir misin ki, emirlerine muhalefetle zindana tıkılmış, günahlarıyla ateş azabını tatmış, cürmüyle ateşin tabakaları arasında kalmış bir Müslüman kul var… Rahmetini umarak sızlanıyor, birliğine inananların diliyle Sana sesleniyor ve Rubûbiyetini Sana vesile kılıyor.

Ey Mevlâm! O, daha önce gösterdiğin hilmini umarken azapta nasıl kalır? O Senin fazlını ve rahmetini beklerken, ateş ona nasıl elem verir? Sen, onun sesini duyar, yerini görürken ateş onu nasıl yakar? Zayıflığını bilirken, ateşin karanlığı onu nasıl örter; sıdkını bilirken, o ateşin tabakaları arasında nasıl gider gelir? O, “Ey Rabbim” diye çağırırken, zebaniler onu nasıl alır götürür? O, kurtulmak için fazlını ümit ederken, Sen onu nasıl ateşe atarsın? Hayır!..

İlâhî, Seyyidî! Takdir buyurduğun Kudret (hakkı) için, şu gecede ve şu saatte, işlediğim her cürmü, her günahı affetmeni, üzerini örttüğüm her çirkinliği, gizlediğim veya açığa vurduğum her cahilane işi, Yazıcı Melekleri’nin yazmasını emrettiğin ve vücudumun azalarıyla birlikte onların da şahit olduğu her seyyiemi affetmeni diliyor ve dileniyorum!…

Yâ Rabbî, ya Rabbî, ya Rabbî, ya İlâhî, ya Seyyidî, ya Mevlâm! Hak ve Kuddüs oluşun (hakkı) için, sıfatlarının ve isimlerinin en büyükleri (hakkı) için, Senden, gece, gündüz bütün vakitlerimi zikrinle ma’mur ve daim hizmetinde kılmanı, amellerimi kabul etmeni diliyor ve dileniyorum. Ta ki, amellerim ve evradım tek bir vird olsun, halim hizmetinde sürekli olsun!

Ya Rabbi, ya Rabbi, ya Rabbi! Vücudum azalarına hizmetinde kuvvet ver; Sana haşyette ciddiyet hizmetinde devam ver; öyle ki, önde gidenlerin meydanında Sana yürüyeyim, Sana gelmekte yarışanlarla birlikte yarışayım, Senin yakınlığına iştiyakı olanlarla birlikte iştiyak duyayım, muhlisler arasında Sana yaklaşmaya çalışayım, yakin sahiplerinin korkusuyla Senden korkayım, Mü’minler arasında civarına varayım!

Allah’ım! Bana kim kötülük dilerse, Sen geri çevir! Kim bana hile ederse, ona mukabele et! Beni, katındaki nasib itibariyle en iyi, Sana yakınlık itibariyle en yakın, nezdinde en has kullarından kıl! Buna ancak Senin fazlınla ulaşılır. Bana karşı hep cömert ol, beni şerefinle şerefyab kıl, rahmetinle koru. Dilimi daima Seni zikreden bir dil kıl, kalbimi muhabbetinle doldur, dualarıma icabetle beni nimettendir, sürçmelerimi azalt, kaymalarımı affet, Sen kullarına Sana ibadeti hükmettin, Sana duayı emrettin ve onlara icabet sözü verdin. Ben de buna uyarak ya Rabbi, yüzümü yere koydum, ya Rabbi, ellerimi Sana açtım; izzetin (hakkı) için, duama icabette bulun, beni arzuma ulaştır, fazlından recamı kesme, cin ve insanlar arasındaki düşmanlarımın şerrinden beni koru. Ey hemen razı oluveren! Duadan başka bir şeyi olmayan (şu kulunu) bağışla. Çünkü Sen dilediğini işlersin, ey ismi deva, zikri şifa, taati gına olan! Sermayesi reca, silahı büka olan (şu kuluna) merhamet et! Ey nimetleri bol verip tamamlayan, ey musibetleri def eden, ey karanlıklarda korku içinde kalanların ışığı! Ey öğretilmeden bilen. (Rasulün, Habibin) Muhammed’e ve Âl-i Muhammed’e salat eyle! Sen bana, Sana yakışanı yap!

Allah’ın salatı ve selâmı Rasulüne ve Âline olsun!

ÂMİN

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: