Saçını sakalını Müslüman olarak ağartanlara müjde!

hakkidedeSoru: Beyazlayan saçlarımı siyaha boyatmak istedim. İtiraz ettiler, günahtır, caiz olmaz dediler. Siz ne dersiniz ak saçlarımı siyaha boyatma isteğime?

Cevap: Bir hastalıktan dolayı genç insanın saçları beyazlamışsa onu siyaha boyatmasında mahzur olmaz. Tedavi sayılır çünkü. Ancak yaşlılıktan dolayı beyazlayan saçları siyaha boyatmaya gelince orada birazcık durmak gerekir. Benim gönlüm hiç razı olmaz böyle bir yaşlı kimliği gizlemeye. Hele biraz da yaş ilerlemiş de çocuk masumiyetine bürünmüşse yaşlı insan.. Onları hep konuşturup dinlemek isterim. Ağızlarından inciler, mercanlar dökülecek gibi gelir bana.

Ak saçlılara karşı duyduğum bu derin sevgimin hadislerde gördüğüm müjdelerden kaynaklandığını da düşünürüm. Nitekim Rabb’imiz şöyle buyuruyor ak saçlı ihtiyarlar için:

Saçını, sakalını Müslüman olarak ağartan yaşlılara azap etmekten hayâ ederim!

Evet, saçını sakalını Müslüman olarak ağartan yaşlılara Rabb’imiz böyle merhamet edip şefkat gösteriyor da, biz hangi mecburiyetten Rabb’imizin merhametini celbeden beyazlarımızı siyaha boyatma gereği duyuyoruz bilemiyorum doğrusu.

Ben 77 yaşına girmiş bir ihtiyar olarak ak saçlılara hep böyle duygularla bakarken on senedir hiç görmediğim bir eski dostumla karşılaştım sokakta. O zamanki simsiyah saçları artık kar gibi beyazlamış, yürümekte zorlanıyor, halinden de şikâyetçi gibi görünüyordu. ‘Nerde o gençlik günlerimiz?’ diye hayıflandı. ‘Sen yaşlılığından şikâyetçi değil gibi görünüyorsun.’ diye de takıldı.

– Evet dedim, ben ihtiyarlığımdan şikâyetçi değilim, aksine yaşlılığın koruyan taraflarını düşününce seviniyorum bile. ‘Yaşlılığın koruyan tarafı da mı var?’ dedi. Evet, dedim. Gençliğin ihtiraslarına ve hissi baskılarına yaşlılıkta pek maruz kalmıyoruz. Ayrıca Rabb’imiz saçını, sakalını Müslüman olarak ağartan yaşlıya da azap etmeyeceği müjdesini de veriyor.. deyince yaşlı dostum gözlerini açtı. ‘Neler söylüyorsun sen?’ dedi. ‘İhtiyarlığın böylesine imtiyazlı yanları da mı var?

– Elbette! diyerek meşhur hadis alimi Yahya bin Eksem’in ak saçları hürmetine affedilmesi olayını anlatma gereği duyarak dedim ki:

Abbasi halifesi Me’mun’un baş kadısı meşhur Yahya bin Eksem’i ölümünden sonra rüyada gören bir hürmetkârı sorar:

– Ey Kûfe’nin baş kadısı ve muhaddisi, Rabb’in sana ne muamele eyledi mezarında, der.

Yahya bin Eksem mezarında karşılaştığı zor sorgusu ile kurtuluşunu şöyle anlatır:

-Rabb’im kabrimde beni, efendinin kölesini hesaba çektiği gibi şiddetli şekilde hesaba çekerek dedi ki:

– Ey ihtiyar, eğer şu ak saçların olmasaydı seni ateşimde yakacaktım yaptığın yanlışlarından dolayı!

Bu ikazını üç defa tekrarlayınca ben korkarak dedim ki:

-Ya Rab, biz seni dünyada iken böyle korkutucu şekilde işitmedik? Biz işittik ki, Enes bin Malik, Peygamberimiz’den (sas) duymuş, Peygamberimiz (sas) de Cebrail’den dinlemiş, Sen buyurmuşsun ki:

– Saçını sakalını Müslüman olarak ağartan yaşlılara Ben azap etmekten haya ederim! Biz Sen’i böyle işittik, böyle biliyorduk dünyada!

Bunun üzerine Rabb’im buyurdu ki:

– Enes de, Peygamber de, Cebrail de doğru söylemişler. Ben saçını sakalını İslam yolunda ağartan ihtiyarlara azap etmem. İşte sana da azap etmiyor, affediyorum. Ey meleklerim, alın bu ak saçlı ihtiyarı, götürün affettiğim ak saçlıların yanına! İslam yolunda ağarttığı ak saçları hürmetine bağışlıyorum bunu da..

Anlattıklarımı büyük bir dikkatle dinleyen ak saçlı dostum, belini doğrultarak dikilip yanıma yaklaştı. Beni muhabbetle kucaklayarak söylendi. ‘Bana ihtiyarlığımı sevdirdin, halimden şikâyetçi olmaktan kurtardın. Rabb’imden ak saçlarım hürmetine beni de bağışlamasını diliyorum.’ diyerek mutlu şekilde vedalaşıp yoluna devam etti.

Suyuti ve Gazali gibi alimlerin de kaydettikleri bu güzel olayı, saçını sakalını Müslüman olarak ağartan ihtiyarlarla, siyaha boyatmayı düşünen yaşlıların takdirlerine arz etmeyi faydalı buluyorum.

Ahmed Şahin / Zaman

Sende yorum yazabilirsin