Meal Üzerine

Türkçe açıklamalı Kur’an okunabilir; bunda herhangi bir sakınca yoktur. Kur’an Meali okurken dikkat edilecek en önemli konu; inanç esaslarında ya da farz, vacip, haram gibi hükümlerde mutlaka tefsirlere ve ilgili fıkıh kitaplarına da bakmak gerekir.

Meallerde açıklama olmadığı için yanlış anlaşılmalar olabilmektedir. Bu sebeple meal yerine tefsir okunmasını tavsiye ediyoruz. Prof. Ethem Cebecioğlu Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalı Başkanı, Yirmi beş yıl “Kuran okudum Kur’anı anladım zannettim, otuz beş yıldır hadis okuyorum meğer anlamamışım. Birde meal okuyanların durumunu varın siz düşünün.”

Arapça bilmeden, usul bilmeden, on beş asırlık birikimden yararlanmadan Kur’an-ı Kerim’in, asıl dilinden başka bir dile yapılmış tercümesini / mealini okuyup bundan hüküm çıkarmak; inanç, ibadet ve davranış kurallarının bilgisine ulaşmayı hedef edinmek. Bunun sağlıklı, mümini amacına ulaştıracak bir yöntem olmadığı güçlü delillerle sabittir.

Tercüme ve meal, birçok kelime ve cümlenin muhtemel manalarından birini tercih ederek yapılır; diğer muhtemel manalar metinde kalır, meale geçmez.

Örneğin; “Anlamak” kelimesini ele alalım.
Dirâyet : Akılla anlamak
Rivâyet : Nakille anlamak
Hidâyet : Yürekle anlamak
Firâset : Düşünerek anlamak
Kırâat : Okuyarak anlamak
İbâdet : Tüm benlikle hissederek anlamanın zirvesi.

Diğer bir örnek “Açık” kelimesi
Aleni: açık
Bariz: açık
Âşikâr: açık
Âyân: açık
Müstehcen: açık
Üryan: açık
Münhal: açık
Sarih: açık
Mubin: açık
Vâzih: açık

Aynı şekilde “Üzülmek”
Müteessir olmak: üzülmek
Müteessif olmak: üzülmek
Hicap duymak: üzülmek
Hüzünlenmek: üzülmek
Kederlenmek: üzülmek
Ukde kalmak: üzülmek
Kaygılanmak: üzülmek
Efkârlanmak: üzülmek
Tasalanmak: üzülmek
Esef duymak: üzülmek

Bir başka örnek “Düşünme”
Tefekkür: fikri harekete geçirmek
Tedebbür: Bir şeyin sonucunu düşünmek.
Taakkul: zihin yorarak anlamaya, hatırlamaya çalışmak, derin düşünmek.
Abr: söylemeden bir şey düşünmek

Bu sebeple meal ve tefsir okunur, bunun sayılmayacak kadar çok faydası ve bereketi vardır; ancak, hüküm çıkarmak için Arapça ve usul bilgisine, Nazm-ı Kur’an’a müracaata ihtiyaç vardır.

Çetin KILIÇ

Kaynak : Ethem Cebecioğlu, sorularla İslamiyet, lugat.

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: