Gelecekte birçok garip keşifler esir maddesi ve enerjisi ile ilgili olabilir mi?
(Prof. Dr. Osman Çakmak)

Günümüz Müslümanları içerisinde, mü’mini mü’mine kırdıranların kullandıkları bir silah da tekfirdir. Tekfir yani “birisine’ kâfir’ deme, kâfirliğine hükmetme.” (1) Öncelikle unutulmaması gerekir ki, Selef-i Salihin yani Sahabe – Tabiin ve Tebe-i Tabiin Radıyallahu Anhum Ecmain’in hiçbirisi bir şahsı kastederek tekfir etmemişlerdir. Günümüzde çıkan bazı franksiyonlar maalesef “Selef”in adını kullanarak tekfire cüret etmektedirler…

Allah (cc), Müslümanlara ve mazlumlara yardım etmektedir. Bunu dilerse sebepsiz yapar, dilerse bir sebeple, bir bahaneyle yardım eder. Kâinat Allah’ın mülkü, mahlukat da itaatkâr kulları, askerleridir…
(Necmeddin Şahiner)

Râbıta, kişinin hakikat ile arasında bağ kurmasıdır. Mevt ise, hayatî faaliyetin sona ermesi ve ölümdür. Bu manada rabıta-yı mevt, kişinin ölüm hakikati üzerine ve kendi kişisel ölümü hakkında tefekkür edip odaklanmasıdır. Ölüm rabıtası, Said Nursi’nin Eski Said’den Yeni Said’e yolculuğunda anahtar rolü oynayan, Âhiret’e tahkiki imanı elde etmesine vesile, tam manasıyla halktan mütecerrid uhrevi bir hayat yaşama kararını vermesinin ana sâikidir…

Endonezya’da çıkan ikinci büyük gazete olan Republika Gazetesinin 19 Agustos 2020 baskısının “İslam” ekinde Risale-i Nurlar hakkında doktora tezi yazan Gontor Darussalam Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Sujiat Zubaidi “Türkiye’de İslam Medeniyetinin inşaasında Bediuzzaman Said Nursi’nin katkısı” konulu bir yazı yazdı…