Koruyucu Türk Aileleri Gerekiyor!

Daha önceki yazılarımızda konuya değinmiştik. Avrupa´da devlet tarafından ailelerinden alınan çocuklar koruyucu ailelere veriliyor. Tahmini rakamlara göre bu çocukların arasında Avrupa genelinde 4000 türk çocukları bulunuyor. Türk veya müslüman koruyucu ailelerin eksikliği nedeniyle bu çocuklar başka ailelere veriliyorlar. Bu ailelerde çocuklar kültür ve din çatışması yaşıyorlar. Dillerini unutuyorlar. Dolayısıyla büyük bir kimlik krizi geçiriyorlar. Çocuklar korunması gerektiği yerde büyük ve kalıcı bir zarara uğruyorlar.

Sorunu daha da net anlayabilmek için Almanya´nın bir büyük şehrine bakalım. Bielefeld şehrini analiz edelim. Bielefeld şehrinde yaklaşık 330.000 vatandaş yaşıyor. Bunların 11,9%u yabancı vatandaşı. Göçmenlerin sayısı hakkında tahmini bir çok rakam var. Örneğin gençlerin %50sinin göçmen kökenli olduğu tahmin ediliyor.

Göçmenler istatistiksel olarak belirlenemediği için tam olarak ne kadar göçmen çocuğun koruyucu ailelere verildiği bilinmiyor. Bilinen rakamlara göre 2010 ve 2011 senelerinde koruyucu ailelere verilen çocukların sayısı şöyle:

koruyucu aileye verilenler tablosu

2011 senesinde dördü yabancı, toplam 35 çocuk koruyucu aileye verilmiş.

Her iki istatistik için geçerli olan önemli not: 2000 senesinden sonra Almanya´da doğan çocuklar doğuştan itibaren alman vatandaşlıklarını alıyorlar. Yani bu sayılarda yabancı vatandaş olarak geçen çocukların büyük bir kısmı sonradan Almanya´ya gelen veya getirilen çocuklar. 2000´den sonra Almanya´da doğan türk çocukları alman vatandaşlığını aldıkları için doğal olarak bu istatistiklerde alman vatandaşı olarak geçiyorlar.

Bielefeld şehrinde çocukları acil olarak kısa bir süre için alabilecek olan koruyucu aileler arasında gençlik dairesinin tahminlerine göre sadece iki tane göçmen kökenli ailesi var. Bu iki ailenin hangi kökden geldiği ise bilgilerde geçmiyor.

Bielefeld´de acil dışı, sürekli olarak koruyu ailede bulunan 534 çocuk var. Bunlardan 32 tanesi yabancı vatandaşı. Maalesef bu rakamlarda da sadece alman ve yabancı ayrımı yapılmış. Çocukların veya koruyucu ailelerin ne kadarı göçmen, ne kadarı türk, ne kadarı müslüman olduğu hakında detaylı bilgi yok. Gençlik dairesinin tahminine göre sadece 15 aile göçmen kökenli.

STK´lar bu rakamları ve Avrupa genelini göz önünde bulundurarak konuyla ilgili mutlaka çalışmalar yapmalılar. Hem gençlik dairesinin çalışma sistemiyle ilgili hem de koruyucu aile konusu masaya yatırılmalı. Problemler ve çözümler aranmalı.

Eğer bu sorunlar konuşulmaya başlanırsa, toplumda da yankı yapacaktır ve çözümler çoğalacaktır. Bizim kültür ve din anlayışımız koruyucu aile olmaya müsait. Şuan eksik olan sadece bilgi ve hassasiyet.

Cemil Şahinöz cemil@misawa.de

https://www.facebook.com/CemilSa

https://twitter.com/Cemil_Sahinoez

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: