Sadakati Arttıran Ve Azaltan Durumlar

Sevmek, değer vermek, paylaşmak ve karşısındakine güven telkin etmek insanlar arasındaki bağları kuvvetlendirerek, sıcak ve yakın ilişkiler kurulmasını sağlar. Sevgi azlığı, muhatabına önem vermemek, benmerkezci olmak, yalan söylemek ve herhangi bir paylaşım olmaksızın yaşamak sadakati zayıflatır. Vericilik, iyilik yapma isteği duymak gibi durumlar ise bu değerin yaşanmasını kolaylaştırır.

Korku, insandaki sadakati azaltırken; güven, bu duygunun çoğalmasına vesile olur. Esasında sevgi ve güven duygularını arttıran faktörler bağlanmayı da arttırır. Sadakatin var olduğu ortamlarda insan arkasından hançerleneceğini düşünmez.

Bir değer olarak sadakatin etkisini kaybetmesine sebep olan durumlardan birisi, kişinin kötülük göreceği endişesidir. Bu endişeyi taşıyan insanlar, sadakat duygusuna diğerlerinden daha çok önem verirler. Çünkü kendilerini güven sorgulaması içinde hissederler. Bu kimseler etraflarında kendilerine sadık insanların olmasına dikkat eder ve bu kimseleri ölesiye korurlar.

SADAKATTE KARŞILIKLILIK İLKESİ

Temel bir değer olarak bağlılık, tek taraflı ilerleyemez; tek taraflı bağlılığın da uzun süre devam etmesi düşünülemez. Çünkü bir müddet sonra “bağlanan” tarafta duygusal örselenme oluşur.

İçinde başkaları da olduğu halde şoförün, araç yalnızca kendisine aitmiş ya da tek başına seyahat ediyormuş gibi davrandığı bir otomobil düşünün. Böylesi bir durumda, arabada bulunan diğer yolcular yok sayıldıklarını düşünürler ve güven duyguları zayıflar. Canlarını böyle bir kişiye emanet etmiş olmaktan endişe duyarlar. Fakat sadakatin tam olduğu noktada insanlar büyük adım atma cesaretini göstererek, ciddi riskler alabilirler.

Sadakat duygusunun olduğu yerde sıcak bir atmosfer oluşacağından, böyle bir ortamda çocuklar daha sağlıklı yetişir ve şiddet azalır. Sadakatin hissedildiği yerde güven oluşur; güvenli bir ortamda ise sorunları çözmek kolaylaşır, pürüzler azalır. Sadakat, doğru ve yerinde kullanıldığında mutlu kılan en önemli değerlerden biridir.

SADAKAT SORUMLULUK GEREKTİRİR

Sadakatte insanın kendine sorması gereken en önemli sorulardan biri, karşısındaki insanın hangi özelliğine sadık olduğudur. Örneğin, kişinin yanlış bir davranışına sadakat neyi gerektirir?
Hatalı olarak nitelendirilecek bir davranışı göz ardı etmek suretiyle sadakat göstermek doğru değildir. Gerçek sadakat, sevdiğimiz kişinin zarar göreceğini hissederek, yanlış yaptığı konuda uyarmayı gerektirir. Çünkü ilkeli sadakat anlayışında sorumluluk esastır. İlkesiz sadakatte ise “Sorma, Düşünme, İtaat et” uyarılarının hâkim olduğu bir anlayış vardır.

Sorup düşünerek itaat etmek sadakati kalıcı hale getirir. Sadakati bir bağ olarak düşünürsek, en kuvvetli iplerin binlerce ince ipin bir araya gelmesiyle oluştuğunu söylemek doğru olacaktır.

İHANET VE SADAKAT

Genelde sadakate en çok zara veren unsur, açık görüşlü ve dürüst olmamaktır. İnsan, dürüst olunan durumlarda sadakat sorgulamasına ihtiyaç hissetmez. Her şeyin konuşulduğu, hiçbir şeyin gizli kalmadığı durumlarda davranış kötü bile olsa niyet sorgulaması yapılmaz.

Karşımızdaki insan hata yapsa bile onun özünde iyi olduğunu bilmemiz hatasını görmezden gelmemizi sağlayabilir. Çünkü insanları değerlendirirken elimizde iki veri mevcuttur. Bunlardan biri davranışlar, diğeri ise niyetlerdir. Niyet, özellikle sadakatte son derece mühimdir. Scientifıc American Dergisi’nin Kasım 2006 sayısında yayımlanan “ayna nöron” çalışması, yemek yiyen beyin dalgalarıyla, yemek yemeye niyetlenen beyin dalgalarının aynı şekilde çalıştığını göstermiştir. Bu çalışma yemek yeme esnasında beyinde oluşan sinir faaliyetinin, düşünce anında ortaya çıktığını kanıtlamıştır. Bu durum esasında, beyinde bir şeye niyet etmenin onu yapmakla aynı olduğunu gösterir. Sadakat konusunda da durum aynıdır.

Kişi sadık olmaya niyetlendiğinde beyne o duruma uygun program yüklendiğinden, o alanla ilgili kısımlar aktif olarak çalışmaya başlar. Halk arasında “Niyetlerinize dikkat edin, amelleriniz olur” sözü bu durumu adeta doğrular. Eğer insan karşısındakine sadakatini ispat ederse, yanlış yaptığı takdirde onun bu yanlışları müsamaha ile karşılanır. Ancak bunu sağlamak için kişinin karşı tarafa güven vermesi gerekir.

Evlilikte insanların birbirlerine verdikleri söz, aslında sadakat sözüdür. Kişi, beyne bağlılık programı yüklendikten sonra sadakatsizlik gibi bir seçeneği düşünmez. Böyle bir düşüncesi olduğu an, bu düşüncesi davranışlara yansır.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın “Güzel İnsan Modeli” Kitabından Alınmıştır.

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: