Gazze

Gazlı bez diye bildik, oysa Gazze bezi imiş. Adını çok eski zamanlarda bu bezin üretim ve ticaret merkezi olan Gazze’den almakta imiş. Dünya’nın yaralarını saran Gazze’nin yarasını koskoca dünya saramadı. Demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü. Medeni dünyanın ileri sürdüğü değerlerin karşılığı olmadığını acı bir tecrübe ile öğrendik.

Üniversitesitelerde, konser alanlarında, spor sahalarında, sosyal medyadaki sivil hareketler, boykotlar Gazze’ye destek eylemleri… Tüm bunlar vicdanlı insanları İslam ile tanıştırdı. Harvard Üniversitesinden ve değişik Üniversitesitelerden Profösörler, aktivistler, yazarlar, sporcular, nice milyonlar, içinde bulundukları olağan üstü şartlara rağmen Gazzeli Müslümanların inançlarını, İslam’a olan bağlılıklarını, başlarına gelenler karşısında sergiledikleri tutumu görünce, yıkıntılar içinde annelerin evlatlarının cansız bedenlerini kucaklarında sessizce göz yaşı dökerek büyük sabır ve teslimiyetle “elhamdülillah” diyerek direnç göstermeleri karşısında İslama girdiler.

Abbey adlı ABD’li fonomen, “Bu kitabı okumam ve onların inançlarında bu kadar kararlı olabilmeleri için neye inandıklarını görmem gerekiyor” diyerek Kuranı okumaya başladığını paylaştı. Gazze’de ki direniş Batı’da kitlesel İslama geçişi hızlandırdı. “Sizin için şer görünende hayır hayır görünende şer vardır Allah bilir, siz bilmezsiniz.”

Çetin Kılıç

Kaynak : Zafer Dergisi.

Sende yorum yazabilirsin