Güzel Yazma, Güzel Konuşma

Belagat ve kitabette dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir? Risale-i nur külliyatından muhakemat adlı eserin ikinci bölümünde bu konuda oldukça faydalı bilgiler mevcuttur, ihtiyaç duyanların oraya müracaat etmeleri çok daha güzel olacaktır, biz burada çok az bir kısmını ele alacağız.

Kelamdan maksat ifadeyi meramdır. Lafzı süslerken mana geride kalmamalı. Mana dilbere, lafız elbiseye benzetilir, elbiseyi süsleyeceğim derken dilber unutulmamalı. Fikirlerin, hislerin tabi mecrası manaya akmalı, mana ön planda olmalı, mana nazm edilmeli bu yapılırken mantıklı olunmalı.

Yazı yada konuşmada giriş, gelişme, sonuç sıralaması bir ağaç gibi önce tohum, filiz, dal, budak, yaprak ve meyve şeklinde olmalı. Tıpkı yemek sırası gibi mideye girenler önce çorba, ana yemek, pilav ve nihayetinde tatlı şeklinde olduğu gibi kulağa yada dimağa gireceklerde de böyle bir sıralama olmalı. Manaya nizam verirken kopukluk olmamalı, ardarda olmalı, kelimeler bir birini tamamlayıcı olmalı en uyumlu en uygun olanlar seçilmeli, örneğin Allah anlatılırken muhtardan örnek verilmez, padişahtan örnek verilmeli. Ev yaparken nasıl malzemenin en iyisini seçiyorsak yazı ve konuşmamızda da mahiyetçe en uygunu seçilmeli.

Alemde nasıl bir nizam ve intizam var, her şey olması gereken zamanda, olması gereken ölçüde, olması gereken yerde, alternatifi yok, daha güzel olamazdı, aynı mükemmelliği, aynı nizamı, aynı uygunluğu konuşma ve yazımızda yakalamaya çalışmalıyız. Bu cümle daha iyi nasıl söylenir, daha iyi nasıl olur diye mükemmeli aramalıyız, kalıp cümleler ile tekamül olmaz. Peyzaj yapılmış bir bahçede çiçekler nasıl yerleştirilmişse sözcüklerde öyle yerleştirilmeli, bahçeyi seyreden bülbül nasıl şakıyor anlamasak bile zevkle dinleniyoruz, konuşurken böyle olmaya gayret göstermeliyiz, herkes bizi zevkle dinlemeli.

Konuşmacılar, şairler, yazarlar; Alemde ilham verecek o kadar çok şey varki, bahar bahçelerinin cümbüşü sizde boyacıyı aratması lazım. Şairlerin sultanı Necip Fazıl bunu en iyi yapanlardan biridir, mana derinliği, kafiye; Şiirlerinden istifade edilebilir.

Bediüzzaman’ın yazdığı risale-i nurlarda da öyle cümleler vardır ki başka cümlelerin içinde hemen kendini gösterir, not alma ihtiyacı duyarsın. “Güzel gören güzel düşünür güzel düşünen hayatından lezzet alır” gibi. Her milletin kendine has mizacı vardır, onun milli dili yani ana dili o milletin hislerinin makesidir, yansımasıdır. İncelikleri başka dili konuşanlar anlamaz anlayamaz, örneğin “ak akçe kara gün içindir” Bunu çeviri yaparken “beyaz para siyah gün içindir” diye tercüme ederler, öyle olunca muhatap buna sadece güler.

Lafzın yeri ve zamanı önemlidir. Medresede ders veren hoca talebelerinden her zaman güzel konuşmalarını istemiş, bir gün sınıftaki mangaldan sıçrayan bir kıvılcım, gelip hoca efendinin sarığının kıvrımına girmiş, talebelerden biri “Ey hâce-i bî-misâl, v’ey üstâd-ı zî-kemâl, bu şâkird-i pür-ihmâl, şol vechile arz-ı hâl eyler ki; bu hikmet-i müte’âl, nâr-ı mangaldan bir şerâre-i cevvâl pertâb ile ser-i âliyyü’l âlinizdeki sarığı iş’âl eylemiştir.”deyince. Hoca “Bre mel’un, sarığın tutuştu desene!” demiş.

Lafız perestliği genelde acemiler yapar, dikkat çekmek için acemiliğini belli etmemek için süslü laflarla konuşur. Sen manayı düşün, ona yoğunlaş, lafızlar gelir manaya hizmet eder. Lafzın peşinden koşmakla sanat olmaz. Lafza mağlup olmak bir hastalık olarak değerlendirilmektedir. Aklına geleni söylemek rahatsızlıktır, çok konuşmak gevezeliktir, dinleyenleri çok yorar.

Tenbih: Suret perestlik, uslup perestlik, teşpih perestlik, kafiye perestlik, lafız perestlik, hayal perestlik. Mana bunlara feda edilmemekle beraber karın doyurmasada zaman zaman hayal pilavı yenmeli. Mesela Kuranı Kerim de miraç anlatılırken hayaller devreye giriyor. Yine risale-i nurlarda bazı konular örneklerle anlatılıyor. Burada söylenmek istenen dozunu kaçırmadan, hakikatın dışına çıkmadan bu usluplarda, yazı ve konuşmalarımız da yer alabilir.

Edipler edepli olmalı, müstehcen, argo lafızlar kullanmamalı. Zaman zaman Lafızlara zînet vermek, hakikati incitmemek şartıyla geri planda hakikate yardımcıda olacaktır.

Çetin Kılıç

Kaynak Şadi Eren, muhakemat dersleri.

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: