Sapık İslami Anlayışlar
Bu ülkede 1920lerden itibaren liyakatsız din adamları ve diyanet işleri başkanlığının varlığı sebebiyle bir çok islami anlayışlar türedi, Sırat-ı müstakimi göremeyen, hayal ve rüyalarla hatta sihirlerler ve akla hayale gelmeyen şeylerle gerçek islamiyet değil x,y,z nin gösterdiği anlayışı kabul eden fırkalar türedi.
Ehl-i Sünnet itikad ve amelindeki meslek ve meşrebler yani islami cemaatler zaten gayede müttefik olduğu için bir ayrılık söz konusu değildir. Nakşi, Kadiri, Uşşaki, Halvet, Nurculuk.. gibi islami anlayışlar sadece anlayıştır. ortak payda ehl-i sünnet çatısıdır.
Bir insan Nakşi, Kadiri, Uşşaki, Halvet, Nurculuk.. gibi bir anlayışı bırakıp bir başka anlayışa gitmekle dinden çıkmaz. amma bu hareketleri yanlış anlayan kimseler bizi bıraktın mı cenneti kokusunu bile alamazsın.. adeta mürted durumuna sokmaktadır.
Liyakat kesbederse diyanet sapık anlayışlar türemeyecek. Tecavüzcü sahtekar şeyhler, zahirde sofi batında mal toplayıcı veya bid’at ehli kimseler gibi.
Hatta Şualar isimli Risale-i Nurun temel kitaplarından 13. şuada gayr-i müslim birisinin şeyh olduğunu bakın nasıl söylemekte.
Bir zaman, müslim olmayan bir zât, tarîkattan hilafet almak için bir çare bulmuş ve irşada başlamış. Terbiyesindeki müridleri terakkiye başlarken, birisi keşfen mürşidlerini gayet sukutta görmüş.
O zât ise ferasetiyle bildi, o müridine dedi: “İşte beni anladın.”
O da dedi: “Madem senin irşadın ile bu makamı buldum, seni bundan sonra daha ziyade başımda tutacağım.” diye Cenab-ı Hakk’a yalvarmış, o bîçare şeyhini kurtarmış; birdenbire terakki edip bütün müridlerinden geçmiş, yine onlara mürşid-i hakikî kalmış.
Demek bazan bir mürid, şeyhinin şeyhi oluyor. Ve asıl hüner, kardeşini fena gördüğü vakit onu terketmek değil, belki daha ziyade uhuvvetini kuvvetleştirip ıslahına çalışmak, ehl-i sadakatın şe’nidir. Şualar ( 319 )
Allah sırat-ı müstakim üzere olan meslek ve meşreblerle islami anlayışlarla hizmet edip dalalet ehlinden eylemesin.
selametle
Muhammed Numan Özel