Ebrehe’den Daha Akıllı Fil
Miladi beş yüz yetmiş bir senesinde
Mübarek Muharrem ayının on yedisinde
Pazar sabahı, güneşin ilk ışıkları, üzerinde Kâbe’nin
Ordu hazır, hücum emrini beklemekte Ebrehe’nin
Altmış bin asker, on üç fil, kendinden Ebrehe çok emin
Hiç kuvvet yok karşısında, direk üzerine gidilecek Kâbe’nin
Aklınca yakıp yıkacak Kâbe’yi, kazanacak mutlak zaferi
Alacak intikamını, geçecekti aklındaki öfkesi, kalbindeki kini
Verildi emir, hareket etti ordu Kâbe’ye doğru
Nüfeyl b. Habib ise, Ebrehe’nin kılavuzu
En büyük fil olan, Mahmud’un eğildi kulağına
“Çök Mahmud, geldiğin yere dön, sakın kalkma”
“Allah’ın mukaddes saydığı beldedesin sen”
Bu sözleri duyar duymaz koca fil çöker hemen
Kalkmaz yerinden fil, bütün ordu onunla uğraşır
Tüm asker bırakır Kâbe’yi, Mahmud’la savaşır
Parçaladılar kafasını, altına yaktılar ateş
Hiç kımıldamazdı artık, inse yere güneş
Yemene, Şam’a, doğuya çevrilince eder hareket
Kâbe’ye dönünce hiç kımıldamaz, ettiler hayret
Heyecan içinde fil ile mücadele ederken asker
Göründü bir kuş sürüsü, üzerlerine hücum eder
Tüm ordunun üstüne simsiyah bulut gibi çöker
Gaga ve ayaklarındaki taşları atarlar birer birer
Kuran’ı Kerim, ebabil diye adlandırır bu kuşları
Ayakları ve gagalarında taşırlar esrarlı bu taşları
Mercimek veya nohut kadardı her bir taş
Şiddetle devam ediyordu bu İlahi savaş
Anında çöker yere, isabet alan her asker
Debelenerek ölümleri birbirinden beter
Allah’ın askeri çok, bu sefer kuşlar savaşır
Her bir Ebabil kuşu pişmiş üç adet taş taşır
Taş yağmuruna tutuldu altmış bin kişilik ordu
Askerler şaşkın, korkudan sağ sola kaçıyordu
Koca ordu birden bire uğradı bozguna
Yığınla ceset oluştu, her biri paramparça
İsabet alır Ebrehe’de yaralı olarak taşınır
Cesedi paramparça olmuş bir leşi andırır
Vücudu, pul pul olup dökülür parçalanarak
Adeta her bir zerresi ayrıca ölür, ölümü tadarak
Hemen ertesi gün yağmur başlar çok şiddetli
Sular sel olup denize döker toplar cesetleri
Peygamberimizin doğumuna elli, elli beş gün kala
Bölge halkı şahit olur, çok müthiş dehşetli bu olaya
Bunları Cenabı Allah bize “Kuran’da” anlatır şöyle
Kudretini, insanlığa hatırlatır “fil” süresinde işte böyle
“Görmedin mi Allah fil sahiplerine ne yaptı?”
“Onların kötü planlarını boşa çıkardı”
“Üstlerine gönderdi sürülerce kuşları”
“Attılar üzerlerine kuşlar, pişkin tuğladan yapılmış taşları”
“Onları yenik ekin yaprağı gibi paramparça etti, kuşların bu atışları”
Bekir Özcan-Borborunbekir
www.NurNet.org