Arama Sonuçları "risale-i nur" : 3193

Cevşen-ül Kebirin Hülasası

Cevşen-ül Kebirin Hülasası Sual: Duada dahi onun misli yoktur. Risale-i Münacat’ın başında, Cevşen-ül Kebir’in doksandokuz fıkrasından bir fıkranın kısacık bir mealinin beyan edildiği yere bakan adam, Cevşen’in dahi misli yoktur diyecek. Mektubat ( 217 )  Burada geçen yeri Münacaat Risalesinde Göremiyoruz, izah eder misiniz?   Elcevap: Bu kısım Osmanlıca 3. Şua Risalesinde Geçmektedir. Şöyle Ki: MUKADDİME Bu Sekizinci Hüccet-i İmaniye; […]

Devamını oku ›

İncil’deki Müjde; “Son Peygamber!”

Yüce Peygamberimize (asm) vahiy geldiğinde peygamberimizin yaşadığı durumu anlamak için Hz. Hatice Varaka bin Nevfel’e götürmüştür. Varaka bin Nevfel Hz. Hatice (r.a.)’ın akrabası, Mekke’nin rahibi ve vaiziydi. Tevrat ve İncil’i biliyordu ve bunları Arapçaya tercüme etmişti. Varaka bin Nevfel durumu dinledikten sonra Hz. Muhammed’e (asm) peygamberlik verildiğini müjdelemiştir. (Zafer Karlı’nın yazısı..)

Devamını oku ›

19. Mektup 16. İşaret 3. Hüccetin Kısmen Şerh ve İzahı

Mevcut İncillerden Matta -7 (15-20)’ye göre Hz. İsa (as) öğrencilerini yalancı peygamberlerden sakınmaları için uyarmış, gerçek ile sahteyi ayırt edebilmeleri için nasihatte bulunmuştur. Eğer kendisi son peygamber olsaydı böyle bir diyaloğa gerek duymaz, kendinden sonra bir peygamber gelmeyeceğini açıkça ifade ederdi. (Zafer KARLI’nın yazısı..)

Devamını oku ›

Faraklit Kimdir? İncil’de Hz. Muhammed (ASM)’den Bahseden Ayetler..

PARACLETOS (παράκλητος): [Paraklit, Yeni Ahit’in bazı İngilizce çevirilerinde Tesellici (Comforter) ya da yardımcı / Tavsiyeci (Advocate) olarak çevrilmiştir. Sözcük antik Yunanca’da mahkemede yardım eden kişi anlamında da kullanılmıştır.] SORULARLA FARAKLİT / PARACLETOS (παράκλητος) -İncilde Hz. İsa (as)’nın son peygamber olduğuna dair işaret var mıdır? İncil’in hiçbir yerinde Hz. İsa (as)’dan sonra peygamber gelmeyeceği söylenmez. Eğer Hz. İsa (as) son peygamber olsaydı […]

Devamını oku ›

Dua Nedir? Duanın Önemi Nedir? Neden Dua Edilir? Dua Hakkında Merak Edilenler..

Dua; kulun Cenab-ı Hak’tan inayet istemesi, niyazda bulunması, O’na sığınması, kendi acizliğini ve fakirliğini her şeye gücü yeten Kadir-i Mutlaka mahviyet içinde arz etmesidir. Başka bir ifadeyle dua; küçükten büyüğe, aşağıdan yukarıya karşı yapılan niyaz ve temenni mânâsınadır. “Dua ubudiyetin ruhudur ve halis bir imanın neticesidir.”1 Bunun içindir ki dua eden her insanda bir huzur ve ferahlık meydana gelir. Dua fıtri bir hâldir ve bütün dinlerde de mevcuttur. (Mehmed Kırkıncı’dan, DUA hakkında çok geniş ve güzel bir yazı..)

Devamını oku ›