Bediüzzaman’ın da bir Cumhuriyet anlayışı vardır. Bu konudaki fikri de gizli değil, çok açıktır. O, “dindar bir Cumhuriyetçi”dir. Çünkü dört Halife ona göre; hem halifedir hem de cumhurun yani halkın reisidir. O, manasız bir isim ve resim taşıyan rejimden yana değildir. (Dr. Selçuk Eskiçubuk’un yazısı..)

Bu semboller bilgili bir hocanın öğrencilere verdiği fayda kadar değerlidir. Çünkü İslamın ruhu ve nuru onların içindedir, bakanlara onları açıkça gösterir. Asırlar geçse de o zamanın aynen devam ettiğini anlatır. İslamın tatlı suyu, sanki mabetlerin içinde katılaşmış birer imani sütun gibi durmaktadır… (Dr. Selçuk Eskiçubuk’un yazısı..)

Cep telefonumuza bir mesaj geldiğinde, merakla hemen okumak için ekrana bakan bizler, kendi bedenimizde, çevremizde ve evrende görülen, 99 “Esma-ül Hüsna’nın” asırlardan beri, iç içe ve milyarlarca sayıda gönderilmiş ve halen de gönderilmekte olan mesajlarını okuyabiliyor muyuz?.. (Dr. Selçuk Eskiçubuk’un yazısı..)

Köpek balığından korkuyorsun, sana saldıracak diye.. Ama nefis balığın seni yutmuş çoktan… (Dr. Selçuk Eskiçubuk’un kaleminden..)

İşlerin konuşup anlaşma yoluyla halledilmesine eski dilde,“meşveret“ , dinin istediği meşverete“meşveret-i meşrua” ve dine uygun olarak yapılan meşverete ise “meşveret-i şer’iye“ denir. Günlük hayatın akışında insanlar doğru bir karar vermek için, birilerine danışmak, fikir sormak ihtiyacını duyabilirler. (Dr. Selçuk Eskiçubuk’un yazısı..)