Said Nursi’den Başbakana: Ayasofya’yı Aç Darbeden Kurtul
Üstadın farklı şehirleri ziyaret etmesindeki zahiri sebep, talebelerinin kendi bulundukları şehirlere Üstadı davet etmeleriyle gerçekleşmişti. İstanbul’dan, Ankara’dan, Konya’dan davet ediliyordu. O davetler üzerine dolaşmıştır. Ama Üstad Ankara’ya ayrı bir nedenle geliyor.
Üstadın yapmak istediği şey, Adnan Menderes’e bir tehlikenin yaklaşmakta olduğunu haber vermek bizzat kendisine anlatmaktı. Menderes’e olmasa bile en azından onun yakınlarına durumu anlatmaktı. Hatta Ankara valisine, Başsavcılığa, Müdde-i Umumiyesine (Başsavcılık Makamına) Isparta Milletvekili merhum Tahsin Tola ağabey vasıtasıyla bu haberleri ulaştırmaya çalıştı. Üstad onu Menderes’e, savcılığa gönderdi. Yani bu telaşını bildirmek istiyor. Bir musibetin yaklaşmakta olduğunu haber vermekti niyeti.
O arada davetler de devam ediyor sürekli. İstanbul’dan, Konya’dan çağırıyorlar. Üstad bu davetler üzerine İstanbul’a gitmiş. Daha sonra tekrar Ankara Beyrut Palas’a gelmiş. Birkaç gün kadar kalmış. Yine İstanbul’a gitmiş, Ankara’ya üçüncü defa davet edilmiş. Tabi o sırada İnönü bağırıyor, “Menderes demokrat olan Said Nursi’ye seçim propagandası için bir araba kiralamış. Onunla Said Nursi’yi gezdiriyor” diye türlü iftiralarda bulunuyor. Bu sebeple Menderes hükümeti korktu, çekindi. Ve Üstadın Ankara’ya girmemesi için çabalamaya başladılar. Üstadın Emirdağ’a dönmesini istediler. Karar aldılar. Ve son gelişini Ankara’ya girmeden önce engellediler, o da geri döndü… Tabii çok yanlış bir karar oldu bu onlar için. Üstad gelecek musibetin defedilmesini istiyor.
Üstad Hazretleri ihtilalin gelmekte olduğunu fark ediyor ve onları da uyarmak istiyor. Üstad da 1954’te yazdığı bir mektubu ona da yazıyor. Ülkede birkaç tehlikenin var olduğunu, birkaç partinin olduğunu söylüyor. “İki şey istiyorum, birisi Ayasofya’yı tekrar cami olarak görmek, ikincisi de Risale-i Nurları hükümet eliyle yaymak” diyor. Fakat bunlar olmadı. Menderes Allah rahmet eylesin, kusurlarını affetsin, daha sonra Risale-i Nurlara müdahil oldu. Emniyetin karışmasını engelledi. Ve Risale-i Nurlar açıkça basılmaya başladı.