Risale-i Nur’un Nasihatleri Neden Tesirlidir?

İnsan aklı ile tatmin olmasına rağmen hakîkati uygulamaya geldiğinde; tersi ile hareket edebiliyor. Yani hissiyatına mağlup olup yanlış yapıyor. Bir dirhem peşin lezzeti, ilerdeki tonlarca lezzetlere tercih edebiliyor.

İşte,Risale-i Nur  tahkiki iman ile kalp ve aklı mutmain eder, nefsi ve hissiyatı musahhar ediyor. Günah ve haram lezzetlerin içinde manevî elemleri gösteriyor. “Bu dünyada bir nevi cehennemi, dalalette gösterdiği gibi, imanda dahi bu dünyada manevi bir cennet bulunduğunu ispat ediyor.”1, Yani iyi hasletlerde cennetin lezzetleri gibi manevi lezzetlerin bulunduğunu nasihatleri ile gösterip dalalete düşenleri kurtarıyor. Dolayısıyla güzel ahlâk adına meşru yolları gösterdiği için nasihati de tesirli oluyor.

Eğer konuşanın sözleri hal ve ahvali ile ters düşüyorsa; ne kadar edebi bir üslûp ile konuşsa konuşsun,  muhatabı üzerine tesir gösteremez, sözler kulaktan kalbe inmedikçe boş karavana olur. “Kendini ıslâh edemeyen başkalarını da ıslâh edemez.”  Hâkîkatı mevzuumuzun en güzel ifadesi olsa gerek.

İşte, Risâle-i Nûr, evvelâ müellifinin nefsini daha sonra muhatabın nefsini kurtardığı için tesirlidir. Çünkü ne maddi ne de manevî menfaatlerle meşgul olmuyor. Müellif Bedîüzzamân, bu hakikati şöyle açıklıyor: “…ben cemiyetin iman selâmeti yolunda âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur’ân’ımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa, Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin imanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.”2, buyurmuştur.

“Risale-i Nur, bu asrı ve gelecek asırları tenvir edecek olan bir mu’cize-i Kur’aniyedir.” 3, Asıl maksadı Allah rızası dışında hiçbir menfaat değildir. “Konuşan yalnız hakikattir.” En büyük tesirinin sırrı işte budur ki, bütün duygular ondan hissesini alıyor, dolayısıyla sözler kulaktan kalbe yerleşiyor, kalp te haktan yana oluyor.

Risale-i Nur talebelerinin teşkil ettikleri cemaate Bedîüzzamân hazretleri, “Risâle-i Nûr’un şahs-ı manevisi” diyor.  Kardeşlik, ihlâs ve tesânüd düsturları ile birbirlerine bağlanmış birbirlerinin güzel ahlâkından istifâde ediyorlar. Böylece, her biri bâkî elmaslar kıymetinde olan imânî ve Kur’ânî hakîkatler sadece akılda değil, kalp ve sair duygularda da kendini hissediyor.

Hulâsa, Risale-i Nur’un hizmeti sadece hizmet-i Kur’ân’dır. Allah rızası dışında hiçbir menfaat taşımıyor, kalp ve akılları mutmain ediyor, günah ve haram lezzetlerin içinde, manevî elemleri gösterip delâlete düşenleri kurtarıyor. Siyasetle alakası yoktur. Emniyeti ve âsayişi ve hürriyeti temine çalışır, güzel ahlâk adına meşru yolları gösterdiği için nasihatleri de tesirli oluyor.

Rüstem Garzanlı

www.NurNet.org

18.08.2015

Dipnot:

1- El-Hüccet-üz-Zehra

2-Tah. Hayat, Tahliller

3-Tarihçe-i hayat,

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: