Arjantinli Öğretmen Aquiles Leonardo’dan Türkiye’ye Mektup
İçtenlikle sizleri selamlıyorum.
Bir öğretmen ve aynı zamanda hümanist ve akademisyen birisi olarak felsefe, edebiyat ve tarih alanındaki serüvenimde Risale-i Nur’la, Nur talebeleri sayesinde tanışmamı onlardan aldığım desteği çok ehemmiyetli görüyorum .
Seneler boyu bazı şüphelerime ve dertlerime cevap niteliğinde beni tatmin edecek devalar aradım. Şu anda devam etmekte olan çok dinlerlerle veya o dinlerin müntesibleriyle muhatap oldum, konuştum. Aslında çocukluğumda katolik olarak yetişmiştim. Ama beni tatmin etmediği için ergenlik döneminde katolik dininden uzaklaştım. Bir kaç sene evvel manevi kızım İslam dinini kabul edince bende de acaba bu din diğer şimdiye kadar bildiğim dinlere nisbeten beni daha da aydınlatır mı diye bir merak içimde tekrar yeşerdi.
Bir kaç ay oldu ki Risale-i Nur ismini manevi kızımın bana hediye ettiği ve neden bahsettiğini bilmediğim Hastalar Risalesi vesilesiyle duydum. Kitabı okudum fakat tam istifade edememiştim. Kızım bana Risale-i Nurların bir kitap külliyatı olduğunu, müellifinin Said Nursi olduğunu söyledi. Risale-i Nurların tercümelerinin tashihi hususunda benden yardım istedi. Ben de İslami bir bilgim olmamasına rağmen edebi bilgi ve tecrübemle yardım ettim.
Kısa bir süre sonra bir Nur talebesini evimde misafir etmek fırsatı elime geçmişti. Bu kişi İslamın Nurunu meskenime taşımıştı. Genç birisi olmasına rağmen nezaketi, güven ve etkileyiciliği, tevazusu sühuletle mesajını insanlara ulaştırmasına vesile oluyordu. Evimde kaldığı sürede sıkı bir şekilde ve büyük bir şevkle çalışıyordu. Ben ona gerekli yerlerde dil bilgisinde ve metinlerin daha anlaşılır olmasında yardımcı oluyordum. Zamanla o bana Risale-i Nurdan aldığı izahlarla beyanda bulunuyor İslam’ın manevi büyük ilmine benim için kapılar açıyordu. Bana rehberlik ediyordu, şimdi anlıyorum ki benim dini şüphelerimi izale edip beni tatmin ediyordu. Bu işle meşgul olurken bazen müellifdeki tesir beni kalbimin derinliklerinden etkiliyordu.
Kısa bir süre önce tashih etmek için yeni metinler elime geçti. Şimdi daha fazla bir İslami bilgi ve memuniyetle bunları yapmaya çalışacağım. Bunların yanısısıra metinlerde büyük bir nur ve bir berraklık var. Bana önceden hediye olarak gelen kitapların hemen hepsini okudum. Bunlar Hastalar Risalesi, 33 Pencere, Tabiat Risalesi, Ayet-ül Kübra ve Sözler Kitabı. Bir sonraki ziyaretinizde bunlar hakkında sohbet etmeyi çok arzuluyorum. Ve yeni tercümelerde beraber çalışmaya devam etmeyi İnşaallah bekliyorum. Bu şekilde İslama girmek için hazır olduğumu size bildireceğim. Manevi kızım ve siz kalbimi imanın nuru ile doldurdunuz ve Kuran tefsiri Risale-i Nur sayesinde İslamı en mükemmel ve açık bir şekilde anladım.
Ezcümle, Hastalar risalesi dördüncü ve beşinci devalar menfi olaylar karşısında şekva etmenin hikmetsizliğini ve bunun yerine Allah’ın bize vermiş olduğu hayırlar karşısında şükür ve memnuniyet gösterilmesi gerektinini idrak ettirdi. Said Nursi bunu duygusal bir dil ile değil akılcıl bir dil ile ifade ediyordu. (Bir filozof olmama rağmen şu cümleye çok kıymet veriyorum: “Kalbin çok hikmetli şeyleri vardır ki akıl onlardan bihaberdir.”)
Sözler kitabının birinci sözünde bir şüphemi izale eden bir sual ve cevap var.
Sual: Allah’ın bizden isteği nedir?
Cevap: Üç şeydir: zikir, şükür, tefekkür.
Allah kamil-i mutlak ve kadir-i külli şey olmasıyla birlikte niye herhangi bir şeye ihtiyacı olsun ki? gibi bir sual aklıma geliyordu. Mutlak bir mükemmeliyette eksik bir şey yok ki… bu şüphe beni huzursuz ediyordu. Fakat aynı kitabı okumaya devam etmekle bu şüphem izale oldu. Ben hayatımda benden kişilik ve ilim noktasında aşağı olan çok kişilere hürmet ve itaat etmişim. Var olmayı ona borçlu olduğum ve bütün güzel mutlu dakikalarımı bana ihsan eden bir zata karşı onu tanımamak, şükretmemek ve ona itaat etmemek benim için nasıl mümkün olabilir? Şimdi benim için o Zat ALLAH’dır. Bu vesile ile Risale-i Nur’a ve Risale-i Nur ile benim hayatıma İslam’ı taşıyan kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum.
69 yaşında olmakla birlikte sizlere çok teşekkür ediyorum. İhtiyacınız olduğunda sizin emrinizdeyim. Bir dahaki sefere sizinle buluşmayı bekliyorum. Bu şehrin ve evimin kapıları sizlere her zaman açıktır.
Muhabbetle
Aquiles Leonardo Price Toro
www.NurNet.Org