Ölümle Açılan Kapılar -Birinci Kapı-

 Size böyle nimet eden bir zât, sizi başıboş bırakmaz ki, kabre girip kalkmamak üzere yatasınız.

Acaba hiç kabil midir ki: İnsan, hilafet ve emanetle mükerrem olsun, rububiyetin külliyat-ı şuununa şahid olarak kesret dairelerinde, vahdaniyet-i İlahiyenin dellâllığını ilân etmekle, ekser mevcudatın tesbihat ve ibadetlerine müdahale edip zabitlik ve müşahidlik derecesine çıksın da sonra kabre gidip, rahatla yatsın ve uyandırılmasın?

Ve bu âlemde çok taifelere kumandanlık yapan ve karışan ve bazan karıştıran bir İnsan, toprağa girip her amelinden sual olunmamak ve uyandırılmamak üzere yatıp saklanmayacaktır.

Küçük büyük her amellerinden sual edilmesin?

Mahşere gidip mahkeme-i kübrayı görmesin?

Hâyır ve aslâ!..

Vazifesiz olup, kabre girip, uyandırılmamak üzere rahat yatamazsınız.

***

Ahirzaman imamı Bediüzzaman hazretleri, yazdığı yüzotuz parça Nur Risalelerinin muhtelif yerlerinde, ölüm ve ötesine ait mesaili, umumun istifade edebileceği ve asrın anlayışına uygun yepyeni bir tarz-ı beyanla ifade ve izhar etmiştir.

İnsan bir yolcudur. Sabavetten gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan kabre, kabirden haşre, haşirden ebede kadar yolculuğu devam eder.

Madem ecel gizlidir; her vakit ölüm, başını kesmek için gelebiliyor ve genç ihtiyar farkı yoktur.

Elbette daima gözü önünde öyle büyük dehşetli bir mes’ele karşısında bîçare insan; ölümden sonraki ilk durağı olan Kabir hayatı ve bu hayatın keyfiyeti hakkındaki suallerin cevaplarını aramak, sormak ve öğrenmekle mükelleftir.

Madem ölüm öldürülmüyor ve kabir kapısı kapanmıyor; elbette bu ecel celladının elinden ve kabir haps-i münferidinden kurtulmak çaresi varsa, insanın en büyük ve her şeyin fevkinde bir endişesi, bir mes’elesidir.

***

Dünya ahiretin tarlası olması hasebiyle; her insan bu dünyada ahiret hayatının sonsuz iki menzili olan cennet ve cehennem hayatını inşa etmekle birlikte, ölümden sonra ne hal üzere olacağını da bu dünyadaki hali belirleyecektir.

Evet, Kabir var, hiç kimse inkâr edemez. Herkes ister istemez oraya girecek.

Ve oraya girmek için de üç tarzda üç yoldan başka yol yok.

Birinci yol: O kabir, ehl-i iman için bu dünyadan daha güzel bir âlemin kapısıdır.

Bu yol, mü’minleri, yani fıtratlarının gösterdiği ve kur’anın da haber verdiği hakkı kabul ve tasdik edip, ellerinden geldiği kadar bu hakikat mucibince İslamiyet’i yaşamaya çalışan, günah işlediklerinde ise istiğfar ve tövbe ile Rablerinden bağışlanma dileyenleri kapsar.
Bu dünyayı O’nun adına yaşama gayretlerinin mükâfatı olarak, Allah, mülkünün dairelerini ebediyen onlara açacak ve en önemlisi, kalb ve ruhlarına daimî bir sürur ve saadet ihsan edecektir.

O korkunç, karanlık, soğuk ve dar kabir, ehl-i iman için Cennet çukurundan bir çukur ve Cennet bahçesinin bir kapısı olacaktır.

***

Pekala, bu birinci kapıdan kabre girecek olan Mü’minler kimlerdir?

O Mü’minleri kurtuluşa, mutluluğa kavuşturacak olan vazifeleri nelerdir?

Bu suallerin cevaplarını, insanların Rabbi olan Yüce Allah’ımızın kutsal kitabı Kur’an-ı Kerimden Okuyalım;

Onlar ki, huşu içinde namaz kılarlar.

Onlar ki, boş ve yararsız şeylerle ilgilenmezler.

Onlar ki, zekâtı aksatmaksızın, tam olarak verirler.

Onlar ki; edep yerlerini sakınırlar.

Onlar yalnız eşleri dışında mahrem yerlerini herkesten korurlar.

Bunların ötesine geçmek isteyenler, yasal sınırı aşmış olurlar.

Onlar ki, uhdelerine verilen emanetleri korurlar ve sözlerini tutarlar.

Onlar ki, namazlarını aksatmaksızın kılarlar.

İşte onlar varislerdir. Yani Firdevs cennetinin mirasçılarıdırlar, sürekli olarak orada kalacaklardır.

İşte böyle; İman eden ve iyi işler işleyen mü’minlere beşaret ve müjde ver ki, altında nehirler akan Cennetler onlarındır.

O Cennetlerden bir meyve yedikleri zaman; bu, bundan evvel yediğimiz meyvedir derler. Birbirine benzer bir surette rızıkları getirilip verilir.

Ve o Cennetlerde onlar için temiz kadınlar vardır.

Ve onlar o Cennetlerde de daimî bir şekilde kalacaklardır.

***

Ne mallarınız ne de çocuklarınız, sizi bizim katımıza daha çok yaklaştıran şeylerdir!

Ancak iman edip Salih amel işleyenler başka. İşte onlar için işlediklerine karşılık kat kat mükâfat vardır. Onlar cennet köşklerinde güven içindedirler.

Sebe’ Suresi 37

Devam edecek…

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: