Gençlerimizin Acınacak Hali

Son zamanlarda sokaklarda gördüğüm gençlik manzaraları beni çok endişelendiriyor. Özellikle geçen gün bir yerde otururken gördüğüm iki çocuğun evet iki genç değil ilköğretim öğrencisi olan kız ve erkek iki öğrencinin sokak ortasındaki sergilemiş oldukları hareketler tüylerimi diken diken etti.

Düşünebiliyor musunuz? çocuk yaşta iki ilköğretim öğrencisi Üniversite öğrencilerinin bile sergilemeyeceği ahlaki olmayan davranışları sokakta sergiliyordu. Bu gördüğüm tavırlar gençliğimizin ne kadar büyük bir uçuruma gittiğini gösteren birer örnekti. Peki bu çocuklar bu davranışları nereden öğreniyor? Tabii ki televizyondan, internetten ve basın-yayın organlarında seyrettiklerinden örnek almaktadır.

Özellikle okullun son günleri olmasından dolayı, derslerin boş geçmesiyle öğrencilerde çok büyük bir başıbozukluk ortaya çıkmaktadır. Bu başıbozukluk çok büyük yanlışların ortaya çıkmasına sebep olabilir.

Unutmayalım! Bu sokaklarda bu yanlışı yapanlar ya bizim çocuklarımızdır. Ya da bizim öğrencilerimizdir. Her durumda biz bu çocukların bu hale gelmesinde rol sahibiyiz.Kimse bu çocuklardan bana ne diyemez. Bana ne diyen bir insan, yarın karşısında önemsemediği bir çocuğun mağduru olabilir.İlahiyatçı yazar Vehbi KARAKAŞ’IN çok güzel bir tespiti var.Karakaş hoca şöyle diyor:

Biliyorsunuz, İslamiyetten önce yani cahiliye devrinde kız çocukları diri diri kuyulara atılıp öldürülüyordu. Şimdi ise hem kızlar hem oğlanlar kuyulara atılıp diri diri öldürülüyorlar. Dün kız çocukları ağlatılarak öldürülüyordu, bugün çocuklar güldürülerek öldürülüyorlar. Sadece kuyular değişti, Kuyular modernleşti.

Evet Vehbi KARAKAŞ hocamızın tespitiyle gençleri meşru olmayan yanlışlara yönlendiren her internet sitesi, televizyon ekranı, sahne, Basın- yayın organı birer modern kuyu durumundadır. Ne acıdır ki kimse bunların birer kuyu ve kara delik olduğunu fark edememektedir. Çünkü bunlar makyajlı ve maskeli bir şekilde görünmekte. Zehirken bal gibi görünmektedir. Cehennem zebanileri cennet hurileri olarak takdim edilmektedir.

Bu sözde modern! ve maskeli kuyulara atılan ve onların cazibesine kapılan gençler manen öldürülmektedir. Birer ruhsuz ve gayesiz canlı cenaze haline gelmektedir. Eskiden aileleri bu çocukların arkasından ağlardı. Günümüzde bu bataklığa atılan çocukların arkasında ağlayan da yok.

Sonuç olarak bizler, yani anne ve babalar çocuklarımızı çok dikkatli bir şekilde yetiştirmeliyiz. Eğer çocuklarımız internete girmek istiyorsa engel olmak yerine seçici olalım. Belki birileri niçin engel olmayalım diyebilir. Evet ben engel olmamalıyız diyorum. Çünkü engel olursak bu yasak çocuğa daha çekici gelir. Çocuk bunu internet kaffelerde daha tehlikeli bir şekilde ulaşır. Biz ne yapmalıyız? Bizim yapacağımız çocuklarımızın yararlı olan siteleri kontrollü bir şekilde girmelerini sağlamaktır. Yeri geldiğinde çocuklarla birlikte internette eğitici ve yararlı bilgiler sunan sitelere girilebilir ve çocuklar bu yararlı sitelere girmeleri hususunda teşvik edilebilir.

Bunu televizyon için de söyleye biliriz. Çocuklara televizyonu yasaklamak yerine yeri geldiğinde çocuklarımızla birlikte televizyonda bizim kontrolümüzde yararlı dini, ahlaki yönden olumlu katkı yapan filmleri ve eğitici  programları izleyebiliriz. Kitap ve dergi seçiminde de hassas olmalıyız. Kitap ve dergi verirken çocuklarımıza onların seveceği ve hoşlarına gidebilecek. Onların zihin dünyasına artı değer katacak kitap ve dergiler alınıp önemli günlerde hediye edilebilir.Böylece çocuklarımızı hem sevindirmiş olur hem de onlara değer verdiğimizi göstermiş oluruz.

Sonuç olarak eğer biz bu teknolojik cihazları kontrolümüz altına almazsak. Onlar birer kör kuyu gibi hem bizi hem çocuklarımızı içine alır. Böylelikle hem bizi hem de çocuklarımızı manen öldürür. Böyle bir sonuçla karşılaşmamak için teknolojinin zararlarına dikkat ederek kullanmalıyız. Teknolojiyi olumlu yönlere kanalize ederek kullanmalıyız.

Hamit Derman

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: