Bediüzzaman ve Risale-i Nurlar

Said Nursî Hazretleri ortaya ben Bediüzzaman’ım diye çıkmamıştır, medreselerdeki olağan üstü başarısından dolayı o zamanın uleması ve alimleri tarafından bu isim kendisine verilmiştir. Normal şartlarda öğrenilmesi yıllar sürecek bir dersi çok kısa bir sürede öğrenmesi, bir kitabı çok kısa bir sürede ezberlemesi o zamanın alimlerinin dikkatini çekmiştir.

Şimdiki mantıkla düşünelim dört yıllık bir üniversiteyi bir yılda bitiren biri dünyada nasıl ses getirir, Said Nursî’de okuduğu medreselerde böyle başarılı bir talebe olduğu için defalarca imtihan edildikten sonra sıra dışı biri olduğu, çok nadir görülen üst düzey biri olduğu, fevkalade olduğu, üstün vasıflara sahip olduğu gözlenmiş ve o zamanın otoriteleri hocalar, şeyhler, üstadlar tarafından kendisine “Bediüzzaman” ismi verilmiştir.

Bir kaç örnek verecek olursak ; Ezberindeki doksan cilt kitabı iki ayda her gece iki saat tekrar ettiğini söyler, yine kamusun büyük bir bölümünü ezberlediği biliniyor, bu günkü tabirle fotoğraf hafızasına sahip olduğu malum. Bütün bunları 13-14 yaşında yapmış olması harikulade biri olduğunu gösterir.

Tahir paşanın konağına gelip onun kütüphanesindeki kitapları ezberlemiş, oradan İstanbul’a gelip şekerci hanın kapısına “her soruya cevap verilir soru sorulmaz” diye yazı yazmış, oranın uleması tarafından da imtihan edilmiş.

Ali Himmet Berki kitabında şöyle diyor, evde oturdum en derin kitaplardan sorular hazırladım Said Nursî’nin yanına gittim, sorduğum sorulara sanki dün akşam benim okuduğum kitaplar gözünün önünde imiş onları okuyor gibi cevap verdi diyor.

“Bediü” günümüz Arapçasında sık kullanılan bu günkü mana ile orijinal demek yani benzeri yok demektir. İmam Gazali öyledir, İmam Hanefi öyledir, Mimar Sinan öyledir bu şahsiyetlerin eşi benzeri yoktur, Said Nursî’de bunlardan biridir.

Risale-i Nurlar altmışa yakın dile çevrilmiştir, Dünya Risale-i Nur okuyor.
Gelelim Risale-i Nurların diline. Maalesef bazı çevrelerin eleştirdiğine şahit oluyoruz, oysa Bediüzzaman’ ın yazı dili üslubu çok orijinaldir.
“Bir şeyden herşeyi her şeyden bir şeyi yaratmak her şeyin yaratıcısına mahsustur”. Altı bin sayfa kitabın içinden sadece bir cümle, Arap yada Osmanlı edebiyatına hâkim birinin bu cümleye hayran kalmaması mümkün değildir, nice alim zatların bu eserleri gözlerinden yaşlar akarak okuduklarına şahit olunmuştur. Merak edenlerin günde yüz sayfa okuyup öğrenmeye çalıştığını gördük, tanımak isteyen, merak eden, ark niyetli olmayan, eleştirmeden önce kitabı okur.

Anlamak, doğruyu görmek, öğrenmek isteyenin izleyeceği yol budur.
Bizim ülkemizde bir refleks var, hangi ilim hangi alimden bahsetsen, konuşsan sorun olmaz hatta gayri müslim birinin fikirlerinden bahsetsen şiadan, mutezileden konuşsan yine sorun yok, kabul bile görürsün entelektüel kabul edilirsin.

Bunu söylerken İslâma mesafeli kesimi kast etmiyorum, İslam camiasında, Bediüzzaman dediğimizde Said Nursî dediğimizde Risale-i Nur dediğimizde siz başka bir yere konuluyorsunuz, objektiflik tarafsızlık bitiyor. Said Nursî bir oryantalist olsaydı onun kitapları didik didik incelenirdi. Bu gün bir çok kimse ve akademisyen şaşı bakıyor, hatta görmek istemiyor. Yüz yıllık bir dava hala yeterince anlaşılamadı.

Son otuz beş yıldır Risale-i Nurlar Arap dünyasında çok yaygındır, bazı Arap alimleri Bediüzzaman’a ferit makamı vermişlerdir. Bunlardan biri Muhammed Ramazan el Buti’dir bu zat dünyanın en önde gelen İslam alimi idi. Muhammed Umara bunlardan biridir Said Nursî hakkında yazıları vardır. Hiç bir alim Bediüzzaman hakkında olumsuz bir şey söylememiştir.

Fas’lı Profesör Cafer Subhani Paris’te Sorbonne üniversitesinde doktora yapıyorken ön bilgisiz, ön yargısız Sözleri okuyor ardından tüm kitapları okuyor ve o gerçekten bu zamanın bediü dir diyor.

İslam tarihinde kitap yazan alim çok, fakat iki şeyi yanyana yapan sadece Bediüzzaman’dır. On dört cilt kitap yazmış ve bütün dünya bu kitapları okuyor, aynı zamanda bütün dünyada nur hareketi diye bir cemaat oluşturmuştur, bunun ikisini bir arada yapan sadece Bediüzzaman olmuştur.

Muhammed Novara, Said Nursî bu çağda siyaset ilminin müceddidir diyor. Said Nursî in siyaset görüşü Türkiye İslamcıları tarafından anlaşılmamıştır.

Kuzey Irak’lı İslam alimi Abidin Reşit, bazı Türkler beni uzun yıllar Said Nursî’den uzak tuttular ama sonra oturdum Türkçe, Kürtçe ve Arapçasından okudum mekanlarını gezdim ve hakkında üç kitap yazdım, diyor.

Colin Turner Müslüman oluyor ama Lailahe İllâllah’ın manasını soruyorlar bilemiyor, öğrenmek istiyor Risale-i Nurları gösteriyorlar, daha sonra 876 sayfa “Kuranı Said Nursî ile okumak” adlı kitabı yazıyor.

Sudan’da Risale-i Nur araştırma merkezi var. Arap alemi tarafından yazılmış yüzlerce Bediüzzaman ve Risale-i Nur hakkında kitaplar var. El Ezher Üniversitesi üç kez “İmam Said Nursî’nin İslam Dünyasına Etkisi” diye sempozyum yapmıştır. Bunun gibi Arap dünyasında kırk’ tan fazla sempozyum düzenlenmiştir.

Rabbim bizleri İhlas ve sıdk içinde imana hizmet edenlerden eylesin. Âmîn.

Çetin KILIÇ
Kaynak : Sadık Tanrıkulu

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: