Mecusi iken Ramazan Ayı Hürmetine İslamla Şereflenip Cennete Giren Kişi

Ramazan Arapçadan alınmış bir kelimedir. Bu mübarek aya Ramazan isminin verilmesinin hikmeti ise, güz mevsiminin evvelinde yağıp yeryüzünü tozdan temizleyen yağmur manasına gelen “ramdâ” dan alınmıştır. Bu yağmur çoğunlukla yeryüzünü temizler. İşte Ramazan ayı da “ramda” yağmuru gibi mü’minleri günah kirlerinden temizler.

Enes b. Mâlik (r.a.)´dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber: “Bu aya ramazan isminin verilmesi günahları yaktığı içindir.” buyurmuştur. Şu halde mübarek Ramazan ayında oruç tutan ve ihlasla tövbe eden Müminlerin günahları yanar, böylece günah kirlerinden arınırlar, tertemiz olurlar.

Bediüzzaman Hazretleri, Ramazan ayının önem ve hikmetini şöyle açıklar:

“Ramazan-ı Şerifteki savm, İslâmiyetin erkân-ı hamsesinin birincilerindendir. Hem şeâir-i İslâmiyenin âzamlarındandır. İşte, Ramazan-ı Şerifteki orucun çok hikmetleri, hem Cenâb-ı Hakkın rububiyetine, hem insanın hayat-ı içtimaiyesine, hem hayat-ı şahsiyesine, hem nefsin terbiyesine, hem niam-ı İlâhiyenin şükrüne bakar hikmetleri var.” 1

Ramazan orucunun birçok hikmetleri vardır. Bunlardan biri de insanlar arasında hürmet ve saygıdır. Oysa günümüzde mazeretsiz oruç tutmayan, açıkta yemek yiyen, su ve sigara içen insanlar da vardır.

Köyümüze komşu iki Yezidi köyü vardı. Ramazan ayı geldiğinde Yezidiler, Müslümanların yanında asla yemek yemez, su içmez, ahlâkî değerlere, örf, adet ve geleneklere bağlı; insani hassasiyetlere önem verirlerdi. Keza, Hristiyanlarla da ayni köyde iç içe yaşadık. Ramazan Ayı geldiğinde onlar da açıkta yemek yemez, bayram günlerinde köyün bütün evlerini tek tek dolaşarak bayramın sevincini bizlerle birlikte paylaşırlardı.

Yezidi ve Hristiyanların Ramazan ayında Müslümanlara gösterdikleri hoşgörü ve anlayışı, maalesef günümüzde mazeretsiz oruç tutmayan bazı Müslümanlardan bu hassasiyeti göremiyoruz.

Konumuzla alakalı bir Mecusi’nin Ramazan ayına gösterdiği hürmet.

Rivayet ediliyor ki: Bir Ramazan günü idi. Müslüman mahallesinde oturmakta olan ateşe tapan bir Mecusi’nin küçük çocuğu Müslümanların arasında ekmek yiyordu. Hemen babası çocuğun bu halini fark etti:

Oğlum Müslümanların arasında yemek yenir mi? Ramazan ayı Müslümanlar için kutsal ve mübarek günler olduğu için oruç tutarlar, çocuğunu azarlayıp eve gönderir.

Dünya hayatından ahiret hayatına irtikal eden Mecusi’yi, Allah dostlarından birçoğu onu rüyalarında cennet’te görürler. Hâlbuki dünya hayatında ateşe ibadet eden bir kimsenin; cennete girmesi adl-ı ilâhiye mugayirdi.

Rüyada Mecusi’ye sorarlar: Nasıl oldu da bu nimete eriştin! Biz seni imansız bilirdik. Hatta öldüğünde cenaze namazını bile kılmadık.

Evet! Doğru söylüyorsunuz. Ben Mecusi idim. Fakat bir gün küçük oğlum Müslüman mahallesinde, onlar oruçlu olduğu halde ekmek yiyordu. Ben çocuğun onların gözleri önünde ekmek yemesine müsaade etmedim. Müslümanların hürmet ettiği bir şeye bende hürmet ettiğim için Cenabı-ı Allah benim ruhumu bir Müslüman olarak aldı.

Ölüm anında başıma biri geldi. Bana “Eşhedü enlâ ilâhe ilallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve Resâlühu.” dedirtti ve ondan sonra ruhumu teslim ettim, o sebepten bu gördüğünüz mükâfata kavuştum, dedi.

Bir Mecusi, Ramazan ayına gösterdiği hürmetten dolayı rahmette mazhar olabiliyorsa; inanarak oruç tutan bir müminin Rahmete ne kadar layık olacağını hep beraber düşünelim.

Rüstem Garzanlı

08.06.2016

Dipnotlar:

1-Yirmi Dokuzuncu Mektup

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: