Bediüzzaman ve Siyaseti
Üstad Bediüzzaman hazretleri tek parti zihniyeti hakimken siyasetle alakadar olmamış ve şeytan vb şeklinde tasvir etmiş. Ama alternatifi çıkınca da Alternatifi açıkça desteklemiş. Kastamonu lahikasina bakınca şeytan, Emirdağ Lahikasına bakınca siyasette aktif bir Bediüzzaman görüyoruz. Hatta gençlik yıllarında da siyasi aktif bir Bediüzzaman. Şimdi biz Bediüzzaman ve siyaseti nasıl değerlendirmemiz gerekiyor?
Değerli Kardeşimiz;
Evvela şunu ifade edelim Nur talebelerinin en temel vazifesi ve birinci önceliği iman hizmetidir siyasette dahil hiç bir vazife ve meşguliyet bu vazifenin önüne geçemez. Nur talebesi siyasetle meşgul olacak şahsi olarak meşgul olabilir cemaat adına siyasetle meşgul olması doğru değildir.
“Fakat siyaset hesabına değil, belki Nur’ların intişarı ve maslahatı hesabına, bazı kardeşler, Nurlar namına değil, belki kendi şahısları namına girebilir…”
Görüldüğü gibi siyasete şahsi olarak giren Nur talebesi de siyaset adına değil Nurların intişarı adına girebilir deniliyor.
İkincisi Nur talebelerinin bir siyasi partiye oy vermesi ve o partiyi oyu ile desteklemesi aktif siyasetçi olduğu anlamına gelmiyor vatandaşlık görevini ifa etmiş oluyor.
Üçüncüsü Üstadımızın çok partili sürece geçildikten sonra Demokrat partiyi desteklemesi tek parti diktatörlüğünün bitirilip demokratik bir düzenin tesis edilmesi içindir. Yoksa bir parti bağnazlığı ya da bir parti taraftarlığı anlamında değildir. Kaldı ki o dönemde iki ana parti var en uygunu da Demokrat partidir.
Dördüncüsü Nur talebeleri içtimai ve siyasi konularda temel ilkeler üzerinden hareket eder ve etmelidir. Bu temel ilkeler ise cumhuriyet ve demokrasi, hukuk, adalet ve hürriyettir. Bu temel ilkelere bağlı olan ve hizmet eden partilere destek verir tek adam, otoriter siyaset, meşverete aykırı müstebid anlayışlara da karşı durur ve durmalıdır.
Beşincisi Üstatta siyaseti dine alet etme ve ona hizmetkar kılma anlayışı hakimdi ve bu şekilde mücadele etti ama kendininde de itiraf ettiği gibi beyhude yoruldum dedi sonra bütün dikkat ve enerjisini iman hizmetine teksif etti ve Nur talebelerininde bu şekilde hareket etmesini şiddetle istidi.
Altıncısı Nur cemaatinin bir partiye eklemlenmesi iman hizmetine büyük zarar verir ve diğer partilileri Risale-i Nura düşman eder bu sebeple Nur talebelerinin bir parti adına hareket etmesi büyük bir hata ve cinayettir.
Bu zamanda insanların ekserisinin imanı tehlike içindedir. Onun için ebedi saadetlerinin vesikası olan sağlam imanı telkin etmek ve ders vermek vazifesi, neticesi şüpheli siyasi mücadeleden daha ehemmiyetlidir. Bundan dolayı Nur talebelerinin en mühim görevi; önce kendisi tahkiki imanı elde etmek, sonrada bir başkasının tahkiki imanı elde etmesine ve kurtulmasına vesile olmaktır.
Siyaset yolu ile yapılan hizmet, halkın yüzde seksene fayda vermesi meçhul olmakla beraber, neticeye ulaşmak da şüphelidir Türkiye’deki siyasi tarih buna şahittir. En güzel siyaset; kafası karışık olan yüzde seksene iman ve nuru göstermek ile terbiye ve irşat etmektir. Zaten yüzde sekseni hakikatleri görünce, siyasette ona uyum sağlamak zorunda kalır.
Selam ve dua ile…
Sorularla Risale Editörü