Finlandiya, İslamiyet Nurlarına Susamış!
Esselamun aleykum ve rahmetullahu ve berakatuhu
Finlandiya’ya geleli yaklaşık 1 ay oldu. İlk geldiğimizde Faslı bir müslüman abi ile kaldık. İlk sohbetimizi kendisi ile yaptık. Çok hoşuna gitti. Arapça risaleler hediye ettik. Şu an Mucizat-ı Ahmediyeyi okuyor.
4-5 ayda zor ev bulursunuz dediler. Cenab-ı hakkın inayetiyle geldiğimizin 2. gününde Helsinki’nin kalbinde bir daire tuttuk.
Haftada 3 gün umuma sohbetlerimiz var. Her gün ev dersleri yapıyoruz. Tercümelere devam ediyoruz. Pazar günlerine çocuk dersi koymayı düşünüyoruz.
Cemaatin dualarıyla geçtiğimiz hafta çok güzel hizmetler oldu elhamdulillah. Finlandiya gerçekten Risale-i Nur’lara susamış bir yer.
Eşimin bir arkadaşını ziyaret ettik. Bayan finlandiyalı bir bilgisayar firmasında çalışıyor. Görüşmemizden sonra bir risale hediye etmek istedim, şeytan nasıl vesvese veriyor. Ya dedim ben ona bu risaleyi vermezsem mahşerde yakama yapışırsa diye düşündüm. Bismillah tevekkeltüallallah diyerek bir haşir risalesi verdim. O ciddi bayan birden değişti. Çok teşekkür etti verdiğim haşir risalesini aldı.
Abiler sıksık okumalarımızın çok önemli olduğunu üstüne basa basa söylediler. Biz de derslerimize okumalarımıza ağırlık verdik. Öğlen saat 1 gibi finlandiyalı bir bayan, eşimle iletşime geçti. Sohbetlere katılmak istediğini ama 3 çocuğunun olduğunu söyledi. Biz sizi ziyaret edelim dedik. Yürüyerek gittik evlerine, hava –20 dereceydi.
Ziyaretimiz esnasında yenge çok entresan şeyler söyledi:
“Benim Türklerle evli birçok finlandiyalı bayan arkadaşım var, ama hiç biri müslüman değil. Yani sizin yaptığınız dersler Türklere de tesir ediyorsa ben bu derslere gerçekten gelmek istiyorum” dedi.
Türklerle evli finli arkadaşları ya hristiyan, ya budist yada ataistmiş. Eşimin kapalı olması, islamiyeti yaşaması onu çok etkilemiş ve yengemiz kendisinin de kapanmak istediğini, sohbetlere katılmak istediğini söyledi. Çıkarken risaleler hediye ettik. Çok sevindi bunlar benim için çok önemli, çok değerli dedi.
Çamaşır makinası alma ihtiyacımız doğdu. Cenab-ı hak 2.el bir ucuz makine nasip etti. Tabi çamaşır makinasını almaya gideceğiz, ama araba yok. Eşimin üvey babası yardım etmek istedi. Eşimin üvey babası normalde alkolik bir insan ama bize her geldiklerinde ona özel ilgi gösteriyorum. Ayrılırken sarılıyorum, tekrar tekrar beklediğimizi söylüyorum. Geçen bir baktım gözleri dolu dolu. Cenab-ı hak inşaallah ona da hidayet nasip eder.
Çamaşır makinasını alacağımız kişi hasta olduğunu, saat 10 gibi gelip makinayı almamızın iyi olacağını söyledi. Ben de hemen bir hastalar risalesi hazırladım. Gittik evine, yaşadığı yer tek odalı, bir sürü kitap vardı. Geçmiş olsun babında size bu kitabı hediye etmek istiyoruz dedik. Çok teşekkür etti. E-mail adresimizi kitabın en arka sayfasına yazdık.
Şehrin bir diğer tarafında yaşayan müslüman bir aileyi ziyarete gittik. Bayan finlandiyalı, eşi gambiyalı. Beraber cemaat olarak namaz kıldık. Bu abimiz Finlandiya’ya islamiyeti yaymak için gelmiş. Başladı nasihatlere, bizde bir başladık risalelerden 3 saat Risale-i Nur’ları anlattık.
Abimiz öyle mutlu oldu ki. Hatta bir seferinde yemek yiyorduk. Haşir bashisini yaklaşık yarım saat elimizde kaşıkla anlattık. Abimiz risalelere öyle teveccüh gösteriyor ki. Cenab-ı hak gerçekten Risale-i Nurun müşterisini gönderiyor. Abiye de kitaplar hediye ettik. Ama gerçekten o ziyareti kelimelere döküp anlatmak zor. Evlerinden çıkarken abinin ismini öğrendik o derece yoğun bir şekilde risalelerden konuştuk. Sohbetlerede katılacaklarını söylediler inşaallah.
Cumartesi akşamları 19’da ingilizce aile dersleri yapıyoruz. Bangladeşli bir abi ile evli finlandiyalı bir yenge 3 çocuğu ile derse geldi. Yalnız ablamız yarım saat önce çok şevkli bir şekilde geldi. Kızı 14 yaşında finlandiyalı ve çok iyi ingilizce biliyor ve kapalı, ayrıca 8 yaşındaki kızı da kapalı ve yengemiz de kapalı.
Derse başladık bir buçuk saati aşkın ingilizce sohbet yaptık. Ders bittikten sonra ablamız dediki, “Sabaha kadar olsa ben bu dersleri yine dinlerim. Ne kadar güzel dersler çiçeklerden, böceklerden, meyvalardan, kainattan bahsedilip Cenab-ı hakkın varlığı ve birliği ispat ediliyor“.
Gerçektende derste çok değişik bir manevi hava vardı. Çocuklar pür dikkat Risale-i Nur’u dinliyorlardı. Ablamız dediki, “bize Finlandiya’da islamiyet adına anlatılan, şu helal şu haram. Biz böyle dersler görmedik. Haftaya da gelicem, eşimi de, arkadaşlarımıda getirecem“.
Ablamızın bir şeyhi varmış islamiyeti onlara anlatan, bizim hangi üniversitede islamiyeti öğrendiğimizi sordu. Biz de risaleleri iyiden iyiye anlatmaya başladık. Neden okunması gerektiğini uzun uzadıya anlattık. Ablamız dediki:
“Bizim Türk şeyhimiz Finlandiya’dan gidince Cenab-ı hakka bize islamiyeti öğretecek birilerini göndermesi için dua ediyorduk. Evimede gelin evimede ders koyalım, tanıdıklarımıda çağırırım, biz artık bu yolda devam edeceğiz“.
Ablamıza kitaplar hediye ettik bir de büyük sözler verdik. Çok sevindi, kitapları okuyacağını, çok mutlu olduğunu defalarca söyledi.
Cenab-ı hak bir kapı daha açtı. Finlandiya’da Risale-i Nur’un çok hızlı bir şekilde inkişaf ettiğini gözlemliyoruz. İnsanlar nurlara susamışlar. Haftaya şimdiden 4 aile gelecek. Evimizin salonunu Hz.Üstadımızın söylediği gibi bir medrese-i nuriyeye çevirdik.
Hergün ev dersleri yapıyoruz. Tercümeler devam ediyor. Evimizin salonu 20 metrekare, ama haftaya en az 20 kişilik bir cemaat olacak inşaallah. Pazar günü öğlen 1’e çocuk sohbetleri koymayı düşünüyoruz.
Dualarınızı bekliyoruz inşaalah.
Finlandiya Nur Talebeleri