Küffarın önünde, dönmemek için, Fıratı geçtikten sonra yaptırdığı köprüyü yıkan Hz. Ebu Ubeyde (r.a.) gibi dönmeyeceğiz. İspanya önlerinde geri dönmemek için gemileri yaktıran islamın muzaffer komandanı Tarık Bin Ziyad  gibi dönmeyeceğiz. Sadece ve yalınız münhasıran İ’la-yı Kelimetullah için, yani hakkı cihana ilan için, asırlarca şimalde at koşturanlar gibi dönmeyeceğiz (Abdülkadir Haktanır)

Nev-i beşerin ağlanacak gülmelerine, endişe-i istikbal ve akibet-bînlik adesesiyle, gayet şaşaalı bir gece bayramında, hapishane penceresinden bakarken, nazar-ı hayalime inkişaf eden bir vaziyeti beyan ediyorum (Abdülkadir Haktanır)

Orada: Her şeyden Cenab-ı Hakk’a karşı pencereler hükmünde çok vecihler var. Bütün mevcudatın hakaikı, bütün kâinatın hakikatı; esma-i İlahiyeye istinad eder. (Abdülkadir Haktanır)

Geçenlerde bir İlahiyatçıya sordum, Sen ateiste hangi Ayeti okursun?  O bana, defet onu, onunla konuşmak bile hatadır. Dedim peki o okul öğretmeni ise, onunla da mı konuşmayacaksın? Evet dedi. Pekȋ o ateist-imansız,  yavrularımız olan öğrencileri de imansız yapar… (Abdülkadir Haktanır)

Küllî ve Cüz’î irade ne demektir, açıklar mısınız? Ecel nedir? Ömür kısalır ya da uzar mı?  Son nefeste yapılan tevbe makbul müdür?  Tecdidi iman ve nikah ne zaman lazımdır?  (Abdülkadir Haktanır)