Dünyanın karnı yüksek derecede ateşle dolu olduğu gibi başımız üstündeki güneş daha yüksek bir sıcaklığa sahip. Bizse iki ateş arasında hayat sürüyoruz; ateşler arasında açan gül, karanlıklar içindeki aydınlık gibi…
(Hüseyin Eren)

Cihattan önce gelir Hicret. Nefsaniyeti terk etmeyen cihada çıkamaz. Yerini, yurdunu, işini, aşını, zevkini, lezzetini, masivayı bırakmayan nasıl muhacir olur, nasıl mücahit olur?..

Çelişkiler keşmekeşinde savunmasız duruşumuz bizi savruk kılıyor; zihnimiz açık, aklımız açık, hislerimiz açık… Birkaç metre elbise örtmüyor bu kadar açıklığı…

Kalp dairesinden uzak bütün işler küçük, bütün meseleler in önemi az; ne kadar kuvvetli ve akıllı da olunsa bütün kuvvet ve akıl bu değişmez gerçeği değiştiremez; Ömür az, lüzumlu işlerse çoktur. Ebedi saadet; bu kısacık ömürde, deni dünyada kazanılacaktır.

Tevbe ve istiğfar ile O’na sığınmak, namaz ve ubudiyetle sığınmayı daha canlı kılmak, dışa dönük ifadelendirmek; bedeni canlandırdığı gibi ruhu hafifletir, kalbi hüşyar kılar, latifeleri adiyattan elini çektirir, aklın yönünü uhraya döndürür.