Kutlu Doğum heyecanı başlıyor…
Hz. Peygamberin doğumunun yıl dönümü münasebetiyle her yıl büyük bir coşkuyla idrak edilen ‘Kutlu Doğum Haftası’ heyecanı başlıyor. Hz. Peygamber’in 1443. doğum günü tüm yurtta çeşitli etkinliklerle kutlanacak.
Ankara Arena Spor Salonunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün teşrifleriyle başlayacak olan resmi açılış programında sala ve salavatlar eşliğinde siyer-i Nebi anlatımı yapılacak.
13 Nisan Pazar günü İstanbul Sinan Erdem Spor Salonunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın onurlandıracağı programla devam edecek olan etkinlikler, 14 Nisan Pazartesi Trabzon’da, 16 Nisan Çarşamba Günü Şanlıurfa’da, 19 Nisan Cumartesi Erzurum’da Diyanet İşleri Başkanı Görmez’in katılımıyla sürecek.
Ayrıca Kahramanmaraş, Aydın, Sakarya, Çorum, İzmir, Yalova, Adana, Hatay, Gaziantep, Nevşehir, Kırıkkale, Amasya, Kayseri ve Çanakkale’de de Kutlu Doğum Haftası, Başkanlığın hazırladığı programlarla kutlanacak.
Hz. Peygamber, Din ve samimiyet…
Hafta münasebeti ile toplumda farkındalık oluşturmak adına bu yıl düzenlenecek etkinliklerin ana teması, “Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet” olarak belirlendi.
Hafta dolayısıyla hazırlanan ‘Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet’ adlı kitap için bir sunuş yazısı kaleme alan Başkan Görmez, “İhlas ve samimiyet, inancın, kulluğun ve itaatin sadece ve sadece alemlerin Rabbi olan Allah’a özgü kılınmasıdır. İhlas ve samimiyet bütün ibadetlerin her türlü riya, gösteriş ve çıkar kaygılarından arındırılıp sadece Allah rızası için yapılmasıdır” dedi.
Dinin doğru veya yanlış anlaşılmaya müsait bir zemini olduğunu belirten Başkan Görmez, sunuş yazısında şu ifadelere yer verdi;
“Din eğer doğru anlaşılırsa insan hayatında su ve havakadar önemli ve tabiidir. Ancak yanlış anlaşıldığında bu tabiilik bozulur. Bu yanlış anlamanın vereceği zarar da dinsizliğin vereceği zararla eşdeğerdir. İhlas ve samimiyet dinin özüdür. İhlas ve samimiyet, inancın, kulluğun ve itaatin sadece ve sadece alemlerin Rabbi olan Allah’a özgü kılınmasıdır. İhlas ve samimiyet bütün ibadetlerin her türlü riya, gösteriş ve çıkar kaygılarından arındırılıp sadece Allah rızası için yapılmasıdır. İhlas Allah’a karşı olduğu gibi insanlara, canlı, cansız bütün varlıklara da gösterilen samimiyettir. İhlas olmazsa ruhumuzun miracına sebep olması gereken namazlarımız bizleri kötülükten alıkoyamaz. İhlas olmazsa oruçlarımız artık bizim için kalkan değil, sadece açlık ve susuzluktan ibaret kalır. İhlas olmazsa kurbanlarımız Rabbimize kurbiyete vesile olamaz, elimizde kalan sadece onların etleri ve kanları olur. İhlasın yerini gösteriş, samimiyetin yerini riya almışsa, sağ elimizin verdiğini sol elimizin bilmemesi gereken fedakarlıklarımızı herkes biliyorsa, o vakit sadakalarımız Rabbimize sadakatimizi ifade etmekten çok uzakta demektir. Gösteriş malzemesi yapılan sadakalar, ömrümüze bereket getirmekten ziyade bizi çoraklaştırır.
“Samimiyetin kapısını ne zaman çalacağız?”
İhlas ve samimiyet sadece inanç ve ibadetlerde değil insan ilişkilerinde de önemlidir. Müslüman’ın Müslüman’a karşı samimi, içten ve gönülden davranması da dinin önemli bir ilkesidir. Zira müminin en önemli vasfı olan güvenilirlik ancak içten ve samimi davranışlarla sağlanabilir. Uzaklarda bir yerlerde boynu bükük bir halde ihlas bizi bekliyor. Riyadan, kibirden, ikiyüzlülükten uzaklaşıp samimiyetin kapısını ne zaman çalacağız? Kulluk gösterilerinden, gösteriş bağımlılığından, iyilikleri pazarlarda satmaktan uzaklaşıp ihlas, samimiyet ve takvanın gönlünü ne zaman alacağız? Sahi yolculuğumuz nereye? Bizler kimin muhaciriyiz? Ayet-i kerimede de ifade edildiği gibi Allah’ın azabından sadece O’nun ihlaslı kulları kurtulacaktır.