Şuurlu müslüman gibi yaşamak yoksa

İnsan kendi annesini babasını tanımazsa ona akılsız deli derler. Ona normal insan diyemezler. Halbuki anne baba insanın hiç bir uzvunu yapmış değiller. Ve bütün teknolojiyi geliştiren insandır, ama insan vücudunda mevcut nötron proton, protein ve moleküllerden hiç birini insan yapamaz. Anne ve baba evlatlarının ustası değiller. Onlar yalnız birer sebeptirler. Onlar ondan öte gidemezler. Onlar sebep olmaları için, birleşmelerini mecbur eden çekim kuvveti Allah onlara verir ve aldıkları o ücretten ötürü, biri diğerinin derdini sıkıntısını paylaşarak üzerine severek alıyorlar.

Düşünün; anne ile baba, çocuğundaki vücudunun gözünü değil, elini, kulağını değil tırnağını bile onlar yapamazken zavallı evlatlar, küçük iken şöyle dursun büyüyüp akıllı oldukları zaman dahi, vücutlarının ustasını arayıp bulmadan yaşayabiliyorlar. Niye öyle yapıyorlar, herkes öyle. Hiç kimse bu hususu araştırmadığı için onlar da o yolu tutup hayatlarına devam ediyorlar. Tabiatçıların ifade ettikleri “bilinmeyen bir kuvvet yaptı” diyorlar.

Halbuki aklını dinleyen insaflı fenciler fikir beyan ediyorlar avrupanın buluşları ile meşhur 50 tane Prof Doktor: Ne için Allaha İnanıyoruz adında kitap yazmışlar. Onlardan bir tanesi dünyaca meşhur Albert Einstein’dir. Hatta on altı tane Avrupa’nın meşhur profesörlerinden olup islamiyeti methedenler islamiyetin takdir edilecek iyi taraflarını teker teker sayarak anlatmışlar. Bunların içinde meşhur Prens Bismark’tır. Bu Prens Bismark diyor: Ey, Muhammed (a.s.m) yaşadığın devri yaşamadığımdan zatınızı göremedim. Bundan çok üzgünüm. Uzaktan zatı âlinize saygı ve hürmetlerimi sunarım. 

Unutmayalım ki Allah tarafından insana verilen en değerli hediye akıldır. Aklını kullanıp hakikati bulmak için ciddi araştıran kimse, sapmaz. Fakat Allahı inkâr edip tabiatçi fikrine uyan ateistler kâinatta yaratılmışlar hakkında delil değil, birkaç harf gösteriyorlar. Halbuki harfler ne yapabilir. Allahın varlığına inanan müslümanlar iki milyar civarında nüfusu teşkil eder. Müslümanların yüz binlerce ibadet yeri olan camileri var. Bunlar Allahın varlığını gösterirler. Hatta İslamiyet’e inanmayıp; ama Allaha inanan Yahudi, Nasrani ve Budist dinlerine mensup olanlardan dahi, Allahın varlığına inananların sayısı %90 teşkil ederse: Tabiatçı Ateistlerin sayısı ancak %10 bir yeküne bile ulaşamazlar.

Bunlar bizim için pek mühim değil. Bizi en çok rahatsız eden bizim vatandaşlarımızın düştükleri olumsuz halleridir, Bizim bu zavallılar, dış düşmanların oyunlarına gelmeleriyle sonsuz bir mutluluk yeri olan cenneti kaybediyorlar. Bizimkilerden ateist de var ama onlar çok azdır. Ama bizim çok zavallılarımız deistlerin oyunlarına gelmekle, onların hepsi dünya büyüklüğünde bir zarara uğruyorlar.

İnsanların çoğu dini bilgilerden cahil oldukları için, hakikati bilemiyorlar. Allaha inanmaları için Allah’ı görmek istiyorlar. Halbuki insan bir şeyi gördükten sonra onun varlığı hakkında ona inanıyor musun sorulmaz. Kainatta her tarafta Allahın eserleri mevcut olduğu için, akıllı olan hiç şüphe etmeden onun varlığına inanır. Zerre kadar bir incir tohumu toprak içine girince, kocaman bir incir ağacı meydana geldiğini görünce, ne diyeceğiz? Ve aynı ağaçtan tekrar incirler meydana gelir. Akıllı toprak mı yaptı bunu diyeceğiz.

Kardeşler burada imtihan dünyasındayız. Herkes serbest. İster namaz kılsın ister kılmasın. Bu dünyada onun cezası yok. O hesap gününde her şey meydana çıkacak. Namaz kılmayanlar ah ne yaptım beni yoktan insan yaratan Allahın emirlerine uymadım. Ne olur halim bu nazik tenim ateşte yanacak diyecek ama çok geç o pişmanlık. Yoksa, bu dünyada namaz kılmayanların ve dışarıda başörtüsüz açık saçık hanımların başlarına bu dünyada iken gökten başlarına taş düşse idi namazsız her hangi kimseyi görür mü idin? Ve dışarıda başörtüsüz, yarım çıplak herhangi hanımı görür mü idin? Asla!!!

Bunu da bilelim müslüman için ölüm dünya zindanından cennet bahçelerine gitmek için bir sebeptir. Ah öldü… Tabii ki ölecek. Fakat ölüm mümini, en çok sevdiği Allah’ına kavuşturur. Allah’ın emrettikleri vazifeyi yapmayanlar, hayatlarının hesabını vermeye götürür ölüm. Ölüm yok olmak değil hayat değiştirmeğe bir sebeptir. Fani hayattan sonu olmayan bir hayata gitmektir.

Paylaşan: Abdülkadir Haktanır

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: