Şifa için (Hastalıklara Karşı) Okunabilecek Dualar ve Esma’ül Hüsna
Nasıl ki, bir çocuk eli yetişemediği bir ihtiyacını, bir arzusunu elde etmek için ya ağlar, ya ister; yani aczinin (acizliğinin) diliyle dua eder ve isteklerini elde eder.
Öyle de, insan bütün canlılar içinde nazik ve nazlı bir çocuğa benzer. Cenab-ı Hakkın dergâhına acziyle ağlamak veya ihtiyacıyla dua etmeye yönelir.
Başa gelen çeşitli sıkıntılar ve belalar, insana aczini ve güçsüzlüğünü hatırlatıp onu Rabbine yönelmeye zorlar.. bu nedenle tüm belalar aynı zamanda Allah’a sevk ettiği için bir rahmettir. (Allah’a sığınanlara)
“Dua eden adam anlar ki, Birisi var, benim kalbimden geçenleri işitir, her şeye eli yetişir, her bir arzusunu yerine getirebilir, âcizliğine merhamet eder.”
Bediüzzaman Saidi Nursi Hazretleri Risalei Nur Külliyatında hastalara şöyle seslenmektedir.
“Ey bîçare hasta! Merak etme, sabret. Senin hastalığın sana dert değil belki bir nevi dermandır.
Ey sabırsız hasta! Sabret belki şükret. Senin bu hastalığın, ömür dakikalarını birer saat ibadet hükmüne getirebilir.
Ey tahammülsüz hasta! İnsan bu dünyaya keyif sürmek ve lezzet almak için gelmemiştir.
Ey şekvacı hasta! Senin hakkın şekva değil şükürdür, sabırdır. Çünkü senin vücudun ve aza ve cihazatın, senin mülkün değildir.
Ey maraza müptela hasta! Bu zamanda tecrübemle kanaatim gelmiştir ki hastalık bazılara bir ihsan-ı İlahîdir, bir hediye-i Rahmanîdir.
Ey elemden teşekki eden hasta! Senden soruyorum, geçmiş ömrünü düşün ve o ömürde geçmiş lezzetli safa günleri ve bela ve elemli vakitlerini tahattur et. Herhalde ya oh ya âh diyeceksin.
Ey dünya zevkini düşünüp hastalıktan ızdırap çeken kardeşim! Bu dünya eğer daimî olsa idi ve yolumuzda ölüm olmasaydı ve firak ve zevalin rüzgârları esmeseydi ve musibetli, fırtınalı istikbalde manevî kış mevsimleri olmasaydı; ben de seninle beraber senin haline acıyacaktım. Fakat madem dünya bir gün bize haydi dışarı diyecek, feryadımızdan kulağını kapayacak, o bizi dışarı kovmadan biz bu hastalıklar ikazatıyla şimdiden onun aşkından vazgeçmeliyiz. O bizi terk etmeden, kalben onu terke çalışmalıyız.
Ey sıhhatinin lezzetini kaybeden hasta! Senin hastalığın sıhhatteki nimet-i İlahiyenin lezzetini kaçırmıyor bilakis tattırıyor, ziyadeleştiriyor.
Ey âhiretini düşünen hasta! Hastalık, sabun gibi günahların kirlerini yıkar, temizler.
Ey Hâlık’ını tanıyan hasta! Hastalıklardaki elem ve tevahhuş ve korkmak ise hastalık bazen ölüme vesile olduğu cihetindendir.
Evvela: Bil ve kat’î iman et ki: “Ecel mukadderdir, tagayyür etmez.” Çok ağır hastaların başında ağlayanlar ve sıhhatleri yerinde olanlar ölmüşler, o ağır hastalar şifa bulup yaşamışlar.
Sâniyen: Ölüm, sureten göründüğü gibi dehşetli değil. Çok risalelerde gayet kat’î, şeksiz, şüphesiz bir surette, Kur’an-ı
Hakîm’in verdiği nur ile ispat etmişiz ki ehl-i iman için ölüm,vazife-i hayat külfetinden bir terhistir.
Hem dünya meydanındaki imtihanda, talim ve talimat olan ubudiyetten bir paydostur.
Ey lüzumsuz merak eden hasta! Sen, hastalığın ağırlığından merak ediyorsun. O merakın, senin hastalığını ağırlaştırır.
Hastalığın hafifleşmesini istersen merak etmemeye çalış.
Ey hastalıktan şekva eden bîçare adam! Hastalık bazılara ehemmiyetli bir definedir, gayet kıymettar bir hediye-i İlahiyedir.
Ey gözüne perde gelen hasta! Eğer ehl-i imanın gözüne gelen perdenin altında nasıl bir nur ve manevî bir göz olduğunu bilsen “Yüz bin şükür Rabb-i Rahîm’ime!” dersin.
Ey âh ü enîn eden hasta! Hastalığın suretine bakıp âh eyleme! Manasına bak oh de! Eğer hastalığın manası güzel bir şey olmasa idi, Hâlık-ı Rahîm en sevdiği ibadına hastalıkları vermezdi.
Ey sıkıntıdan şekva eden hasta! Hastalık, hayat-ı içtimaiye-i insaniyede en mühim ve gayet güzel olan hürmet ve merhameti telkin eder. Çünkü insanı vahşete ve merhametsizliğe sevk eden istiğnadan kurtarıyor.
Ey hastalık vasıtasıyla hayrat yapamamaktan şekva eden hasta! Şükret, hayratın en “hâlis”inin kapısını sana açan, hastalıktır. Hastalık mütemadiyen hastaya ve lillah için hastaya bakıcılara sevap kazandırmakla beraber, duanın makbuliyetine en mühim bir vesiledir.
Ey şükrü bırakıp şekvaya giren hasta! Şekva, bir haktan gelir. Senin bir hakkın zayi olmamış ki şekva ediyorsun. Belki senin üstünde hak olan çok şükürler var, yapmadın. Cenab-ı Hakk’ın hakkını vermeden haksız bir surette hak istiyorsun gibi şekva ediyorsun. Sen, kendinden yukarı mertebelerdeki sıhhatli olanlara bakıp şekva edemezsin. Belki sen, kendinden sıhhat noktasında aşağı derecelerde bulunan bîçare hastalara bakıp şükretmekle mükellefsin. Senin elin kırık ise kesilmiş ellere bak! Bir gözün yoksa iki gözü de olmayan âmâlara bak! Allah’a şükret.
Ey derdine derman arayan hasta! Hastalık iki kısımdır. Bir kısmı hakiki, bir kısmı vehmîdir. Hakiki kısmı ise Şâfî-i Hakîm-i Zülcelal, küre-i arz olan eczahane-i kübrasında, her derde bir deva istif etmiş. O devalar ise dertleri isterler. Her derde bir derman halk etmiştir. Tedavi için ilaçları almak, istimal etmek meşrudur. Fakat tesiri ve şifayı, Cenab-ı Hak’tan bilmek gerektir. Dermanı o verdiği gibi şifayı da o veriyor.
Ey nüzul gibi ağır hastalıklara müptela olan kardeş! Evvela sana müjde ediyorum ki mü’min için nüzul mübarek sayılıyor.
Ey masum hasta çocuklara ve masum çocuklar hükmünde olan ihtiyarlara hizmet eden hasta bakıcılar! Sizin önünüzde mühim bir ticaret-i uhreviye var. Şevk ve gayret ile o ticareti kazanınız.
Ey hasta kardeşler! Siz gayet nâfi’ ve her derde deva ve hakiki lezzetli kudsî bir tiryak isterseniz imanınızı inkişaf ettiriniz. Yani tövbe ve istiğfar ile ve namaz ve ubudiyetle, o tiryak-ı kudsî olan imanı ve imandan gelen ilacı istimal ediniz.”
Kur’ân’daki şifa dualarını okumak, ilaç tedavisini ve tıbbın gerekli gördüğü diğer müdahaleleri terk etmek anlamına gelmemelidir.
Doktora gitmek, ilaç kullanmak, ameliyat olmak, perhiz yapmak da birer fiili duadır ve şifayı Allah’tan istemektir. Yoksa ne ilaç şifa verir, ne de doktor. Gerçek Şâfi, şifâ verici Allah’tır.
Kur’an’ın her ayeti birer şifadır. Her ayet her hastalık için okunabilir.
Fatiha, İhlas, Nas, Felak, Yasin, Tebareke surelerini Ayet el-Kürsi, Amenarrasülü ve Haşr suresinin son üç ayetini okuyabilirsiniz.
Kur’ân iki şifadan söz eder: Birisi bal, diğeri de Kur’ân’ın kendisi. Bal, maddi bir şifa kaynağı iken, Kur’ân hem maddi hem manevi bir şifa kaynağıdır:
Yine Hz. Aişe (ra)’nin anlattığına göre, Peygamberimiz (asm) her gece istirahate çekileceği zaman İhlâs ve Muavvizeteyn sûrelerini okuyup avuçlarına üfler, sonra ellerinin yetişebildiği yere kadar vücudunun her tarafını meshederdi.
Peygamberimizin (asm) sözünü ettiği bir diğer şifa suresi, hepimizin bildiği Fâtiha’dır.
Kur’ân-ı Kerim’de “Rabbenâ” ve “Rabbi” ile başlayan pek çok dua âyetleri vardır. Bu âyetleri maddi hastalıkların tedavisi için okuyabileceğimiz gibi, manevi, psikolojik hastalıklar için okuyabiliriz.
Rasûlullah (s.a.v) “Elini, vücudunda ağrıyan yerin üzerine koy ve şu duayı oku” buyurdu.
Dua şu idi: Üç kere: “Bismillah”tan sonra yedi kere, “Eûzu bi-izzetillâhi ve kudretihî min şerri mâ ecidu ve uhâziru.
Hastanın başını sağ elinle tut ve başparmağını ve işaret parmağını anla bastır ve yedi kere “Fatiha” suresini oku.
Üç kere “ihlâs”suresi ve şu ayet okunur; Lev enzelna…
Çokça kuran okumak; kişiyi sakinleştirir ve üzerine sekinet inmesine, Allahın rahmetinin kendisini kuşatmasına sebep olur.
Kalbin kuvvetlendirmek ve rahatlatmak için denenmiş ve fayda görülmüş bir kıraat ise; kişinin sağ elini kalbinin üzerine koyarak uykudan önce “Mümin suresi”ni, okumasıdır.
Göz değmesine uğrayan kimseyi, düştüğü rahatsızlıktan kurtarmak için gözü değen kimseye abdest aldırtıp, abdest suyunu bir kabta toplayarak gözzedeye dökmek gerekmektedir.
Peygamberimiz Eshâbına, bütün ağrı ve ateşli hastalıklar için: “Bismillâhil kebîr eûzü billâhil azîm min şerri külli ırkın ne’ar ve şerri harrin-nâr” duâsını okumayı öğretirdi.
Bazı rahatsızlıklar ve ona şifa verecek Esmaül Hüsna:
Ağrıyan bölgeye elimizi koyarak duamızı okuyalım..
Kulak için: EsSemi
Omurga için: El Cabbar
Saç için: El Bedi’
Adaleler için: El Kavi
Kalp Kasları için: ErRezzak
Atardamarlar için: El Cabbar
Kanser için: Celle Celaluhu
Burun için: Latif- Ğani- Rahim
Bacak için: ErRafi’
Göz – damarları için: El Muteal
Kolon için: ErRauf
Karaciğer için: En Nafi’
Prostat için: ErReşid
Yağ keseleri için: En Nafi’
İdrar kesesi için: El Hadi
Akciğerler için: ErRazık
Kemikler için: En Nafi
Dizler için: ErRauf
Saç Kepeği için: Celle Celaluhu
Kalp için: En Nur
Kalp Damarı için: El Vahhab
Sinirler için: El Muğni
Migren için: El Ğani
Guatr için: El Cabbar
Göz için: EnNur-Basir-Vahhab
Mide için: ErRezzak
Böbrek için: El Hayy
Bağırsaklar için: EsSabur
Pankreas-Şeker hastalığı için: El Bari
Rahim için: El Halik
Romatizma için: El Muheymin
Göz Siniri için: EzZahir
Tansiyon için: El Hafid
Sağlıklı bir ömür için; El-Vasi
İyi bir idareci olmak için; El-Vali
Yeni bir iş kurmak için El-Hakim
Küsleri barıştırmak için El- Cami
Bolluk ve bereket için El- Hamid
Bedenen güçlü olmak için El- Kaviy
Sevmek ve sevilmek için El- Vedud
Daima yükselmek için El- Mukkadim
Birinin elinizden tutması için El-Veli
Her meselenin çözümü için Ez- Zahir
Birilerine iyilik yapmak için El- Latif
İlim ve irfanınızın artması için EL-Alim
Cesur ve atılgan olmak için El -Kahhar
Alacaklarınızı tahsil etmek için El-Bais
Hafızanızın kuvvetlenmesi için El- Habir
İzzet ve şerefinizin artması için El- Mecid
Ağır hastalıklardan korunmak için El-Mümin
İkna kabiliyetinizin yükselmesi için El- Azim
Kaybettiğiniz bir şeyi bulmak için El- Vacid
Üzüntü ve sıkıntıdan kurtulmak için El Halik
Yaşamda neşeli ve enerjik olmak için El-Hayy
İşlerinizde daha başarılı olmak için El- Muhyi
Kötü alışkanlıklardan kurtulma için Er- Reşit
Kötü birinin uzaklaştırılması için El- Muahhir
Zekanızın daha kuvvetli olması için El- Muhsi
Herhangi bir hedefe ulaşmak için El- Musavvir
Eşinizle aranızın daha iyi olması için El- Muksit
Hatırı sayılır insanların sizi sevmesi için El- Vali
Şansınızın ve talihinizin açılması için Eş- Şekkkur
Elinizdeki fırsatları değerlendirmek için El- Muid
Elinizdeki bir şeyi muhafaza etmek için Er-Rakib
İhtiyacınız olan bir şeyi elde etmek için El- Mukit
İnsanlardan hürmet ve saygı görmek için El- Kebir
Sizde eksik olan bir şeyi tamamlamak için El- Mukit
Arzu ve isteklerinizin kabul olunması için El- Mucib
İşinizde yükselmek ve kariyer yapmak için Er- Rafi
Çocuklarınızın size daha itaatkar olması için El- Hadi
Maddi ve manevi anlamda güçlü olmak için El- Metin
Sizde eksik olan bir şeyin tamamlanması için El- Cebbar
Şefkatli ve merhametli olmak için ER-Rahim, Er-Rahman
Aranız açık bir arkadaşınızla barışmak için Celle Celelahü
İnsanlar arasında başı dik ve alnı açık gezmek için El- Hasib
Size zarar verecek kişilerin sizden uzaklaşması için Ed- Darr
Başkalarını duygu ve düşüncelerini anlamak için El Müheymin
Birinin gücü ve varlığı karşısında zayıf kalmamak için El-Müzill
Başladığınız bir işi başarıyla sonuna kadar götürmek için El-Vekil
Zihinsel, ruhsal ve bedensel olarak organize olmak için El-Kayyum
Herhangi bir konuda haklı olduğunuzu ispatlamak için El- Hakem
Birine yaptırmak istediğiniz işinizin kolaylıkla olması için El-Rezzak
Maddi ve manevi anlamda sıkıntıya düşmemek için El-Muğni, En-Nafi
Olmadık yerden başınıza felaketlerin gelmemesi için El -Mani, Es-Selam
Allahumme salli ala seyyidina Muhammedin tıbbil’kulubi ve devaiha ve afiyetil, abdani ve şifaiha ve nuril’ebsari ve ziyaiha ve ala alihi ve sahbihi ve sellim.
Allah şafi ismiyle muamele etsin, maddi manevi hastalıklarımıza şifa versin. Amin.
Hususen hasta kardeşlerimize Risale-i Nur külliyatında geçen Yirmi beşinci Lem’a kısmını okumalarını tavsiye ediyoruz.
Yirmi beşinci Lem’a, yirmi beş devadır. Hastalara bir merhem, bir teselli, manevî bir reçete, bir iyadetü’l-mariz ve geçmiş olsun makamında yazılmıştır.
“Bu kitap her derde dermandır.”
Derleyen : Çetin KILIÇ
Kaynaklar:
Hadis küliiyatı
Risalei nur külliyatı
Sorularla islamiyet
Peygamber duaları