Hz. Ali’nin Şehadeti

Sıffin Savaşı sonunda ordusuyla beraber
Allah’ın Aslanı Ali hemen Kûfe’ye döner

Ordu Kûfe’ye girmeden ilginç bir şey oluyor
Tam on iki bin asker de ordudan ayrılıyor

“HARİCİLER” adı ile tarihe geçiyorlar
Hepsi Hazreti Ali’den kopup ayrılıyorlar

Aslında Hakem Olayı fikirlerini bozmuş
Bu ordudan birçok kişi beraber karar almış

Diyorlar: “Hakem fikrini nasıl kabul ettiler
Ali ve taraftarları her hal dinden çıktılar”

Burada Hazreti Ali onlarla konuşuyor
Onlara mektup yazarak diyaloga geçiyor

Fakat O’nu dinlemeyip ordudan ayrıldılar
Bütün ısrarına rağmen O’na katılmadılar

Küfür ve de korkaklıkla suçladılar Ali’yi
Uyduruk şeylerle ikna ettiler ahaliyi

Sonrasında İmam Ali onlardan ümit kesti
Kalan taraftarlarıyla Şam’a hareket etti

“Huhayle” adı verilen karargâhta kaldılar
Yorgun oldukları için orda konakladılar

Konaklama esnasında haberler alınıyor
Bu Hariciler şehirde bozgunculuk yapıyor

Yağmalamalar yapıyor yolları kesiyorlar
Halktan bazı kimseleri kesip öldürüyorlar

Bunu duyan İmam Ali hemen geri dönüyor
Ordusu ile beraber “Nehrevan”a gidiyor

Bu arada Hariciler orada toplanmıştı
İmam Ali’yle savaşa karar da alınmıştı

Hazreti Ali onlardan katilleri istiyor
Haricilerse yapılan teklifi reddediyor

Diyorlar ki: “Ölenlerin hepimiz katiliyiz
Sizin kanınızı helal sayıyoruz hepimiz”

Artık savaşmaktan başka hiç çare kalmamıştı
İmam Ali’nin sözleri bir fayda vermemişti

Ve nihayet savaş başlar kan gövdeyi götürür
Hariciler mağlup olup birçok kişi de ölür

Sonra da Hazreti Ali Şam’a gitmek istiyor
Muaviye’nin üstüne gitmeyi planlıyor

Bu arada Iraklılar gitmek istemiyorlar
Hazreti Ali’ye gelip O’na şöyle diyorlar:

“Ey Mü’minlerin Emiri! Çok yorulduk hepimiz
Kılıçlarımız köreldi bitti yiyeceğimiz

Bizi evimize götür yeniden güç alalım
Hazırlandıktan sonra da bu güçle saldıralım”

Bu gelişme karşısında İmam çok şaşırıyor
Ve Iraklılara karşı hitaben şöyle diyor:

“Cihad Cennetin kapısı ve mertlik onurudur
Kim bu kapıdan dönerse rezil perişan odur

Ey erkek kılıklı olup ve erkek olmayanlar
Korkuluk gibi dikilen siz hayali varlıklar

Ey ayağına süs takan gibi aklı olanlar
Ciğeri beş para etmez pısırık ve korkaklar

Bütün düşüncelerimi bir anda söndürdünüz
İçimi elem ve öfke ile de doldurdunuz

Yazıklar olsun sizlere ve bu talihinize
İnsanı kedere boğan bu kötü halinize

Nerde o cesaretiniz bilmem ne oldu size
Haklı olduğunuz halde onlar saldırdı size

Onlar yanlış yolda iken tamamen birleştiler
Sizler ise haklı iken sizi hedef ettiler

Allah’a isyan ederek size saldırıyorlar
Kılınız kıpırdamıyor sizi hiç saymıyorlar

Kışın saldıralım dersem çok soğuk diyorsunuz
Yazın der isem bahane bulup kaçıyorsunuz

Fakat bir kimsenin sözü dinlenmezse ne olur
Bin hüneri olsa bile işe yaramaz olur”

Hazreti Ali çaresiz başka bir şey demedi
Yalnız bırakıldığından Kûfe’ye geri döndü

Beklenmeyen bu gelişme O’nu hayli üzmüştü
Bu üzüntüyle beraber eve geri dönmüştü

Daha sonra Hariciler bir karar alıyorlar
Gidip Hazreti Ali’yi öldürmek istiyorlar

Diyorlar ki: “Hak yolunda canımız feda olsun
Haktan ayrılan lideri kesmek bize borç olsun”

Abdurrahman bin Mülcem’e bu görev veriliyor
O hemen silahlanıyor ve Kûfe’ye gidiyor

İbni Mülcem kılıcını batırmıştı zehire
Ve bu şekilde gizlice gelmiş idi şehre

Kûfe’ye geldikten sonra kimseye görünmüyor
Hazreti Ali’yi takip etmeye koyuluyor

Aylardan Ramazan ayı bir Cuma akşamında
Sabahleyin namaz için evinden çıktığında

Hazreti Ali camide namazı eda eder
Bu esnada İbni Melcem İmam Ali’yi izler

İmam Ali’nin başına vuruyor kılıç ile
Mübareğin her tarafı boyanıyor kan ile

İbni Mülcem kaçar iken onu yakalıyorlar
İmam’ın huzurlarına alıp getiriyorlar

Hazreti Ali diyor ki: “Onu hapiste alın
Orada da kendisine iyilikle davranın

Eğer yaşarsam sonunu size sonra söylerim
Onu bağışlarım veya onu kısas ederim

Fakat eğer ölür isem yalnız katledin onu
Aman ha sakın kesmeyin kulağını burnunu”

Hazreti Ali’ye gelip: “Bu konuya ne dersin
Bize ne emredesiniz kime biat edilsin

Siz göçüp gider iseniz Hasan’ı seçelim mi?
Kendimize emir edip ve biat edelim mi?”

Bu suallere karşılık İmam şöyle söylüyor:
“Size ne emrediyorum ne menederim” diyor

Sonra da çocuklarını yanına toplatıyor
Daha sonra da onlara nasihatler ediyor

Allah’tan korkmalarını her birinden istiyor
İyi olmaları için tavsiyeler ediyor

Ve nihayet şehit olup Cenab-i Hakk’a gider
Altmış üç yaşında iken ruhunu teslim eder

Ahmet Tanyeri – DİYARBAKIR

www.NurNet.org

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: