Fatih Sultan Mehmet’in büyük ideali neydi?

Fatih Sultan Mehmed Türk tarihinin en önemli devlet başkanlarındandı. İcraatları ve düşünceleriyle dünya tarihinin en önemli isimlerinden oldu. Bunu hiç bitmeyen merakı, devamlı okuması ve farklı milletlerden, âlimlerden istifade etmesiyle başarmıştı.

Batı’da olan bitenleri hep haber aldı

Ali Kuşçu, Amirutzes, Georgios Trapezuntios, Hocazâde gibi Doğu’yu ve Batı’yı temsil eden devrin büyük zekâları Fatih Sultan Mehmed huzurunda bir araya geliyorlardı. Fatih, Doğu’nun ve Batı’nın âlimlerine sahip çıkan bir hükümdardı. Hıristiyan âlim ve sanatkârları sarayına davet ederek, birikimlerinden istifade etmiştir.

Fatih, çevresinde yalnız Müslümanlar’ı bulundurmaz, Hıristiyanlar’la da oturup konuşmayı severdi. Büyük İskender, Anibal, Keykavus ve Sezar gibi büyük komutanların dünyayı sarsan zaferleri nasıl kazandığını merak eder ve bu konularda kitaplar okuturdu.

Fatih, Hıristiyan devletlerin askerî güçleri ve kendi aralarındaki rekabetle ilgili bilgi almak için de Floransalı Benedetto Dei gibi birçok Batılı’yı kullandı. Rahipler, tüccarlar, her sınıftan insan Fatih’e hizmet etmiş, Türkler aleyhine toplantı yapılan şehirlerden haberler kısa sürede Osmanlı sultanına ulaşmıştı. Rahip Jacop Unrest, 1472’de yazdığı eserinde “Türk imparatoru Avrupa’daki bütün şehirleri haritasında belirlemiş. Sürgün edilmiş bir rahipten ve iki yüksek rütbeli Hıristiyan din görevlisinden bilgi alıyor” demişti.

İtalya’nın geleceğini gördü

Floransalı Benedetto Dei, 1460’larda Fatih’le görüştüğünde sultana İtalya’daki devletlerin özelliklerini anlatmış ve “Para, itibar ve silah sahibi dört güç Milano, Napoli, Floransa, Venedik ve diğer İtalyan prenslikleri kara ve deniz güçlerini birleştirebilirlerse günümüzdeki İtalyanlar atalarından daha başarılı olurlar” deyince ilginç bir cevap almıştı.

Fatih, Dei’ye “Floransalı, söylediğin her şeyi dinledim. Hepsine inanıyorum. Ancak sana şunu söyleyeyim ki, İtalya geçmişte yaptığı büyük işleri artık başaramaz. Çünkü büyük işler yaptığı günlerde, bunları Romalılar’ın gücü sayesinde yapıyordu.

Romalılar o zamanlar İtalyan’ın tek hakimiydi ama günümüzde ülken 20 devlete ve çeşitli güç odaklarına bölünmüş durumda. Birbirinizle savaşıyorsunuz ve birbirinizin can düşmanısınız. Yaptığım plana yardımcı olacak çok şey biliyorum. Genç, zengin ve talihli olduğumu gördüğümden Sezar’ı, İskender’i, Anibal’ı, Afrikalı Scipio’yu, Pyrhus’u ve Keykavus’u aşmak niyetindeyim” dedi.

Fatih’e hizmet eden Batılı âlimler

Fatih’in Batı kültürüyle tanışması Manisa’da şehzadelik yıllarında başlamıştır. Fatih’in hizmetine giren İtalyan hümanisti Ciriaco d’Ancona 1454 yılına kadar maiyetinde bulunmuş, saraydaki diğer İtalyan ve Rumlar padişaha Roma ve Batı tarihlerini okumuşlardır.

Fatih, İstanbul’un fethinden sonra şehirde kalan âlimleri huzuruna çağırarak onlara görevler vermiş ve eserler yazdırmıştır. Katolik ve Ortodoks kiliselerinin birleşmesine karşı çıkan ünlü Bizanslı âlim Gennadios’u saklandığı köyden getirterek patrik olarak atamış ve onunla Hıristiyanlığı tartışmıştı.

Gennadios, bu tartışmayı yazıp Fatih’e sunmuş, sultan da eseri tercüme ettirerek incelemişti. Gennadios veya başka bir kişi tarafından 15. yüzyıl yeni Platoncusu Gemistos Plethon’un Kanunlar isimli eseri yine Fatih zamanında Arapça’ya tercüme edilmişti. Bizanslı tarihçi Kritovulos uzun müddet padişahın yanında bulunmuş ve savaşlarını anlatan kıymetli bir tarih kitabı yazmıştı.

Osmanlı hükümdarı, 1461’de Trabzon’un fethinden sonra hizmetine giren ve felsefî konuşmalar yaptığı Trabzonlu Amirutzes ile oğluna kitapların çevirisini yaptırmıştır. Amirutzes’in çevirdiği eserler arasında Batlamyus’un Geographia adlı eseri de vardı. Amirutzes, ayrıca bir İstanbul haritası da çizmişti.

Fatih, coğrafî ve askerî konuları özel bir ilgiyle izlerdi. Onun 1458’de Atina’yı ziyareti sırasında Akropol’ü gezerek “Medînetü’l-hükemâ” (filozofların şehri) şeklinde Atinalılar’a iltifatta bulunması İslâm düşüncesinde Aristo ve Platon’a (Eflatun) duyulan saygıdan kaynaklanmaktaydı.

II. Mehmed, Avrupa’dan birçok ressam ve bilim adamını ülkesine davet etmişti. Onun döneminde Osmanlı sarayına birçok İtalyan ressam, heykeltıraş ve sanatçı gelmiştir. Bunların en ünlüsü 1479-1481 yılları arasında sarayda bulunup, padişahın çeşitli portrelerini ve madalyonlarını yapan Gentile Bellini’ydi. Fatih’in saltanatının son iki yılında önemli sayıda Avrupalı’nın İstanbul’da atölyesi bulunmaktaydı. Ancak Avrupa’dan ne kadar sanatçı geldiği belli değildir. Costanzo da Ferrara, Bertoldo di Giovanni eserleri elimizde olan sanatçılardır.

Fatih’in yanında Floransalı, Cenevizli, Raguzalı ve Rum danışmanlar da bulunmaktaydı. Demetrios Apokaukos Kyritzes, Thomas Katabolenos (Yunus Bey) ve Dokeianos gibi Rum âlim ve tercümanlar Fatih’e hizmet etmişti.

Avrupalı âlimlerin Fatih’e ithaf ettiği kitaplar

1480’lerin başlarında Floransalı Francesco Berlinghieri, “Geographia” isimli eserini Fatih’e ithaf yazısıyla göndermişti. Casenalı Angelo Vadio da, “De re Militari” isimli savaş üzerine yazdığı kitabını sultana hediye etmişti. Giovanni Maria, Fatih için 4.706 dizeden oluşan Latince bir methiye yazmıştı. Osmanlı sultanı için 16 Grekçe yazma kaleme alınmıştır. Türk tarzı ciltlenmiş bu eserlerin bugün 14’ü İstanbul’da 1’i Paris’te biri de Vatikan’dadır.

Fatih, Bizans’tan kalan Latince ve Grekçe el yazmalarını muhafaza ettirmiştir. Fatih’in kütüphanesindeki Batı kültürüyle ilgili 60 kadar eser günümüze intikal etmiştir. Bunların 42’si Grekçe’dir. Eserlerden sekizi tarihe, altısı matematik ve astronomiye dairdir. Tarihe ve coğrafyaya ait eserler mevcudun üçte birinden fazladır. Julian Raby’in Fatih’in kütüphanesi üzerine yaptığı araştırmalardan bu konuda teferruatlı bilgileri öğreniyoruz.

Seher vakti doğdu

Osmanlı tarihinin en büyük hükümdarı Fatih Sultan Mehmed 30 Mart 1432 Pazar günü, seher vakti Edirne Sarayı’nda dünyaya geldi. II. Murad’ın dördüncü oğluydu. Annesi Hüma Hatun’dur. Şehzade başlangıçta dikbaşlı ve sert olmasına rağmen zamanla hocalarının yardımıyla çok iyi bir eğitim gördü. Molla Gürani gibi devrinin önemli âlimleri tarafından yetiştirildi.

Şehzadeliğinden itibaren Batı’yı inceledi

Fatih’in Batı kültürüne olan ilgisi daha şehzade iken Manisa Sarayı’nda başladı. İtalyan hümanisti Ciriaco d’Ancona (Anconalı Ciriaco) ve saraydaki başka İtalyanlar ona Roma ve Batı tarihleriyle eski Yunan filozoflarının hayatlarıyla ilgili kitapları okutmuşlardı.

Erhan Afyoncu / Bugün gazetesi

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: